TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Mustafa Yeneroğlu, yaptığı açıklamada, Danimarka'da son zamanlarda sığınmacı ve Müslümanlara yönelik saldırıların gündemden hiç düşmediğini söyledi.
Danimarka'daki ırkçı saldırı ve söylemlerin politikacılar tarafından desteklenmesinin de üzücü olduğunu ifade eden Yeneroğlu, "Örneğin 2008'de 16 yaşındaki Türk genci Deniz Özgür Uzun 3 saldırgan tarafından dövülerek sokağın ortasında öldürülüyor ya da diğer bir gün cami kundaklanıyor. Fakat bunların durdurulması için ne kadar çaba harcanıyor bilemiyoruz. Tüm bu ırkçı saldırıların yanında hükümet üyeleri tetikleyici söylem ve uygulamalarda bulunuyor." dedi.
Yeneroğlu, "Danimarka Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Soeren Esperson'un Müslüman sığınmacıların ülkeye gelmelerini yasaklanması çağrısında bulunması tam olarak insanları Müslümanlara karşı terörize etmektir. Dünyanın en demokratik ülkelerinde biri olarak geçinen bir ülkede bunların yaşanması çok büyük bir problemdir." değerlendirmesinde bulundu.
Geçen ay Danimarka parlamentosunda, Suriyeli mültecilerin 3 sene boyunca aile birleşimini engelleyen tasarının onaylandığını, bu tasarıyla polisin sığınmacıları araştırması ve bin 450 doları geçen varlıklarına ele koymasının yolunun açıldığını anımsatan Yeneroğlu, "Zaten yoksulluktan kaçan insanların böyle bir uygulamaya maruz kalması insanlık dışı bir uygulamadır." diye konuştu.
Danimarka'da ırkçılığın toplum içerisinde ne denli yayıldığını ve tehlikeli olduğunu gösteren birçok olayın söz konusu olduğuna dikkati çeken Yeneroğlu, şöyle devam etti:
"Örneğin Şubat 2015'de Kopenhag'ın kuzeyindeki bir firmanın kantininde çalışan 46 yaşındaki Pakistanlı bir kadın evine geldiğinde posta kutusunda 'Danimarka'dan defolun domuzlar. Sizin sadece geçici düşünceleriniz var, siz buradaki demokrasiye yakışmıyorsunuz' ifadeleri yer alıyor. Daha da vahim olan durum ise polise bile gitmekten korkuluyor. Pakistanlı kadın, notu Cuma günü iş yerindeki Danimarkalı arkadaşlarına gösterebilmekle yetiniyor. Bu yaşanan travmalar durumun ne kadar ciddi olduğunu gösteriyor. Resmi kuruluşların buna duyarsız kalması çok daha vahim bir durumdur.
Danimarka halk partisinin Müslüman ve mülteci karşıtlığı artarak devam ediyor. Parti Sözcüsü Martin Henriksen 'İslam'ın savaş dini olduğunu ve İslam'dan ilham aldığını' söyleyerek Müslümanlara ağır hakaretlerde bulunuyor ancak hiç kimse buna bir tepki göstermiyor, halbuki bu açıkça bir nefret suçudur."
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Yeneroğlu, Danimarka'da sadece 20 bin civarında göçmen bulunduğuna işaret ederek, bunların bile ırkçı saldırılara maruz kalmasının ülkedeki ırkçı söylemlerin ne denli etkili olduğunu gösterdiğinin altını çizdi.
Yeneroğlu, "Jylland yarımadasında bulunan bir mülteci kampına saldırı oluyor ancak yetkililer bunlara önlem almak yerine ırkçı söylemlerle resmen insanları tetikliyorlar. Sığınmacı ve mültecilere karşı olan bu nefret, ırkçı söylem ve uygulamalar ne yazık ki birçok siyasi parti tarafında da neredeyse desteklenerek artıyor." ifadesini kullandı.
