|

İklim krizine karşı üzerine düşeni yap

İklim krizinin sebebini insanlığın son yüz yılda yaptığı hatalardan kaynaklandığını dile getiren Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, iklim krizinin önüne geçmek için herkese görev düştüğünü söylüyor. Duş alırken fazla su harcamak, klimayı açmak, fazla çöp çıkarmak, açık bilgisayarlar, uzun seyahatler de krizi tetikliyor.

Semiha Kavak
02:08 - 25/07/2021 Pazar
Güncelleme: 02:19 - 25/07/2021 Pazar
Yeni Şafak
Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu
Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu

Türkiye’de ve dünyada iklim değişikliğinin, artan hava sıcaklığının, deniz kirliliğinin sosyo-ekonomik boyutları son dönemlerde en çok tartışılan konuların başında. Bİzi nasıl bir dünyanın beklediğini bu alanda çalışmalarıyla ismi öne çıkan Prof.Dr. Mikdat Kadıoğlu ile konuştuk.

- Küresel iklim değişikliğinin nedenleri nelerdir? Bunun dünyaya, insanlığa ne gibi olumsuz etkileri var?

Maalesef insanlığın son yüz yıl içinde karada ve suda yaptığı ve hala yapmakta olduğu tahribatın bir sonucu olarak toprak ve su ile birlikte havanın da bileşimi önemli ölçüde bozuldu. Artık hızla artan sanayi ve yerleşim bölgelerinden çıkan sera gazları ile çevre ve atmosferin büyük miktarda kirlenmekte ve küresel ölçekte havanın ısınma eğilimi de giderek artmaktadır. Sonuç olarak, artık insan iklimi, iklim de insanı büyük ölçüde etkiliyor. Bunun neticesinde 3. bin yılda insanlık küresel iklim değişimi problemiyle karşı karşıyadır.

Yaklaşık olarak son 150 yıldır gittikçe artan ve aşırı miktarda tüketilen petrol, kömür ve doğal gaz gibi fosil yakıtları ve arazi örtüsündeki değişimler nedeniyle, büyük miktarda zararlı gaz ve parçacıklar atmosfere salınmaktadır. Bunların sonu olarak, atmosferdeki CO2 ozon (O3)’ü seyrelten kloroflorokarbon (CFC) gazları ve karbondioksit (CO2), metan (CH4) ile diazot monoksit (N2O) gibi sera gazlarının miktarlarında önemli artışlar olmuştur. Bu artışlardan dolayı atmosferde kuvvetlenen sera işlemi de beraberinde günümüzdeki küresel iklim değişimi ve küresel ısınma problemini ortaya çıkartmıştır.

Özetle, IPCC (Hükümetlerarası İklim Değişimi Paneli) tarafından 2030 yılı için yapılan senaryolara göre artacak olan olası iklimsel tehlikeler (uç meteorolojik olaylar) şunlardır:

Sıcak hava dalgaları

Orman yangınları

Tarımsal haşereler

Kuraklık, su kıtlığı ve tarımsal rekoltede düşüşler

Şiddetli yağışlar (ani sel ve şehir sellerinde artış)

Tropikal fırtınaların, yani tayfunlar sayısı ve şiddeti,

Tarım, agro-kültür, hayvancılık, tatlı su depolamasının üzerindeki etkiler,

Sıtma ve malarya gibi hastalıkları taşıyan böceklerin normalde bulundukları bölgeden çıkarak yayılması.

ÇEVRE KİRLİLİĞİ ÖNLENMELİ DOĞAL KAYNAKLAR KORUNMALI

- Oldukça ürkütücü bir tablo, peki ne yapılmalı?

Yiyecek gıda ve içecek su kalmadığında diğer bütün sosyo-ekonomik kaygılar anlamsız kalır. Bu nedenle sürdürülebilir gelişme, “gelecek nesillerin ihtiyaçlarından fedakârlık etmemelerini sağlayacak şekilde günümüz ihtiyaçlarının karşılanması, sosyal maliyetler de dikkate alınarak zamanında önlemlerin alınması ve uyum çalışmalarının yapılması” şeklinde temel hedef olarak alınmalıdır. Bu bakış acısı ile günümüzde hükümetler tarafından acil olarak ele alınması gereken kuraklık risk yönetimi geliştirilmeli, çevre kirliliği önlenmeli ve doğal kaynaklar korunmalıdır.

SU HAVZALARI TEHLİKE ALTINDA

- Bu durumda yağışlar nasıl seyredecek?

