İstanbul Valiliği, Emniyet'le aralarında ihtilaf olduğuna dair iddiaları yalanladı. Valilik Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü tarafından yapılan yazılı açıklamada bunun 'devlet adabına' yakışmayacağı belirtildi. Açıklamada basın organlarındaki İstanbul Valisi'ni ilgilendiren hususları görmezlikten gelmenin mümkün olmadığı da kaydedilerek, haberlerde belirtilen konuların ayrıca değerlendirileceği ifade edildi.
Açıklamada, bazı basın organlarında yer alan "Vali'nin silahı hayalicide/kaçakçıda" gibi başlıklı haberlere dikkat çekilirken, bu iddiaların basına resmi kurumlar aracılığı ile sızdırıldığı belirtildi. Açıklamada:"Bu tarihten yaklaşık 10 yıl önce 1991 yılında, Erol Çakır kendisine ait 1. Dünya Savaşı'ndan kalma bir tabancıyı sosyal faaliyetlerde ön planda olan, sevilip sayılan bir muhtarın Tahtakale Mahalle Muhtarı oğluna bulundurma ruhsatlı olarak devretmiştir. Yapılan araştırmada, devralan şahsın o tarihte gümrük işleriyle veya ithalat-ihracat işleriyle herhangi bir ilgisinin olmadığı öğrenilmiştir. 10 yıl önce yapılmış olan söz konusu devir işleminde mevzuata veya ahlaka aykırı hiçbir husus kesinlikle söz konusu değildir. Söz konusu haberin bu şekilde kamuoyuna yansıtılmasının; kendilerine görevleri nedeniyle emanet edilen bilgileri ve belgeleri yalan yanlış şekilde basınımıza sızdırmayı şiar edinmek suretiyle onları yönlendirmek isteyen, ülkemizi kapkara gösteren bir tabloyu devamlı gündemde tutarak vatandaşlarımızı korku, endişe ve umutsuzluğa sevk ederek irticai kesimlere gelecek adına ümit aşılayan, tarikatçı zihniyetin yeni bir ürünü ve eylemi olarak İstanbul Valiliği'ni yıpratma amacı taşıdığı değerlendirilmektedir."
İstanbul İl Emniyet Müdürü Kazım Abanoz, Milliyet ve Radikal gazetelerinde kaleme aldığı ve Emniyet Müdürlüğü'nü konu edinen yazılarından dolayı Tuncay Özkan'ı yalanladı. Emniyet Müdürü Abanoz, yaptığı yazılı açıklamada, Tuncay Özkan'ın 1 Şubat 2001 tarihli Radikal, 20-21 Nisan 2001 tarihlerinde Milliyet gazetelerinde yer alan Abanoz ile Emniyet Teşkilatı hakkında yazdıklarının "tahkir edici ve iftira" olduğunu vurguladı. Abanoz, şahsının ve teşkilatının, başta organize suçluluk olmak üzere suçluluğun her türüne karşı kanunlar çerçevesinde etkin ve kararlı faaliyet gösterdiklerini belirttiği açıklamasında, Milliyet'te yer alan iddialara cevap verdi. Taleplerini kabul etmeyen Vali Çakır'ın telefonlarını özel ajanlarla dinlettiğine dair iddialar karşısında Abanoz, "Telefon dinleme ancak suç işleme şüphesi altında bulunan kişiler hakkında ve kanunda öngörülen prosedürler uygulanarak hakim kararıyla yapılan bir uygulamadır. Bu koşullar yerine getirilmeden şahsi gayeler güdülerek herhangi bir kimsenin telefonlarını dinlemek suçtur. Yaşamı boyunca hukuka uygun davranmayı şiar edinmiş olan şahsımın ise böyle bir suç işlemekle itham edilmesi ve sayın valimizin telefonlarını dinlettiğim açık bir iftiradır" dedi. Abanoz, haberde "İstanbul Emniyet Teşkilatında kadrolaşmaya gittiğine ilişkin" iddialar bulunduğunu belirterek, Emniyet Teşkilatı'ndaki tayinlerin, yürürlükteki mevzuata göre yapıldığına, göreve başladığından bugüne kadar İstanbul ili dışından yapılan üst kadrolara ilişkin sadece 8 atama yapıldığına dikkat çekerek, "Bunlar ise benim talebim değil, hizmetin gereği olarak veya yargı kararı sonucu yapılan olağan atamalardır. Bu durum, şahsımın göreve gelmeden önceki dönemlere ait tayinlerle karşılaştırıldığında, benim bir kadrolaşmaya gittiğim iddialarının ne kadar gerçek dışı olduğunu açıkça ortaya çıkarmaktadır" dedi. Abanoz, kendisinin İstanbul'dan 3 bin adet polisi birden tayin ettirmek iddiasının yer aldığını fakat bu kadar sayıda personelin birden tayin edilmesinin fiilen mümkün olmadığını belirtti.
