|

Güzel konuşan kendini dinletir: Diksiyon haber spikeri gibi konuşmak değildir

Seslendirme sanatçısı ve diksiyon öğretmeni Seher Aydın Yıldız, çoğu insanın diksiyonu düzgün konuşmayı, abartılı vurgu ve günlük konuşma doğallığından uzak bir şey olduğunu düşündüğünü söylüyor. Yıldız, “Belki de böyle düşünmelerine sebep olan şey, günlük ve resmî dil ayrımının bizim gibi eğitmenler tarafından yeterince doğru ifade edilmemesidir” diyor ve ekliyor: “Diksiyonumuz düzgün olursa, insanlar bizi çok rahat dinler ve ne dediğimize odaklanabilirler. Güzel konuşan insan, kendini dinletir.”

00:00 - 3/07/2022 Pazar
Güncelleme: 23:14 - 2/07/2022 Cumartesi
Yeni Şafak
 Seher Aydın Yıldız
Seher Aydın Yıldız

Konuşurken kelimeleri nasıl telaffuz ettiğinize, vurgu ve tonlamanıza, asalak kelime ya da ses kullanıp kullanmadığınıza, jest ve mimiklerinize dikkat ediyor musunuz? Peki, bunların diksiyonun bir parçası olduğunu biliyor musunuz? @onlinediksiyon instagram hesabından diksiyonla ilgili yüzlerce paylaşım yapan seslendirme sanatçısı ve diksiyon öğretmeni Seher Aydın Yıldız’a diksiyonla ilgili merak ettiklerimizi sorduk ve kendisiyle Türkçeyi doğru, güzel ve etkili kullanmayı dert edinen, “Aman canım, öyle de anlaşılıyorum böyle de” demeyenlerin istifade edeceğini düşündüğümüz bir söyleşi gerçekleştirdik.

TDK Türkçe Sözlük’te diksiyon “Seslerin, sözlerin, vurguların, anlam ve heyecan duraklarını kurallarına uygun olarak söyleme” olarak tanımlanıyor. Soruyu tersten soralım. Diksiyon ne değildir?

Diksiyon, haber spikeri gibi konuşmak değildir. Çoğu insan diksiyonu düzgün konuşmayı, abartılı vurgu ve günlük konuşma doğallığından uzak bir şey sanıyor. Belki de böyle düşünmelerine sebep olan şey, günlük ve resmî dil ayrımının bizim gibi eğitmenler tarafından yeterince doğru ifade edilmemesidir.

GÜNLÜK DİLE EN GÜZEL ÖRNEK DİZİLER

  • Peki, günlük dille resmî dil arasında ne gibi farklılıklar var?
  • Günlük dil, doğal nasıl konuşuyorsak öyledir aslında. Ancak telaffuz kurallarına uygun konuşmaktır. İçinde abartılı vurgu barındırmaz. Haber okuyor ya da program sunuyor gibi konuşmayız. Yerinde vurgu her zaman önemlidir. Haber ve program vurgusu da günlük dilde olmamalıdır. Onlar da resmî dile girer. Hâliyle bu alanlarda daha vurgulu bir telaffuz bizi karşılar. Aralarındaki en belirgin fark; r harfinin söylenişidir. Resmî dilde bir kelimesi ve –yor eklerindeki r (geliyor) harfleri net çıkarken, günlük dilde belli belirsiz olmalı yahut atılmalıdır (geliyo’). Yine günlük dilde bazı kelimeler yutularak telaffuz edilirken resmî dilde söylenmelidir. Örneğin, resmî dilde ne yapıyorsun derken günlük dilde n’apıyosun denebilir. Günlük dilde; orda, burda, şurda diyebiliriz. Resmî dilde bunlar; orada, burada, şurada olarak söylenebilir. Konuyu daha net anlamak için resmî dil örneği olarak haberler takip edilebilir. Harflerin telaffuzu net ve vurguludur. Günlük dile de en güzel örnek; dizilerdir. Dizi ve film oyuncularının telaffuzuna baktığımız zaman, neredesin diyen birine rastlamayız. Nerdesin şeklinde telaffuz ederler. Yine geliyor musun değil, geliyo’ musun denir. Haberlerde ise bu durum tam tersidir.
Konuşurken en çok nerede hata yapıyoruz? Sizin gözlemleriniz neler?

