|

Sinemanın da yüzyılı olsun

Yeni kabinenin açıklanması sonrası hepimizi Türkiye Yüzyılı heyecanı sardı. Zamanımızın en güçlü alanlarından olan sinema, bu vizyonun neresinde olmalı? Sektör çalışanlarından festivallere, fon imkanlarından lobilere kadar sinemada yapılması gereken çok şey var. Türkiye Yüzyılı sinemasız olur mu?

Abdulhamit Güler
04:00 - 10/06/2023 Cumartesi
Güncelleme: 01:37 - 10/06/2023 Cumartesi
Yeni Şafak
Arşiv.
Arşiv.

Türkiye, son dönemin en önemli seçimini alnın akıyla geride bıraktı ve yeni kabine kuruldu. Bakanlar Kurulu sürprizleri de içinde barındırarak geniş kitlelerin beğenisini kazandı. Hükümetin yüzü neredeyse tamamen değişti. Değişmeyen sadece 2 bakanlık kaldı. Bunlardan biri Kültür ve Turizm Bakanlığı (diğeri Sağlık Bakanlığı). Mehmet Nuri Ersoy, son 10 yılda en sık değişim yaşanan bakanlıkta yeniden görev alarak başarılı olduğunu gösterdi. Özellikle turizm alanındaki gelişmeler takdire şayan. Kültür alanında ise yükselen grafiğe rağmen hâlâ beklentilerde uzak bir durum söz konusu. Özellikle sinema alanında yapılması gereken çok şey var.

Ülkemizde kurumsal devamlılığın sorunlu olduğunu düşündüğümüzde Bakan Ersoy’un görevine devam ediyor olmasını önemli buluyoruz. Kadroların devam etmesi istikrarın korunması manasına gelir. Halihazırdaki olumlu ivmenin artarak devam etmesi mümkün.

Peki, sektörün temel sorunların ne? Acil eylem bekleyen alanlar neler? Gelin beraber bakalım…

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy

MALİYETLERE KARŞI BAĞIMSIZ SİNEMACILAR KORUNMALI

Sinema sektörünün son bir yıldaki en temel sorunu artan maliyetler. Bununla birlikte yükselen kaşeler film yapmayı imkansız hale getiriyor. Maliyet, kaşe ve destekler aynı oranda artsa sorun olmayacak fekat film destekleri çok düşük oranda artıyor. Filmi için bakanlıktan destek alan sinemacının 1-2 yıl sonra sete girmesi halinde aldığı bütçenin 2-3 kat küçüleceği kesin. Bakanlık desteği zaten bağımsız filmlere. Gişe filmleri kendi matematiklerini kuruyor.

Çözüm ne olmalı?

Destek miktarları sete girileceği zaman güncellenmeli. İster enflasyon oranında, ister piyasa şartları bağlamında… Sinemacılar, ekonomideki olumsuz tabloda yalnız bırakılmamalı.

SİNEMAYA DESTEK YETERLİ DEĞİL

Destekler genel manada hâlâ yetersiz. Türkiye Yüzyılı’nın, zamanın en güçlü iletişim araçlarından biri olan sinemada varlık göstermesi için büyük atılım gerekli. Yıllık 20-30 milyon liralık destekler ancak sektörün vasatını sağlıyor. Çok daha fazlası lazım. Sinemaya desteğin yıllık 100 milyon TL’ye çıkması gerekli.

‘DAĞITIM SORUNU’ GİDERİLMELİ

Dijitalin sektöre etkisi bir açıdan olumlu. Çalışanlar iş imkanı bulmakta zorlanmıyor. Ancak diğer taraftan dijitalin sinema salonlarının düşmanı olma ihtimali da gözden kaçırılmamalı. Salon sahipleri zaman zaman destekleniyor. Bunlar artmalı. Ayrıca filmlerin salon bulabilme imkanları çoğalmalı. Dağıtım sorunu hafifletilmeli. Film yapan birisi “Filmimi kaç salonda gösterebilirim” gibi bir derde düşmemeli. Bunun için alternatif salon imkanları sağlanmalı. Özellikle bağımsız filmlerin az saloda film gösterim kaderine son verilmeli.

OSCAR VE FESTİVALLER İÇİN ‘LOBİLER’

Türkiye Yüzyılı küresel bir vizyonun ifadesi. Haliyle, filmlerimizin de dünya genelindeki yankısı ele alınmalı. Ticari filmlerin yurt dışında daha çok ülkede gösterime girmesi sağlanmalı. Bağımsız filmlerin de Türkiye dışında görünür olması için ne gerekiyorsa yapılmalı. En önemli mesele ‘lobi’. Oscar’ın yanı sıra festivallerde de lobiler önemli. Türkiye’yi temsil eden bürokrat, sanatçı, ticaret erbabı kişilerin ve bu kapsama girecek etki alanlarının sinemamız çerçevesinde güçlerini göstermesi gerekli.

SİNEMA EĞİTİMİNDE DEVRİM GEREKLİ

Her alanda olduğu gibi sinemada da eğitim mühim. Sinema eğitiminin müfredatın atıl başlıklarından biri olmaktan çıkması gerekli. Mesela neden Türkiye’de ‘sinema üniversitesi’ yok? Ülkenin her tarafında yetenek avcılığı yapacak eğitim organizasyonları yapılmalı, yapılanlar daha fazla desteklenmeli. Sinema eğitim müfredatı yeni medyanın ve uygulamanın ağırlığı ile güncellenmeli.

FESTİVALLER DAHA ÇOK DESTEKLENMELİ

Festivaller, bağımsız sinemanın yaşam alanıdır. Kısa filmcilerin başka varlık alanı yok zaten. Uzun metrajda da gişe önceliği olmayan yapımlar festivalde nefes alıyor. Türkiye’de üst düzey festival sayısı az. Artması için herkes elini taşın altına koymalı. Festival sayısının çoğalmasında sorun yok. Var olanların güçlendirilmesi öncelikli.

ORTAK FİLM FONLARI ÖNEMLİ

Türkiye Yüzyılı’nın göstergesi olacak etki alanlarıyla sinema etkileşimi artmalı. Türk Cumhuriyetleri başta olmak üzere yakın coğrafya ve ortak kültür havzalarında işbirliği imkanları çoğaltılmalı, desteklenmeli. Ortak film fonlarının oluşturulması ve sinemacıların desteklenmesi hayati derecede önemli.

DİJİTAL MECRALARA FİLM ÜRETİMİ

Dijital platformlar artık hayatımızın gerçeği. Sektörün canlı kalması açısından önemli. Diğer taraftan dijital platformlara film üretimi de desteklenmeli. Ülkemizdeki özel mecraların yanı sıra TRT’nin dijital platformu Tabii’nin de formüle dahil olması gerekli. Bakanlık ile TRT iş birliği sayesinde çok ciddi bir sinema havuzu oluşabilir. Hem Tabii’nin etkisini artırır hem Türkiye Yüzyılı’nda geniş kitlelere sinemanın etkisi ile ulaşma ve sözünü iletme imkanı sağlanır.



#Film
#Sinema
#Kültür
#Aktüel
10 ay önce