|

Taşların ruhuna sesleniyor

Taşların evi anlamına gelen Klip Kuns sanatı, Zimbabwe’deki Shona kabilesindeki ustalar tarafından yapılıyor. Heykelleri ülkemize getiren Klip Kuns galerinin sahibi Gamze Alpar, “Dünyanın dışına itilmiş insanların, eğitimsiz olarak böyle eserlere imza atmaları beni çok etkiledi. Afrikalı sanatçılar taşların ruhuna sesleniyor” diyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 29/10/2017 Pazar
Güncelleme: 04:31 - 29/10/2017 Pazar
Yeni Şafak
Heykelleri ülkemize getiren Klip Kuns galerinin sahibi Gamze Alpar
Heykelleri ülkemize getiren Klip Kuns galerinin sahibi Gamze Alpar

Taşlara baktığında bizden farklı bir şeyler gören Shona kabilesi sanatçıları, yaptıkları heykeller sayesinde atalarının ruhlarını özgür bıraktıklarına inanıyorlar. 50’li yıllarda Zimbabwe’de keşfedilen bu sanatın ismi Klip Kuns. Afrika dilinde taşın evi anlamına geliyor. Beyoğlu Çukurcuma’da bulunan aynı adlı galerinin sahibi Gamze Alpar sayesinde Türkiye’ye getirilen birçok taş heykel, Afrikalı sanatçıların imzasını taşıyor. Alpar ile Klip Kuns heykellerinin tarihini ve Türkiye’ye geliş hikayelerini konuştuk.

 Dünya, Shona Kabilesi’nin yaptığı bu heykelleri nasıl keşfetti?

1950’lerin sonunda Zimbabwe Ulusal Müzesi’nin kurucu kuratörü Frank McEven, bu özel yetenekleri keşfedip tanıtılması için büyük mücadele veriyor. Hatta ‘The Economist’ dergisi bir sayısında “Dünyanın en iyi meçhul heykeltraşları” başlıklı bir haber de yayınlamış. Afrika halkı, bölgesel olarak kendi varolma savaşını veren toplumlardan oluşuyor. Bu insanlar 1950’li yıllara kadar kendi içlerinde, dünyanın geri kalanının haberi olmadan eksiksiz yetenek ve eğitimsiz bir şekilde sanatlarını icra etmeye devam etmişler. Bu heykeller İtalya veya Fransa gibi ülkelerde yaşayan biri tarafından yapılmış olsaydı belki kendini varedebilir ve bu sanatı dünyaya tanıtabilirdi. Paris’teki Rodin Müzesi, New York’taki Modern Sanat Müzesi, Londra ‘daki Mankind Müzesi ve Michigan’daki Kresge Müzesi gibi dünyaca ünlü müzelerde bu heykellere yer verilmesine rağmen heykeltraş olarak hiçbirimiz bu sanatçıların isimlerini bilmiyoruz. Bu, Afrika halkının kendi varolma çabasın sanatçıya mal edilmemesiyle ilgili.

İŞLENMESİ ÇOK ZOR
 Heykellerin özel bir anlamı var mı?

Taşların içinde atalarının ruhları olduğuna ve bu çalışmayla onları dışarı çıkarttıklarına inanıyorlar. Aynı zamanda işlenmesi çok zor olan taşlardan sanat konusunda eğitimsiz olmalarına rağmen harikalar yaratıyorlar.


 Bu heykellerde sizi çeken ne oldu?

Öncelikle hikayeleri ve taşların kendi özelliklerinin bulunması. Mesela bazı taşların rezonans seviyeleri nedeniyle insan bedeninde yarattıkları olumlu etkiler var. Sanatın ruhani tarafı beni çok etkiledi. Bu kadar geleneksel bir atmosferde icra edilmesine rağmen çağdaş eserler ortaya çıkıyor. Pablo Picasso’da bu heykellerin etkisinin görülmesi başka bir gözle bakmamı sağladı. Hem bu kadar fakir görülen hem dünyanın dışına itilmiş insanların, eğitimsiz olarak böyle eserlere imza atmaları beni çok etkiledi. Ülkemizde ahşap, porselen, pirinç, cam işleri var ama taş heykelleri zorluğu ve görünüşleri bakımından daha dikkat çekiyor. Afrikalı sanatçılar adeta taşların ruhuna sesleniyor.

HEYKELLER HERKESİN ULAŞACAĞI MESAFEDE
 Klip Kuns galerinin kuruluş amacı nedir?

Klip Kuns taş sanatı demek. Dünyanın birçok yerindeki galerilerde bu heykellere ufak çaplı yer veriliyor ama genel anlamda sadece Shona Sanatı’na ayrılan tek galeri burası. Kenara itilen, hatta sömürülen bu insanların elinden çıkan güzel şeylerin Türkiye’de tanınmasını istedik. Daha önce Shona Sanatı’yla ilgili gelip geçici birkaç sergi olmuş ama burası kalıcı bir yer. Ortağım Murad Geyimci ile önceliğimiz Türkiye’de yaşayan insanların bu sanatı tanıması ve uygun fiyata imzalı heykellere sahip olabilmeleri. Heykeller herkesin ulaşacağı mesafede.

 Heykellerin fiyatları hakkında ne söylemek istersiniz?

Bizde sanat ulaşılmaz ve çok paralar harcanan bir uğraş olarak görülüyor. Ben buna karşı olarak insanların imzalı sanat eserlerine 50- 60 liradan başlayan uygun fiyatlarla sahip olmalarını istiyorum. Normalde bu tip yerlerde eserlere dokunmak yasaktır ama ben buraya gelen insanların taşlara dokunmalarını çok önemli buluyorum. Ekonomik seviyesi yüksek olmayanların da evinde imzalı bir sanat eseri bulundurabilmesini amaçlıyorum.


Filmde kullanıldı
 Heykellere nasıl
bir ilgi var?

Daha 1 ay önce açıldık, şimdilik vitrin önünden geçenlerin ilgisi var. Çukurcuma bölgesi, sanat yönetmenlerinin uğrak yeridir. Yönetmen Ferhan Özpetek ve ekibi bu eserleri keşfetti. Özpetek’in ‘Cebimdeki Yabancı’ adlı yeni filminde 5 heykel dekor olarak kullanıldı. Başka reklam ve filmler için de görüşmelerimiz oluyor. Acelem yok, telaş etmiyorum. Zamanla insanların keşfedeceğine inanıyorum.

 Heykellerin yapımı nasıl? Ne kadar sürüyor?

Keski ve çekiç kullanıyorlar. Su ve zımparayla detaylar çalışılıyor. Sonra ateşte ısıtılıyor ve cilalanıp son halini alıyorlar. Mesela orta boy bir heykelin yapımı 15 gün sürüyor. Büyük boydakilerin bazıları bir buçuk, iki ay sürebiliyor. Detaylı olanlar içinse sanatçılar 3-4 ay uğraşıyorlar.


 Taşların cinsi nedir?

Zimbabwe taş çeşitliliği konusunda çok zengin bir bölge. Eserler Springstone, Soapstone, Butter Jade gibi 7-8 çeşit taş cinsinden oluşuyor. Hatta Güzel Sanatlar Fakültesi’nde okuyan öğrenciler bu taşları bulmak istiyor.

#Zimbabwe
#Klip Kuns
#Gamze Alpar
6 yıl önce