Yağış açısından önemli değişiklikler yaşanacak. Özellikle kış aylarında, Türkiye’nin Ege, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu’yu da kapsayan güney bölümünde yüzde 20 ila 50 arasında azalıyor Verilere göre, bu bölgelerdeki su havzalarımız ciddi tehlike altında. Karadeniz bölgemiz ise aynı oranda olmasa da önemli ölçüde yağış artışıyla karşı karşıya. Rüzgâr patenlerindeki değişimler güney bölgelerimize nem girişini yavaşlatacak ve yağışın azalmasına sebep olacak. Yine yağıştaki değişimin belirgin olduğu sonbahar mevsiminde ise Güneydoğu ve Doğu Anadolu’nun bir kısmını kapsayan bölgede yüzde 50’yi aşan artışlar beklenmekte. Yukarı ve Orta Fırat-Dicle havzasını da kapsayan, ülkemizin su-enerji politikaları için çok önemli olan, bu bölgesindeki sonbahar mevsimindeki yağış artışının tek başına değerlendirilmesi yanlış olabilir. Çünkü kış mevsiminden kalan yağış bütçesindeki açık ve gelecekteki sıcaklık artışıyla paralel artacak buharlaşma göz önünde bulundurulduğunda, ortaya pek olumlu bir görüntü çıkmıyor.

- Yağışlardaki bu değişim neleri olumsuz etkileyecek bu konuda neler yapılmalı?

Kuraklık şehirlerde kullanma suyu kıtlığının yanı sıra, tarımsal ürün ve hidro elektrik üretiminde de büyük düşüşlere yol açabilir. Bu nedenle, su havzalarının ve tarım alanlarının korunması büyük önem arz etmektedir. Ayrıca kuraklık, ülke içinde şehir sınırlarını aşan sular ile beraber ülke sınırlarını aşan sularda da büyük sıkıntılara yol açabilecektir.

Ülkemizde kuraklığın şiddetini yakın bir gelecekte bugünkünden çok daha fazla hissedebileceği açıktır. Bu nedenle, suyun artan önemi göz önünde bulundurularak, ilerideki yıllarda, suyun yönetimine, kuraklık planlarına, suyun yeniden kullanımıyla ilgili sistemlerin geliştirilmesi ve sulama tekniklerinin iyileştirilmesi çabaları yoğunluk kazanmalıdır. Akdeniz havzası genelindeki su kaynaklarıyla ilgili bölgesel değişiklikleri belirlemek üzere, bölgesel çalışmalara gereksinim vardır. Bu nedenle, su kaynakları yatırımlarının ve tesislerin planlanması ve işletilmesinde iklim değişiminin söz konusu etkilerinin de göz önünde bulundurulması zorunludur.

Sonuç olarak suyun kısıtlı, yağışların bazı bölgeler dışında miktar ve dağılımının düzensiz olduğu, büyük şehirlerde ve tarımsal üretimde suyun kısıtlı bulunduğu, içme, kullanma ve sulama suyu kalitesinin gün geçtikçe artan sanayi ve diğer çevre kirlilikleri neticesinde düştüğü ve küresel ısınma düşünülürse, ülkemizin kuraklığın şiddetini çok yakın bir zamanda bugünkünden çok daha fazla hissedeceği açıkça görülmektedir.

KÜRESEL İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNE KARŞI NE GİBİ TEDBİRLER ALINMALI

“Küresel düşün yerel hareket et” prensibine uygun olarak, sanayicilerimiz ve iş adamlarımız enerji ve su tasarrufu yaparak bu problemin çözümüne bireysel katkıda bulunulması gerekiyor. Ülkemizde etkin enerji ve su tasarrufu politikaları uygulanmazsa gelecekte büyük enerji ve çevre sorunları ile karşı karşıya kalacağımız kesindir. Bu nedenlerden dolayı, iklim değişimini dikkate almak zorunluluktan da öte ülkemizde de büyük bir ihtiyaçtır… Özetle Türkiye’de yapılması gereken çalışmalar şunlardır: Enerji verimliliğinin artırılması, yalıtım vb. daha fazla enerji tasarrufuna yönelinmesi, Rüzgâr ve Güneş gibi yenilenebilir enerji kaynaklarımızın daha çok geliştirilmesi, Tarım alanlarına ev, yol, fabrika, vb. yapmadan, yanlış gübre ve sulama ile yok etmeden sürdürülebilir tarımın desteklenmesi, Çöplüklerin kokmaması ve patlamaması ile birlikte atmosferdeki metan gazının artmaması için çöplerden kaynaklanan metan emisyonlarının daha fazla geri kazanılması, Sağlığımızı da tehlikeye sokan otomobil, fabrika vb’inden kaynaklanan emisyonların azaltılması, Ormanlar, sulak alanlar vb. gibi sera gazı yutaklarının tam korunması ve yaygınlaştırılması.

