|

Muharrem ayı ne zaman, önemi nedir? Muharrem ayında yapılacaklar

Muharrem ayı ne zaman başlıyor ve önemi nedir gibi soruların yanıtını haberimizden görebilirsiniz. Müslüman alemi için önemli olan aylardan biri olan Muharrem ayına girmemize çok az bir süre kaldı. Hicri yılbaşı olması ve Aşure gününün de bu ay içinde yer alması ile vatandaşlar bu ayın önemini ve yapılacakları merak ediyor. İşte Muharrem ayı hakkında bilgiler, okunacak dualar ve yapılacaklar.

17:37 - 30/09/2016 Cuma
Güncelleme: 12:48 - 20/11/2019 Çarşamba
IHA
Muharrem Ayı
Muharrem Ayı
Muharrem ayı ne zaman başlayacak? Muharrem ayının önemi nedir? Diyane'in 2016 Dini günler takviminde yer alan bilgilere göre, bu yıl Muharrem ayı (Hicri Yılbaşı) 2 Ekim Pazar günü başlayacak. Muharrem ayında vatandaşlar dualar edecek, aşure yapılıp komşulara ikram edilecek. Aşure günü 11 Ekim tarihinde olacak. Muharrem ayı ile ilgili merak edilen detaylı bilgileri haberimizden görebilirsiniz. İşte Muharrem ayında yapılacaklar, okunacak dualar ve önemi hakkında bilgiler.

2016 MUHARREM AYI NE ZAMAN?

2016 yılı itibariyle Muharrem ayının başlangıcı 2 Ekim Pazar günü olacak ve 31 Ekim Pazartesi günü son bulacak. Muharrem ayının 10. günü ihya edilen aşure günü ise 11 Ekim Salı gününe denk geliyor.

Muharrem ayının ilk gecesi şu şekilde niyet ederek bir Tesbih Namazı kılınır:

“Yâ Rabbî, bu yeni senede beni mağfiret-! ilâhîne, rızâ-i ilâhîne ve hidâyet-i ilâhîne mazhar eyle. Yeni açılan amel defterimi rızâ-i ilâhîne muvâfık amel ile doldurmayı bana nasip eyle. Beni gadab-ı ilâhîne dûçâr edecek amellerden muhâfaza buyur.”

Tesbih namazında şunlar okunur:

1. rek'atte: 1 Fâtiha-i Şerîfe, 1 Âyetü'l-Kürsî,

2. rek'atte: 1 Fâtiha-i Şerîfe, 1 Âmene'r-Rasûlü... (Sûre-i Âl-i İmrân'ın ilk 2

âyeti de ilâve edilerek)

3. rek'atte: 1 Fâtiha-i Şerîfe, 1 Hüvellâhüllezî...

4. rek'atte: 1 Fâtiha-i Şerîfe, 1 ihlâs-ı Şerîf.

Namazdan sonra istiğfâr edilir, salavât-ı şerife getirilir ve arkasından duâ

yapılır.

MUHARREM AYININ İLK GÜNÜ ORUÇ TUTMANIN FAZİLETİ

Hazreti İbn-i Abbas (Radıyallâhu Anhüma)'dan rivayet edilen bir hadîs-i şerîfte Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz şöyle buyurmaktadır:

"Her kim Zilhicce ayının son gününde ve Muharrem ayının ilk gününde oruç tutarsa o kimse, geçmiş seneyi oruçla tamamlamış ve gelecek seneye oruçla başlamış olur. Allâh-u Te'âlâ tutmuş olduğu bu orucu, elli senelik günahına keffaret kılar (tutmuş olduğu bu oruç sebebi ile elli senelik günahı bağışlanır.)" (Abdülkadir-i Geylani, El-Gunye: 2/316; Abdurrahman b. Yusuf, İmadül İslâm:386)

AŞURE GÜNÜ NE ZAMAN?

Muharrem ayının 10. günü ihya ettiğimiz bu kutlu gün, 11 Ekim 2016 yılı Salı gününe denk geliyor. Aşure ayında vatandaşlar komşularına, dost ve akrabalarına yılda bir defa aşure dağıtıyor.

