Ankara Barosu avukatı H. Yunus Akyol, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın tartışmaya açtığı "kamusal alan" sınırlamasının bir "insanlık dramı" olduğunu belirterek, "Kamusal alan havada da çizilsin" önerisiyle tartışmaya farklı bir boyut kazandırdı. Aylık "Hukuk ve Demokrasi" dergisinin son sayısında "kamusal alan" konusundaki görüşlerini dile getiren Akyol, kamusal alanın hukukî değil, uzun uzadıya tartışılan karmaşık ve ideolojik yönü olan ağır basan bir kavram olduğunu kaydetti. Akyol, şöyle devam etti: "Son tahlilde kim çizecek şu kamusal alanın sınırını? Önce Çankaya, sonra uçakların inip kalktığı havaalanları, sonra mahkeme salonları. Hasta için hastane, mükellef için vergi dairesi, nikah kıydırmak için belediyenin nikah salonu, çocuğu okuldan almak için okul bahçesi ve saymakla bitmeyecek insanlık dramı ve beraberinde mekanlar. Sorulunca söylenirmi acaba, sahi gerçekten nerede başlar nerede biter bu kamusal alan?" Kamusal alanın, siyaset bilimcilere göre "özel alanla, siyasal alan arasında bulunan geniş bir sahanın adı" olduğunu vurgulayan Akyol, şu görüşlere yer verdi:
"Kamusal alanı, resmi alan ve devlete ait alan olarak tanımlamakta ısrar edenler, siyaset teorisiyle ilgili bir kavramı hukuka ait bir kavrammış gibi tanımlamakla yetinmeyerek, bu alanı hukuken tanımlamış rolleri içeren ve katı kurallara bağlanmış resmi bir alan olarak düzenleme eğilimi içine girmişlerdir. Bu eğilimle beraber ülke kısır bir tartışmanın içine çekilmekle kalmayıp, bireyin özgürlükler sahası daraltılmakta ve tüm demokratik kazanımların özü yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bırakılmaktadır. Kamusal alan tartışmaları sistemin yazılı kuralları gözardı edilerek, hiçbir yerde yazılı olmayan birtakım bilinmez kurallar etrafında yapılırken, tüm topluma aba altından sopa gösterilmekte ve insanlar sonraki bir korku tünelinin içine doğru hızla çekilmektedir."
----------------- imza------------------