İKLİM KRİZİNE KARŞI ENERJİDEN TASARRUF ET

Enerjiden tasarruf et çünkü en temiz enerji kullanılmayan enerjidir: Kışın eviniz çok sıcak olunca serinlemek için pencereleri açmayın; kaloriferleri kısın. Isıtıcıyı daha fazla açmak yerine sizi sıcak tutacak giysiler giyin. İyi bir ısı yalıtımı evlerdeki enerji kullanımını en aza indirmenin birinci yoludur Normal ampulleri floransan, vb. tasarruflu ampuller ile değiştirin. Böylece yılda 1.5 ton sera gazı üretmemiş olursunuz. Kısa duşlar alın, su da büyük miktarda enerji kullanılarak evinize getiriliyor ve ısıtılıyor. Çamaşır makinesini kullanmak için yeterince çamaşırın birikmesini bekleyin. Çamaşırları makinede kurutmak çok büyük enerji tüketimine neden olur. Fırında bir şey pişerken kapağını açıp büyük enerji kayıplarına neden olmayın; fırının penceresinden bakın. Klima kullanmayın. Eğer kullanıyorsanız onu TV, lamba, vb. ısı üreten elektrikli aletlerin yakınına koymayınız. Ayrıca içinde kimse olmayan evleri soğutmayın; klimanızı eve gelmeden yarın saat önce çalışması için programlamanız yeterlidir. Öğle molası sırasında iş yerinizdeki bilgisayarı veya kullanmadığınız bilgisayarların en azından monitörlerini kapatın. Elektronik, vb. elektrikli aletleri satın alırken “Enerji Yıldızı” ile sertifikalanmış ürünleri tercih edin.

ALIŞVERİŞİNİ OLDUĞUN YERDE YAP

Alışverişini olduğun yerde yap! Alışveriş için seyahat etmek sera gazlarını artırır. Ayrıca dışarıdan getirilen malların uçak ve kamyonlar ile büyük miktarlarda fosil yakıtları kullanılarak uzun mesafeler taşındığını unutmayınız.

GÜNEŞ ENERJİSİ KULLAN

Mümkün olduğunca güneş enerjisi kullanın

DAHA AZ VE KISA MESAFELERDE SEYAHAT ET

Daha az ve kısa mesafelere seyahat et: Zorunlu olmadıkça tatil için çok uzaklara gitmeyin. Uçak gibi büyük miktarda fosil yakıtı kullanan araçlar ile seyahat etmekten sakının. Hava yolları şu an küresel iklim değişimine neden olan sera gazlarının yüzde 3’üne neden olmakta. Hava yollarını kullanan bir yolcunun tren kullanan bir yolcuya göre atmosferi 3 kat daha fazla kirletmekte. İş gezileri yerine tele-konferans veya video konferansları tercih edin. Aracınıza binmeyerek büyük bir fark yaratabilirsiniz; evinizin etrafında 3 km’lik mesafeleri yürüyün veya bisiklete binin. Toplu taşıma araçlarını veya özel otomobilleri ortaklaşa kullanın.

AZ TÜKET, YENİDEN KULAN, GERİ DÖNDÜR

Plastik vb. maddelerin kullanımını ve çöp üretimini azaltın. Bu nedenle, alışverişte aldığınız ürünler de aşırı paketlenmiş olmasın. Camların da doğada yok olması 1 milyon yıldan daha uzun bir sürede mümkün. Bu nedenle camların mutlaka geri dönüşümle tekrar tekrar kullanılması gerekir. Alışveriş torbalarınız ve satın aldığınız ürünlerin ambalajları geri dönüşümlü olsun. Çöpleri de asla yakmayın… Karar vericilerine yaz ki iklim değişimi problemine karşı duyarlı olduğunuzu bilsinler. Birey olarak burada sırlananları uygulayarak önemli bir fark yaratabilirsiniz. O nedenle küresel iklim değişimi hakkında ki düşüncelerinizi gazetelere, belediye başkanlarına, milletvekillerine ve hükümet üyelerine bildirin. Enerji tasarrufu, ağaç dikme, çevre koruma, vb. konularda çalışan sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarına da katılın…

#mikdat kadıoğlu
#tüketim
#iklim krizi
#tasarruf
#su havzaları
#çevre kirliliği
#kaynakların korunması
#yağışlar
3 yıl önce