|

Dedemin manevi rehberi Mevlana

Pakistan’ın ünlü şair, siyaset, düşünce ve fikir adamı Muhammed İkbal sadece eserleriyle değil aynı zamanda Hindistan’da yaşayan Müslümanların bağımsızlığı için verdiği mücadeleyle herkesin örnek aldığı bir isim. Milli şairimiz Mehmet Akif’in yakın dostu da olan İkbal, eserlerinde sık sık dile getirdiği gibi Mevlana Celaleddin Rumi’yi kendine manevi rehber edinmiştir. "İlham kaynağım dedemdir" diyen Walid İkbal'le dedesini konuştuk.

Yeni Şafak ve
04:00 - 11/12/2016 Pazar
Güncelleme: 22:58 - 10/12/2016 Cumartesi
Yeni Şafak
Dedeniz Muhammed İkbal “İslam'a Hizmet Dost Ödülü"nün sahibi oldu. Ve bu ödül önümüzdeki hafta Konya'da dedeniz adına size takdim edilecek. Bu ödülün sizin ve aileniz adına anlamı nedir? Duygularınızı öğrenebilir miyiz?


Türkiye gibi İslam aleminin böylesine mühim ve aydın bir ülkesi tarafından bu şekilde bir ödüle layık görülmek, Muhammad Ikbal'in ruhu adına ve şu an yaşamakta olan tüm aile bireylerimiz için çok büyük bir şereftir. Bunun yanısıra Dost Ödülünün verileceği yer olan tarihi Konya şehrinin dedem Ikbal'in manevi rehberi olan Mevlana Rumi'nin ebedi istirahatgahı oluşu hususi bir ehemmiyet taşımaktadır.



Fikirleriyle sadece doğduğu topraklarda değil İslam coğrafyasında da kitleleri peşinde sürüklemiş bir dedeye sahip olmak sizi
özellikle çocuk yaşta nasıl etkiledi, nasıl duygular uyandırdı?


Benim için dedem çok büyük bir gurur ve ilham kaynağıdır. Ama aynı zamanda bu kadar alim ve tanınmış bir şahsiyetin varislerinden olmak insana çok ağır sorumluluklar da yüklüyor. Bu gibi durumlarda insanın yaptığını en iyi şekilde yapması, eğitim ve yaratıcılık alanlarında üstün başarı göstermesi gibi beklentilerin oluşturduğu baskı, bir hayli yüksek oluyor. Ancak Muhammed İkbal'in bize öğrettikleri ve ondan gelen ilham nihayetinde, bu baskı ve beklentilerin üstesinden gelmemize yardımcı oluyor. Bilhassa dedemden şunu öğrendik: Bu dünyada mümtaz bir şahsiyet olabilmek için zorluklarla mücadele ve gayret esastır.



ALLAHA GÜVEN ZORA DAYAN


Siz de dedeniz gibi hukuk eğitimi alıyorsunuz ve siyasetle ilgileniyorsunuz. Dedeniz size fikri ve yaşamıyla hangi açıdan örnek oldu? En çok nelerinden etkilendiniz?


Muhammed İkbal'in hayatı ve eserleri muazzam bir derya gibidir. Buradan bir inci tanesi ise onun felsefi olarak ele aldığı “khudi” (hüviyyet, ferdiyet) kavramıdır. İkbal eserlerinde, insanın hüviyyetinin nasıl beslenmesi gerektiğini detaylı bir şekilde açıklar. Allah ve Peygamber aşkı, yüce bir davaya adanmışlık, irade sahibi olmak ve zorluklarla mücadele etmek insanın hüviyyetine kuvvet veren unsurlardandır. Zaafiyet yaratan unsurlara örnek olarak ise başkalarına bağımlı yaşamak, hayatı kötüleyen felsefe ve edebiyat sayılabilir. Benim neslimdeki birçok Müslümanı etkilediği gibi bu konular benim hayatımda da çok tesirli olmuştur.