Konuşurken; telaffuz kurallarını bir kenara bırakacak olursak en sık yapılan hata, ince ve kalın harf hatalarıdır. İnceltilmesi gereken sesli harfleri çoğunlukla kalın duyarız. Dil, dudak ve çene tembelliği kaynaklı konuşma hataları oldukça yaygındır. Hepsi de kelimeleri doğru telaffuz etmenin önünde engeldir. Dil tembelliği olan kişinin hızlı konuşma sorunu vardır. Harfleri tam olarak çıkaramaz, kelimeleri doğru telaffuz edemez ve harf yutar. Dudak tembelliği olan kişide, üst dudak oynamaz genelde ya da konuşurken dudak sağa sola kayabilir. Yine harfler net anlaşılmaz. Ağız içinden bir konuşma meydana gelir ve bu kişilere sıklıkla; seni duyamadım, anlamadım, tekrar söyler misin deriz. Bir diğer hata olan çene tembelliğinde ise çene kapalı olduğu için yine kelimeleri doğru telaffuz edememe gibi bir sorunla karşılaşırız. Bunun yanında bu kişilerin sinirli olduğunu düşünürüz. Çeneyi kapalı ya da sıkarak kullanmak böyle bir izlenim bırakır. Aynı zamanda mimiksiz bir konuşma kendini belli eder.

ÖNCE KENDİMİZİ DİNLEMEMİZ LAZIM

  • “Aynen, bence de, yani, bi tık, şey” gibi dilimize pelesenk olmuş bazı kelimeler var. Bunlardan kurtulmak için ne yapabiliriz?
  • Bunlara asalak kelime diyoruz. Asalak sesler ise konuşma arasında çıkarılan; eee, ııı gibi seslerdir. Öncelikle konuşan kişi asalak ses veya kelimesini yakalamalıdır. Bu örnekler bazılarında; ondan sonra, efendime söyleyeyim, tamam mı, anladın mı, hani gibi de olabilir. Bu kelimeleri asalak kelime yapan şey, gerekli yerde ancak gereğinden fazla kullanmak ya da hiç alakası olmayan yerde kullanmaktır. Bir konuşma içinde birden fazla ve art arda tekrar ettiğiniz bir kelime varsa bilin ki o kelime sizin asalak kelimenizdir.
  • Gelelim çözüm yoluna. Tespit ettiğimiz asalak kelime ya da sesi dilden atmak için; örnek kelimemiz yani olsun. Önce kendimizi dinlememiz lazım. Dinleyip o kelimeyi duyacağız. Yani dediğimiz an kendimizi “yani dedim, demeyeceğim” gibi anında uyarmamız lazım. O an düzeltmek çok işe yarıyor. Video kayıtları almak, ikinci güzel yöntemdir. Bir dakikalık video kayıtları yapabilir, bir konuyu ya da bir günümüzü anlatabiliriz. Asalak kelimeyi tekrar ettiğimiz anda kaydı baştan alacağız. Diyelim ki fark etmediniz, o zaman kaydı izleyin ve sayın. Kaç kez söylemişsiniz? Beş olduğunu varsayalım. O zaman kaydı baştan alacaksınız ve sıfıra inene kadar aynı işlemi tekrar edeceksiniz.

GÜZEL KONUŞAN İNSAN KENDİNİ DİNLETİR

Diksiyonumuzun düzgün olması bize ne sağlar?

Öz güvenimizin artmasına yardımcı olur. Ayrıca insan, görünmek ister. Dinlenmek ister. Diksiyonumuz düzgün olursa, insanlar bizi çok rahat dinler ve ne dediğimize odaklanabilirler. Güzel konuşan insan, kendini dinletir. Onu dinlemek için çabalamaz, gelen tınıya kulak verirsiniz.

Topluluk karşısında konuşmaktan neden korkuyoruz?

Kalabalık, her zaman gözümüzü korkutur aslında. Korkmuyorum desek de heyecan hep vardır ve olmalıdır da. O heyecanı nasıl dengeleyeceğiz? Rezil olurum, hata yaparım korkusunu atmamız lazım. Hata yapabiliriz tabii. Bu olağandır. Kendimiz olmaya çalışmalıyız. Böyle yaptığımız zaman, topluluk karşısında konuşma konusunda daha rahat oluruz. Doğru nefes almak, heyecanımızın azalmasına yardımcı olur. Yanlış nefes ise o heyecanı artırır.

Diksiyonumuzu düzeltmeye nerden başlayabiliriz?

Bunun için herkesin farklı tekniği olsa da ben önce diksiyon analizi yaparım ve bunu öneririm. Diksiyon analizi yapmak, hedefe gideceğimiz yolu gösterir. Yani konuşma hatalarınızın bilen biri tarafından tespit edilmesi gerekir. Böylece çalışmanız gereken yerleri tespit etmek daha kolaydır. Genel bir çalışma belirtmek gerekirse; diyafram nefesi, dil, dudak ve çene egzersizleri, sesli harflerin doğru telaffuzu, ğ konusu, y kaynaştırma harfi, -ecek / -acak kuralları, ulama, diftong, sessiz harflerin heceleme ve tekerleme çalışmaları, vurgu, tonlama ve ses bükümü olarak sıralayabiliriz. Kendi kendine çalışacak olanlara; konulara art arda çalışma değil bir konuyu hallettikten sonra diğerine geçmelerini öneririm.

#Diksiyon
#Telaffuz
2 yıl önce