Kentleşme, nüfus artışı ve tarım alanlarında azalma, insanlığı yeni çözüm arayışlarına itti. Bu sorunu çözmek için dikey tarıma yönelen ülkeler, açtıkları Dikey Tarım Merkezlerinde; toprak, güneş gibi doğal etkenlere ihtiyaç duymadan, bitki yetiştirmeye başladı. Bu merkezlerden biri de İstanbul’da açıldı. İstanbul İl Müdürlüğü’nün 2019’dan beri üzerinde çalıştığı ve Aralık 2022’de açılan İstanbul Kapalı Dikey Tarım Uygulama Merkezi, tamamen yerli ve milli makinelerle tarıma yeni bir soluk getirdi.
TARLASIZ TARIM
Kağıthane Kongre Merkezi’nin eksi 8’inci katında bulunan ve dünyanın ikinci en derin tarımsal üretim ünitesi olan merkezi ziyaret ettik. Son teknolojinin kullanıldığı merkezde, tarım yapılırken kimyasal kullanılmıyor, su ve toprak korunuyor. Fotosentez ise güneş enerjisinin simülasyonu olan LED aydınlatma ile gerçekleşiyor. İlk tohumların 30 Eylül 2022’de ekildiği merkezde, kırmızı kıvırcık marul, kıvırcık ve İtalyan fesleğeninin de ilk hasatları alınmış ve 60 kilo fesleğen ile 5000 adet kıvırcık üretilmiş.
GELECEĞİN TARIMI
30 bin fide kapasitesi olan Kapalı Dikey Tarım Uygulama Merkezi’nde, 365 gün iklimden bağımsız üretim yapılabiliyor. 3 bitki üretim ünitesi, 1 tohum çimlendirme ünitesi, 410 üretim tablası bulunan merkezde, tüm ürünler otomasyon sistemi sayesinde sensörler ile ölçülerek bir yazılım tarafından yönetiliyor. Bitkiler önce, nemli ortamda çimlendirilip fide haline getiriliyor ardından üretim ünitelerine naklediliyor. Asıl büyümenin gerçekleştiği alan 75 metrekare ve burada yapılan üretim 70 dekarlık tarladakine eş değer.
365 GÜN KESİNTİSİZ ÜRETİM
İstanbul İl Tarım ve Orman Müdürü Ahmet Yavuz Karaca, “Bitki doğada nasıl güneş enerjisi alıyorsa biz de burada birebir aynısını simule edebiliyoruz. Gerektiğinde 24 saat bile LED ışıklarla enerji verebiliyoruz. Burada İtalyan fesleğen, kırmızı marul ve marul üretimi yapıyoruz. İtalyan fesleğeni yılda 3-4 ay piyasada bulunan bir ürün, onun haricinde piyasa bulamazsınız. Ama biz yılda 12 kere hasat yapabildiğimiz için bitkilerden maksimum verim almış oluyoruz. Besin değeri tarladaki ürüne göre de daha yüksek ve kesinlikle ilaç kullanmıyoruz. Geleneksel tarıma kıyasla yüzde 95 de su tasarrufu sağlanıyor” diye konuştu. Kent tarımını tanıtmaya çalıştıklarını da belirten Karaca, “İstanbul İl Tarım ve Orman Müdürlüğü olarak Milli Eğitim Müdürlüğü’yle bir protokolümüz var. İlerleyen süreçte öğrencilerimizi buraya getirip gezdireceğiz. Tarımın sadece köylerde yapılmadığını, kentte de tarım yapıldığını öğrencilerimize göstererek eğitimler düzenleyeceğiz” ifadesini kullandı.
