Çocukların cinsel psikolojisinin oluştuğu 2-6 yaş arası odipal dönemde sünnet yapılmaması gerektiğini aktaran Yentür, "Bu dönem arasında çocuğa iyi bir eğitim verilerek kafasındaki korku ve stresi yendikten sonra ancak sünnet yapılabilir. Bizim önerimiz 2 yaş altında ya da 6 yaşın üzeridir. Monopolar koter yönteminin özelliği damarları yakarken yakınındaki dokuları ve sinirleri de yakmasıdır. Monopolar koter yöntemiyle sünnet olan çocuklarda, yakın bölgede sinirlere de hasar verildiği için ileri yaşlarda sertleşme sorunları olma riski fazlasıyla oluyor. Monopolar koter dediğimiz cihazın sünnette kullanılmaması lazım. Bazı hekimler bu yöntemi kullanıyorlar. Bu yöntem ayrıca erken boşalmaya yol açabiliyor. Sünnet derisindeki mukozal kısmı uzun tutarsak o zamanda erken boşalmaya yol açabiliyor. Bu nedenle iyi bir sünnet için bipolar koter yönteminin kullanılmasını ve mukozal cildin kısa tutulmasını önermekteyiz" ifadelerini kullandı.
Dikişsiz yapılan sünnetlerin de olduğunu dile getiren Yentür, "Dikişsiz sünnetler özel aparatlarla yapılıyor. Bunların nekroz riski olduğu için çok fazla önermiyoruz. En güzel yöntem cerrahi cirkumsizyon tekniğidir. Sünnette kullanılan dikiş ipleri kendiliğinden emildiği için dikiş aldırma gibi bir durum yoktur. Sünnetten sonraki birkaç saat hastanın takip edilmesi çok önemlidir. Doğru yapılan cerrahi sünnet kanamasız olduğundan bandajla sargı yapılanmasını çok önermiyoruz. Çünkü o bandajlar çıkarılırken dokuya zarar veriyor. Çocuğun hem canı yanıyor hem de kanamaya yol açıyor. Sünnet temiz cerrahi sınıfına girdiğinden sadece antibiyotikli krem sürülerek ve ağrı kesici verilerek taburcu edilebilir" şeklinde konuştu.