Peki dedenizin eserlerinde sizi en çok etkileyen, rehber edindiğiniz bir sözü/öğüdü var mı?


Bu kadar muazzam bir deryadan büyük ya da en büyük bir sözü bulup çıkarmak hayli zor ancak İkbal'in eserlerinden öne çıkan ve beni çok etkileyen ve hayatım boyunca bana örnek olan şeylerden biri tabiatı, Allah'ın bitmemiş bir işi olarak tasvir edişidir. Tıpkı bir heykeltraşın elinde muazzam bir eser olmak için yontulmayı bekleyen bir kaya parçası gibi. İnsanların bu dünyayı mükemmelleştirmek için sorumluluklarını düzgünce yerine getirmeleri, Allah'ın işçileri gibi bu dünyadaki rollerini tamamlamalarıdır.



Muhammed İkbal'in doğduğu 9 Kasım ülkenizde İkbal Günü olarak kutlanıyor...


Evet, biz de diğer Pakistanlılar gibi ve onlarla beraber onun hayatını, vizyonunu ve mesajını hatırlayarak kutluyoruz.



Dedeniz için eserlerinde Batı felsefesi ile İslam düşüncesi arasında köprüler kurmuş bir isim diyebiliriz. Siz de dedeniz gibi hem batıyı hem doğuyu iyi bilen bir isimsiniz. Özellikle batıda hızla yayılan İslamofobiye karşı bugünkü Müslümana düşen görev nedir?




BİLİMLE DİNİ UZLAŞTIRMIŞTIR


Dedem İkbal sadece Doğu ve Batı arasında bir köprü oluşturmamış aynı zamanda “İslamiyette Dini Düşüncenin Yeniden Yapılandırılması” hakkında verdiği tarihi dersler sayesinde bilimle dinin uzlaşması için de mücadele vermiştir. İkbal'in mesajı olarak İslamiyetin huzur ve barış dini olduğunun vurgulanması, günümüz Müslümanlığına güzel bir hizmet olacaktır.



DEDEMİ TÜRK OKURLA DOSTU MEHMET AKİF TANIŞTIRMIŞ


İki milli şair Muhammed İkbal ve Mehmet Akif'in dostlukları, mektuplaştıkları bilinir. Yine dedenizin Müslümanları Türk milli mücadelesine destek vermesi için örgütlediği ve Türk milli mücadelesinde kullanılmak için yardım toplanıp gönderilmesine öncülük ettiği anlatılır. Bu dostluk hakkında bizimle neler paylaşmak istersiniz?




Tabii ki Muhammed İkbal'in ve Mehmed Akif'in hayat boyu süren hakiki dostluğu ve kendisini Türkiye'ye Mehmed Akif'in tanıştırmış olması tarihi kayıtlara geçmiştir. Ancak bu gerçek, Pakistan'da pek bilinmemektedir. Daha çok bilinen ise İkbal'in Hazreti Mevlana ile aralarındaki müthiş manevi bağ ve bunu yansıtan destansı eseri Cavidname'dir.



ZORLUKLAR KARŞISINDA DOSTLUKLAR PERÇİNLENDİ


İki ülke arasında dostluk tohumları geçmişten bugüne köklenerek devam etti. Özellikle 15 Temmuz darbe girişiminde Türk halkının yanında oldunuz. Neler söylersiniz?


Her iki millet arasındaki dostluk, kültürel, dini, politik ve tarihi derin köklere dayanmaktadır. Her geçen devir ve zorluklarla bu dostluk daha da perçinlenmektedir.



Türkiye'ye daha önce gelmiş miydiniz? Türkiye ile ilgili izlenimlerinizi merak ediyorum...


Şimdiye kadar 4 veya 5 defa Türkiye'ye geldim ama sadece İstanbul'a. Tarihi ve kültürel açıdan çok zengin, harika insanların olduğu çok güzel bir ülke.



