
Necmettin Alkan, 1876 yılında Batı ülkelerinde yayınlanan karikatürleri inceleyerek başladığı çalışmada, Türk ve Müslümanların o dönemde de sürekli olumsuz tasvir edildiğini söylüyor. Alkan, Hz. Muhammed ve Aylan Kürdi karikatürleriyle şimşekleri üzerine çeken Fransız mizah dergisi için ise şu yorumu yapıyor: Chalie Hebdo problemli algının modern örneklerinden biri.
Almanya'daki doktora eğitimi sırasında II. Abdülhamid ve Türkler hakkında yapılmış karikatürler üzerine çalışan Necmettin Alkan, 2006 yılında “Avrupa Karikatürlerinde II. Abdülhamid ve Osmanlı İmajı” kitabını yayınladı. Bu yıl ise “Karikatürlerle Oryantalizm” adlı ilk kitabı da kapsayan geniş bir çalışmaya imza attı. Kitaptan yola çıkarak Alkan ile geçmişten günümüze karikatür kullanımı ve karikatürlerdeki Müslüman-Türk algısı üzerine konuştuk.
Yıllar öncesinde Almanya'da doktora yaparken, Sultan II. Abdülhamid ve Türkler hakkında yapılan muasır karikatürleri görmüştüm. Farklı devletlere ait bu karikatürler ilginç bir şekilde benzer figürler ve motiflerle Türkleri ve Müslümanları tasvir ettikleri dikkatimi çekmişti. Bunların Türkiye'de de bilinmesi gerektiğini düşündüm ve böyle bir çalışma yapmaya karar verdim. Böylece bu çalışmam ortaya çıktı.
Yüzyıllar öncesi kadar geriye giden bazı mesnetsiz bilgi ve abartılı propaganda amaçlı yorumlara dayanan problemli Türk ve Müslüman algısı söz konusu. Şimdi bilgi çağı veya pozitivizm falan filan gibi iddialı bazı laflar edip bundan 1200-1300 yıl öncesine dayanan kulaktan dolma saçma sapan iddialara dayanan o hastalıklı algıyı modern zamanlarda aynen devam ettirmek nasıl izah edilir, bilmem. Avrupalılar Türk ve Müslüman söz konusu olunca bu problemli algılarından asla taviz vermiyorlar. Bu nasıl bir istikrardır, anlaşılır gibi değil.
Burada farklı düşünüyorum. İlgili karikatürler eskiden beri var ola gelen mevcut önyargıları karikatüre has üslupla gündeme getiriyorlar. Yani burada bir süreklilik var. Daha somut olarak bunu açmaya çalışalım: Kadîm Avrupalıların bilinçaltında öteden beri var ola gelen dinî, siyasî ve felsefî metinlerde geçen klasik Türk ve Müslüman algısı, ilgili karikatürlerle tekrar gündeme getiriliyor. Buradaki karikatürler yeni bir şey anlatmıyor. Nitekim çalışmamızda geçenlerle birlikte elimizde bulunan daha pek çok karikatür Osmanlı Devleti, Türkler ve özelde ise Sultan II. Abdülhamid'i çok olumsuz bazı özelliklerle tasvir ediyorlar.
Türklerin barbar, medenî olmayan, Hristiyan kâtili, şevhet düşkünü, tütün ve nargile düşkünü; Türk kadınlarını câriye ve harem merkezli olarak cinsel özellikleriyle çizilmesi ortak motiflerdir. Osmanlı Devleti'nin geri olduğu ve asla modernleşemeyeceği de aynı şekilde ısrarla işlenmiştir. Bütün bu ortak özellikler dönemin Rus, Fransız, İngiliz ve Alman devletlerinin karikatürlerinde yer alıyor. Bu ortak tasvirlerin nedeni, Avrupalıların bilinçaltındaki kadîm olumsuz Türk algısıdır. Bu algı, yüzyıllar öncesinde oluşmuştu ve şimdi de devam ediyor.
Hz. Peygamber hakkındaki karikatürleri tam bir rezalet. Bunu bir tercih veya karikatürcü abartısı olarak görmenin doğru olmadığını düşünüyorum. Burada, tarihî kökleri yüzyıllar öncesine giden problemli algının modern örneklerinden biriyle karşı karşıyayız.
Yüzyıllar öncesinde Müslüman Arapları vahşi olarak tasvir eden, aynı şekilde Osmanlı Yeniçerilerini kadın çocuk demeden Avrupalıları kesen barbar olarak anlatan ve bizim kitabımızda geçen örneklerde olduğu gibi Girit veya Anadolu'da Hristiyanları kesen barbar Türk ve bu sizin bahsettiğiniz örnek... Bunların hepsi birbirini tamamlayan bir karenin parçalarıdır. Osmanlı hükümdarı ve Müslümanların halifesi Sultan II. Abdülhamid'i 1890'lı yıllarda elinde kanlı bıçağı Hristiyan katili barbar olarak tasvir eden karikatür ile bu Fransız karikatürcünün veya daha öncesinde Danimarkalı karikatürcünün 2000'li yıllarda çizdiği Hz. Muhammed tasviri bire bir örtüşüyor. Aralarında en ufak bir fark yoktur.
Suriye'deki iç savaş vahşetinden kaçıp Avrupa'ya iltica etmeye çalışırken feci şekilde boğulan 3 yaşındaki bir erkek çocuktan söz ediyoruz. Bu çocuğun Almanya'ya iltica ederek orada büyümesinden ve sonra dili dışarıda, kadınlara saldıracak kadar sapık biri olacağının karikatürle gündeme getirilmesi, Avrupalı kaynaklarda yer alan şehvet düşkünü Türk tiplemesinden farklı değildir.
Bizim çalışmamızdaki karikatürlerde sıkça geçen Türk ile bu üç yaşındaki çocuğun şehvet düşkünü bir kişi olacağı iddiası, ortak resmin parçalarından başka bir şey değildir. Kaldı ki yine aynı derginin Aylan hakkında yayınladığı diğer iki karikatür de aynı şekilde tam anlamıyla bir felâkettir.
Bu durum merhamet iflası falan değil, aksine tarih kökleri yüzyıllar öncesine giden hastalıklı bir algının modern tezahürüdür. Yapılması gereken Avrupalıların, tarihî kökleri kadîm oryantalist metinlere kadar giden, gerçekçi olmayan Müslüman-Türk algısının gerçek bilgilerle değiştirilmesi ve böylece bu algının uzun vadede tedavi edilmesidir.
Evet ilgili karikatürler bir hayli fazla. Bana göre bunun nedeni Osmanlı mirası üzerindeki Rus iddiası ve siyaseti olsa gerek. Buna göre de 19. yüzyıldaki Rus-Osmanlı ilişkileri bir hayli yoğun cereyan etmişti. Bunlar arasında özellikle de 1877-78 Rus Harbi önemlidir. Çalışmamızda geçen ilgili karikatürlerin önemli bir kısmı bu savaşla alakalıdır. Yine Makedonya ve Ermeni Meselesi'nde Rusya'nın siyaseti hakkında da aynı şekilde karikatürler var.