Aşure Orucu

Muharrem ayının onuncu gününe "âşûrâ" denilir. Hz. Peygamber'in bugünde devamlı olarak oruç tuttuğu rivayet edilmiştir. Fakat sadece o günde oruç tutulması doğru görülmemiş, bunun yanında bir önceki veya bir sonraki günün de oruçlu geçirilmesi tavsiye edilmiştir. Bir rivayete göre Peygamberimiz Medine'ye geldiğinde yahudilerin aşure gününde oruç tuttuklarını görünce, bu orucun anlamını yani ne için tutulduğunu sormuştu.

Yahudiler, bugünün büyük bir gün olduğunu; Allah'ın Mûsâ'yı ve İsrâiloğulları'nı düşmanlarından bugünde kurtardığını ve Mûsâ'nın bu sebeple bugünde oruç tuttuğunu, kendilerinin bugünde oruç tutmalarının da bundan kaynaklandığını söyleyince, Peygamberimiz "Ben Mûsâ'ya sizden daha yakınım" demiş ve bugünlerde oruç tutulmasını emretmiştir (İbn Mâce, “Sıyâm”, 41). Aşure orucunu Câhiliye döneminde Araplar'ın tuttuğu ve Hz. Peygamber'in de ramazan orucunun farz kılınmasına kadar bu orucu tutmayı emrettiği rivayetleri de vardır (Müslim, “Sıyâm”, 116). Daha sonra ramazan orucu farz kılınınca aşure orucu bir yükümlülük olmaktan çıkarılmış, fakat aşure günü oruç tutulması tavsiye edilmiş ve bugün oruç tutmak sünnet olarak devam etmiştir.

Hz. Peygamber aşure orucunu da tavsiye etmiş, kezâ receb, zilkade, zilhicce ve muharrem aylarında üç gün oruç tutulmasını öğütlemiştir. Bu üç günün muharrem ayındaki uygulaması aşuredan önceki gün, aşure günü ve aşureden sonraki gün şeklindeydi. Bilindiği gibi aşure günü muharremin 10. günüdür.

Bu konuda Hz. Peygamber'den nakledilen şu hadis çok ilginçtir:

"Ramazan orucundan başka en faziletli oruç Allah'a izâfeten şereflendirilen (yani şehrullah olan) muharrem ayında tutulan oruçtur..." (Müslim, “Sıyâm”, 202).

Ayrıca Hz. Peygamber ramazan çıktıktan sonra şevval ayında altı gün oruç tutar ve müslümanlara tavsiye ederdi. O, bu konuda şöyle buyurur:

"Her kim ramazan orucunu tutar ve buna şevvalden altı gün daha oruç tutup onun ardından gönderirse o kişi bütün seneyi oruçlu geçirmiş gibi olur" (Müslim, “Sıyâm”, 204).

AŞURE GÜNÜ ORUCU BİR YILIN KEFARETİ

'Allah'ın ayı Muharrem' olarak bilinen Muharrem, İlahi bereket ve ihsanın bollaştığı bir ay. Bu ay, içinde önemli bir günü de barındırıyor. Muharrem'in 10. günü aşure günü olarak biliniyor. Bu kutlu ayın diğerleri arasında ayrı bir yeri olduğu gibi, aşure gününün de diğer günler içinde bereketli bir yeri var. Muharremin ilk on gününün Allah katındaki seçkin yerini ise Fecr Suresi'nin ikinci ayetinde geçen 'On geceye yemin olsun' ifadelerinden anlıyoruz…

Allah Resulü (sas) "Aşure günü peygamberlerin oruç tuttukları bir gündür. Siz de o gün oruç tutunuz." buyurmuştur. Aşure, Yahudilerin de oruç tuttuğu, saygı gösterdiği bir gün. Peygamberimiz (sas), Medine'ye hicret edince Yahudilerin aşure günü oruç tuttuklarını gördü. Nedir bu diye sorduğunda, "Bu büyük, hayırlı bir gündür. Bugün, Allah'ın Musa'yı ve İsrailoğullarını düşmanlarından kurtardığı, Firavun'u ve adamlarını suda boğduğu, Musa'nın da buna şükür olarak oruç tutmuş olduğu bir gün. İşte biz bugün bunun için oruç tutuyoruz." dediler. Bunun üzerine Peygamberimiz, "Ben Musa'ya ve onun orucunu tutmaya, sizden daha yakın, daha layığım." buyurdu.