Mevlana'nın Pakistan'da etkisi büyük


Dedenizin şiirleri Türkiye'de çok seviliyor ve biliniyor. Pakistan'da Türkiye'den kim tanınıyor?


Hazreti Mevlana, Konya'daki türbesi ve oradaki semazenler Pakistan'da oldukça iyi biliniyor.



Dedenizden yadigar ailede saklanan neler var? Bizimle paylaşır mısınız?


Babam, dedemden kalanları milli arşivler ve miras olarak ülkemizin insanlarına bağışladı.İnternet üzerinden ulaşılabilir. Ama sizinle pek çok kişinin görmediği bir fotoğraf paylaşıyorum: İkbal'ın kendi eliyle imzaladığı Cambridge'de Trinity College Yazıları, 1 Ekim 1905 tarihli. 9 Kasım 2016'da İkbal Günü için oraya ziyarete gittiğimde ilk defa gördüm bunu. Ayrıca usta Pakistanlı ressam İsmail Gulgee tarafından 1990ların başında yapılmış muhteşem bir İkbal yağlıboyası da paylaşıyorum, bu da Trinity College Cambridge'de Deighton Salonunda asılı duruyor pek kimsenin görmemiş olması muhtemel bir başka hazine.





'AYDAN IŞIK DİLENME'


Siz de dedeniz gibi yurt dışında okuyup daha sonra Pakistan'a geri dönüyorsunuz ve Pakistan için çalışıyorsunuz. Size bu kararı ne aldırdı?


Hep kendi ülkemde yaşamak ve çalışmak istemişimdir, dedemin düşlediği gibi. Metaforik olarak onun beyitlerinden ilham alıyorum: “Kendi değerini bil ve bütün gücünü ona ulaşmak için kullan. Bir çiy damlasından okyanus yarat. Aydan ışık dilenme, kendi içindeki kıvılcımdan al.”



Peygamber Efendimize İkbal'den övgü


Muhammed İkbal›in şiirlerinde Peygamber Efendimize sevgisiyle ilgili çok güçlü duygular vardır. Peygamber sevgisini bu şiirlerde bu kadar güçlü şekilde öne çıkaran hisler nedir? Neler söylersiniz?




4 yaşındayken Muhammed İkbal'in anne babası onu bir camiye gönderdiler ve orada Kur'an okumayı öğrendi, sonraki hayatında severek bu erken talimlerin nasıl onun tutumlarını incelikle ama derinden etkilediğini pek çok kısa hikayeyle anlattı. Bu erken yıllar ve ebeveyninin yetiştirme tarzı İkbal'e hayatının geri kalanında devam ettireceği derin bir dini ve mistik yön verdi. Kur'an'a olan sevgisi iyi bilinir. Kendisi de şiirlerinin Kur'an'ın mesajının bir izahından başka birşey olmadığını söyler. Babası bir kere ona Kur'an'ı sanki kendisine doğrudan vahyolunuyormuş gibi okumasını söylemiş, zira ancak o zaman mesajı anlaması mümkün olacakmış. Bu yorum İkbal'in zihninde yer etmiş. Dizelerinden birinde İkbal Peygamber Efendimize yalvarır:



Eğer gerçekten kalbimin aynası parlamıyorsa,


Ve gerçekten sözlerimden Kur'an'dan gayrı birşey varsa,


O zaman, Peygamberim, düşüncelerimin kumaşını yırt,


Rencide edici dikenlerimden dünyayı temizle,


Göğsümde hayatın nefesini boğazla,


Senin takipçilerinin topluluğundan kötü fenalığımı kaldır,


Tohumumun hayatını besleme,


Baharın bereketli yağmurlarından bana verme,


Kıyamet günü geldiğinde beni ayıpla


Ve ayaklarını öpme bahtiyarlığından beni alıkoy.



Walid İkbal kimdir?


Walid Ikbal hukukçu ve siyasetçi. Pakistan'da yaşıyor.


