|

76 yıllık el emeği bohça oldu

Olgunlaşma Enstitüleri’nde iki yıldır devam eden dönüşüm meyvesini verdi ve Bohça markası kuruldu. Marka için geleneksel motifleri taşıyan onlarca tasarım hazırlandı. Dönüşümde katkısı olan sanatçı Fırat Neziroğlu, geleneksel el sanatlarının desenlerinden beslendiklerini belirterek, “Olgunlaşma Enstitüleri’nin sahip olduğu arşivden yararlanarak motiflerin sembol dilini çözmeyi içeren bir çalışma oluşturuyoruz” diyor.

Merve Akbaş
04:00 - 13/06/2021 Pazar
Güncelleme: 01:54 - 12/06/2021 Cumartesi
Yeni Şafak
Emine Erdoğan
Emine Erdoğan

Olgunlaşma Enstitüleri yeniden ışıldamaya başladı. Emine Erdoğan’ın himayesinde, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un desteğiyle yenilenen enstitülerin markası “Bohça” kuruldu. Bohça’da Anadolu’nun yüzlerce yıllık el sanatlarının kadim izleri modern tasarımlarla buluştu. Dokuz farklı ürün grubunda önemli tasarımcıların dokunuşuyla üretilen ve geleneksel Türk el sanatlarının izlerini taşıyan modern tasarımlar görücüye çıktı.

DÖNÜŞÜM İKİ YIL ÖNCE BAŞLADI

Aslında bu markanın kurulmasının arkasında uzun bir hikâye, Olgunlaşma Enstitüsü’nün 76 yıllık bir mazisi var. 1945’de Türk geleneksel el sanatlarını modaya uyarlamak için kurulan ve o dönemde dünyaca ünlü isimlerin ilgisini üstüne çeken Olgunlaşma Enstitüleri’nin, yıllar içinde çeşitli illerde sayıları 24’e yükselmişti. Buna karşın zamanla kurumsal kapasiteleri düştü. Geleneksel el sanatlarını çağdaş tasarımlarla buluşarak kendini yenilemesi amacıyla, iki yıl önce Emine Erdoğan’ın himayesinde Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un desteğiyle kurumsal dönüşüm çalışmaları başlatıldı. Tasarımcı, akademisyen ve moda dünyasından isimlerden oluşan bir danışma kurulunun yönlendirmeleriyle de kurumun çizgisi yenilendi. Bu yenilikler sonuncusunda da Bohça markası geliştirildi. Geçtiğimiz hafta açılışı yapılan markanın çatısı altında birbirinden farklı ürün gruplarında onlarca tasarım var. Tüm bu çalışmaların Türkiye’nin zanaat hafızasını güçlendirmeyi hedefliyor.


ŞEKLİ DEĞİL MANAYI TAŞIYORUZ

Giyimden banyo tekstiline dokuz farklı grupta ürünlere yer verilen Bohça’da kullanılan tüm motifler geleneksel Türk el sanatlarından alındı. Yani geçmişi geleceğe taşıma hedefiyle Anadolu’nun kadim zanaatlarına çağdaş ve evrensel yorumlar getirildi. İşte bu nedenle tasarımcılar, ustalar ve öğrencilerin bir araya gelerek ürettiği eserler özgün ve rafine bir üsluba sahip. Enstitülerdeki bu dönüşüme katkısı olan isimlerden biri sanatçı Fırat Neziroğlu. Neziroğlu Olgunlaşma Enstitüleri’nin yeni imajının geleneğin günümüze uyarlanması olduğunu ifade ediyor ve tasarımlara şekli değil manayı taşıdıklarına da dikkat çekiyor. El sanatlarımızın belleğini tutan Olgunlaşma Enstitüleri’nin sahip olduğu arşivden yararlanarak, motiflerin sembol dilini çözmeyi içeren bir çalışma oluşturduklarını belirten Neziroğlu şunları söylüyor: “Bugün geçmişe ait bu sembollerin taşıdıkları anlamlara göre yeni tasarımlar yapmak istiyoruz. Aslında bu hayatımızdan eksilen bir dildir. Bizim yazılı bir geleneğimiz yok, sözlü bir geleneğimiz var. Yine de Anadolu’da insanlar dertlerini çok da konuşmuyorlar. Dokudukları kilime, seramiklerine, çinilerine iğne oyasına kendilerine dair izler bırakıyorlar. Örneğin iğne oyasında yer alan sivri biber “kayınvalidem sivri dilli” demektir. Aynı şekilde örnekte hayat ağacı varsa “ben mutluyum, kayınvalidem de kocam da çok iyi insanlar ve ben de bu eve hayat vermeye geldim” demek. Tabii bugün bu semboller bizim için geçerli değil, mesela artık hayat ağacı kavramını bilmiyoruz. Ağaca, bitkiye yüklediğimiz anlamlar değişti. Bu yüzden direk yapacağımız bir kopyalama bu anlamı taşımayacaktır. Mühim olan anlamı taşımak. Ben de buradaki tasarımlarda bunu önemsiyorum, bunu yapmaya çalışıyorum.”


ENSTİTÜ UYKUSUNDAN UYANDI

Enstitüdeki dönüşümün danışma kurulu üyelerinden Milli Eğitin Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Meral Altınkaya, Olgunlaşma Enstitüleri’nin 76 yıllık önemli bir birikimi olduğunu belirtiyor. Ancak kurumun yakın zamana kadar adeta bir uykuda olduğuna dikkat çekerek Bohça markası hakkında şunları söylüyor: “Enstitüleri bugün sayın Emine Erdoğan’ın himayesinde Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un desteğiyle adeta uykusundan uyandırmış olduk. Yoğun çalışmalarla enstitüler ivme kazandı ve Bohça markası oluşturuldu. Bu ivme ve marka ve Olgunlaşma Enstitüleri’ni de yeniden gündeme getirdi. Bohça üzerine uzun zamandır, alanında uzman kişilerle çok önemli çalışmalar gerçekleştirildi. Geleneksel desenlerin, tasarımların aslını, manasını bozmadan, ruhunu koruyarak ama güncele uyarlayarak çalıştık. Bu anlamda şu örneği vermeliyim: Kızım 23 yaşındayken ben de Adana Olgunlaşma Enstitüsü’nde müdürdüm. O zaman kızıma, “Gel enstitüden bir şeyler alalım, çeyizine koyalım” dediğimde bana, “Anne beni bunlarla uğraştırma” diye cevap veriyordu. Kendisi şu an 26 yaşında ve geçen hafta birlikte enstitünün mağazasını gezdik, Bohça’nın ürünlerini inceledik. Bayıldı! Hatta kendisine hemen bir gömlek aldı. İşte bu deneyim oldukça önemli. Çünkü bu bize geçmişin geleceğe taşındığını gösteriyor.”


TAMAMI EL İŞÇİLİĞİNE DAYANIYOR

İstanbul Sabancı Olgunlaşma Enstitüsü Müdür Yardımcısı ve Bohça’nın ürün yöneticisi Gülnigar Karabay da şu bilgileri aktarıyor: “Türkiye’de 24 tane Olgunlaşma Enstitüsü var. Biz bu okullarda geleneksel desenlere, motiflere sadık kalarak çeşitli çalışmalar yapıyoruz. 1945 yılında açılan Refia Övüç Olgunlaşma Enstitüsü’nde de geleneksel Türk işleme sanatını geliştirmek için amacıyla çok önemli çalışmalar yapılmış. Biz de bugün o dönemlerdeki gibi yoğun çalışmalar yapmaya başladık. Bugün fabrikasyon ürünler çoğunlukta olsa da el emeğinin önemi herkes tarafından biliniyor. Bohça ürünlerinin en önemli özelliği de el işçiliğine dayanmaları. Örneğin bir yatak odası takımını tek bir kişi 12 ayda tamamlıyor. Yozlaştırılmadan, aslına uygun kalarak kendi kültürümüzü dünyaya tanıtmayı hedefliyoruz. Şu an giyimden banyo tekstiline uzanan bir ürün grubumuz var. Bu ürünlere herkes Beyoğlu’ndaki mağazamızdan ve internet sitemizden ulaşabilir.”

Gelir gençlere harcanacak

Bohça markasından elde edilen gelir, Olgunlaşma Enstitüleri’nin eğitim kapasitelerinin artırılması ve genç tasarımcıların eğitiminde kullanılacak. Markanın Türk el sanatları ve zanaatlarının yurtdışına açılmasında da önemli bir rol üstlenmesi bekleniyor. Böylelikle, Cumhuriyet tarihinde olgunlaşma enstitüleri ilk kez, kendi markasıyla ürünlerini ulusal ve uluslararası pazarlara sunabilecek konuma gelecek.


Zamanın ötesinde genç bakış

Bohça markasındaki bütün ürünlerin geliştirilmesinde usta, öğretmen ve tasarımcının rehberliğinde gençler yer alıyor. Ürünlerin her yaş ve zevkten kişiye hitap edebilmesi, zanaat ve tasarım kültürünün gençler arasında içselleştirilmesi için “Bohça”nın tüm aşamalarında gençler iş başında.

Giyim, sofra takımları ve takı

Salon takımları, sofra takımları, giysi ve aksesuarları, ev aksesuarları, takı ve aksesuar, hamam takımları, namaz setleri, bohça ve kupon kumaş.... Bohça markası altında onlarca ürün yer alıyor. Şu an toplam 800-1000 adet civarında ürünün üretim süreçleri tamamlanmış. Bunların tümü el işçiliğiyle üretilmiş.

Araştırmacılara açık kütüphane

Dönüşümün meyvelerinden biri de Olgunlaşma Akademisi. Dönüşüm sürecinde Beyoğlu Olgunlaşma Enstitüsü’ne, akademiye dönüştürüldü ve vizyonu da baştan aşağı yenilendi. Akademi faaliyetleri kapsamında da çeşitli faaliyetler yapılmaya başladı. Bunlardan biri de sanat ve tasarım kütüphanesi. Kütüphanede ulusal ve uluslararası alanlarda birbirinden değerli eserler yer alıyor. Ayrıca enstitünün bünyesindeki desen arşivine de ulaşılabiliyor. Kütüphanenin kapıları bu alanlarda eğitim alan tüm öğrenci ve araştırmacılar için açık kalacak.

#​Olgunlaşma Enstitüleri
#Bohça
#Marka
#İşçilik
3 yıl önce