Pakistan'ın başlıca şirket avukatlarından ve hukuk firması Lexium'un ortaklarındandır. Aynı zamanda Lahor Üniversitesi İdari Bilimler Fakültesi (LUMS), Süleyman Davud İşletme Okulunda misafir profesör olarak hizmet vermektedir. Harvard Üniversitesi Hukuk Bölümü yanı sıra, Walid Iqbal, Lahor'da Aitchison Kolejini Pekiyi dereceyle bitirmiş, Pensilvanya Üniversitesi'nde Ekonomi tahsili, Cambridge Üniversitesi'nde Felsefe Masterı ve Punjab Üniversitesi'nde Hukuk Masterı yapmıştır. Uzmanlık alanları arasında şirket hukuku, özelleştirme, şirket ve proje finansı, yatırım idaresi, enerj, petrol, IT ve telekomünikasyon vardır. Walid Ikbal, irfan, hukuk ve sosyal aktivizm alanlarında dünyaca tanınan bir aileye mensup. Uluslararası konferanslar, halka açık konuşmalar ve televizyon konuşmalarına düzenli olarak katılmaktadır. Pakistan'ın nükleer testleri, anayasa sistemi, İslam hukuku, Pakistan-Rusya ilişkileri ve Muhammed İkbal'in felsefesinde dinlerarası uyum gibi birçok konuda basılmış yayınları vardır.





Muhammed İkbal kimdir?


Pakistanlı İslam alimi, şair, filozof ve politikacı. Hindistan'daki müslümanların bağımsızlık mücadelesini ilk defa dile getiren kişidir. 1873'de Pakistan'ın Pencap eyaletine bağlı Siyalkut kentinde hayata gözlerini açan İkbal bir diğer ismi ile Allame İkbal, dini bütün bir anne ve babanın oğludur. Kur'an eğitimini medresede tamamladıktan sonra, Arapça ve Farsça hocasının yönlendirmesiyle İslam edebiyatıyla ilgilenmeye başladı. Lahor'da yüksek öğrenimini tamamladıktan sonra Doğu Dilleri Fakültesi'ne hoca olarak tayin edildi. Bu yıllarda Muhammed İkbal'in şiirleri de yayınlanmaya başlandı.





1905'de Londra'daki Cambridge Üniversitesi'nin felsefe ve iktisat bölümünden mezun oldu. Londra'da üç sene kadar kalan İkbal, burada Arap Dili ve Edebiyatı Fakültesi'nde Felsefe bölümünde hocalık yaparken, bilhassa Londra'da ilgi görmesine sebep olacak çeşitli İslami konularda bir dizi konferans verdi. Yine Londra da kaldığı müddet içinde hukuk üzerine okuyan İkbal, savcılık diplomasını aldıktan sonra Almanya'ya giderek Münih Üniversitesi'nde felsefe dalında doktora yaptı.Doktora eğitimini tamamladıktan sonra tekrar İngiltereye dönerek, eğitim aldığı Cambridge Üniversitesinde Felsefe ve İngiliz Edebiyatı dalında profesör olarak üniversite de akademik kariyer hayatına başladı. Daha 35 yaşında olmasına rağmen Profesörlük unvanını aldı. 1908'de Hindistan'a döndüğünde, yazı ve şiirlerine hayranlık duyanlar tarafından büyük bir coşkuyla karşılandı.Müslüman Hint mücahitler adıyla yazdığı şiirleri Hindistan'daki Müslümanların hareketlenerek İngiliz sömürüsüne başkaldırmalarında ve Pakistan'ın kuruluşunda büyük tesiri olmuştu. Bu yönüyle İkbal, Mehmet Akif Ersoy'a da benzetilmiştir.


Uzun süren bir hastalıktan sonra 21 Nisan 1938'de vefat etti.




#Muhammed İkbal
#Mevlana
#Walid İkbal
7 yıl önce