Peygamberimiz (sas), aşure günü oruç tutmaya hem kendisi devam etti hem de bunu Müslümanlara tavsiye etti ve "Aşure günü orucu bir yılın kefaretidir. Sağ olursam gelecek yıl dokuzuncu gününü de inşaallah oruçlu geçireceğim. Dokuzuncu ve onuncu günü oruç tutup Yahudilere muhalefet ediniz." buyurdu. Ramazan orucu farz kılınınca aşure günü oruç tutup tutmamakta Müslümanlar serbest bırakıldı. Efendimiz, "Aşure günü Allah'ın günlerinden bir gündür. O gün orucunu tutmak isteyen tutsun, bırakmak isteyen de bıraksın." buyurdu. Muharrem, ileriki dönemde Sevgili Peygamberimiz'in (sas) ciğerparesi Hazreti Hüseyin (ra) Efendimiz'in bu ayda şehid edilmesiyle Müslümanlar için acı bir hatıranın yıldönümü de oldu.

YILI ORUÇLA TAÇLANDIRMAK NE BÜYÜK BEREKET…

"Ramazan ayından sonra en faziletli oruç, Allah'ın ayı olan Muharrem ayında tutulan oruçtur." hadis-i şerifi, bugünlerde tutulan orucun önemini ifade ediyor. Bu hadisin açıklamasını İmam-ı Gazali şöyle yapıyor: "Muharrem ayı hicri senenin başlangıcı. Böyle bir yılı oruç gibi hayırlı bir temele dayandırmak ne güzel olur. Bereketinin devamı daha fazla ümit edilir." Tabii bu özel günde biraz dikkat etmek gerekiyor. Zira gerek Yahudilere benzememek, gerekse orucu tam aşure gününe denk getirmemek için, Muharrem'in dokuzuncu, onuncu ve on birinci günlerinde oruç tutulması tavsiye ediliyor. Ya da onuncu günün önüne ya da arkasına birer gün eklenmesi gerekiyor. Bugünde oruçtan başka hayır, hasenat ve sadaka gibi güzel âdetler de yaşatılmalı. Herkes, bugünlerin faziletini bildiren hadiseleri hatırlayarak ailesine, akraba ve komşularına ihsanda bulunursa şüphesiz sevabını kat kat alır. Peygamberimiz, müminin aile efradına aşure gününde her zamankinden daha çok (fazla külfete girmeden, aile bütçesini zorlamadan) ikramda bulunmasını tavsiye ediyor. Bir hadiste şöyle buyuruyor: "Her kim aşure gününde ailesine ve ev halkına ikramda bulunursa, Cenab-ı Hak da senenin tamamında onun rızkına bereket ve genişlik ihsan eder."

ON PEYGAMBERE ON İKRAM

Bugüne 'aşure' denmesinin sebebi, Muharrem ayının onuncu gününe denk gelmesi. Allah (cc) aşure gününde, on peygamberine on değişik ikram ve ihsanda bulunuyor:

Allah, Hz. Musa'ya bu günde mucize ihsan etmiş, denizi yararak Firavun ile ordusunu sulara gömmüştür.

Cudi Dağı'nın üzerine Hz. Nuh gemisini demirledi.

Balığın karnından Hz. Yunus, bu günde kurtuldu.

Hz. Âdem'in tövbesi kabul edildi.

Hz. İsa, aşure günü dünyaya geldi ve o gün semaya yükseldi.

Kardeşlerinin attığı kuyudan Hz. Yusuf bu günde çıkarıldı.

Hz. Davud'un tövbesi kabul edildi.

Hz. İbrahim'in oğlu Hz. İsmail doğdu.

Hz. Yusuf'un hasretinden dolayı gözleri kapanan Hz. Yakub görmeye başladı.

Hz. Eyyûb, hastalığından o gün şifaya kavuştu.

Vali Çakacak'tan 'Muharrem Ayı' kutlaması

Mersin Valisi Özdemir Çakacak, "Bugün biz Müslümanlara düşen vazife, mezhepsel ayrılıklar üzerinde durmaksızın milletimizin yüzyıllardır var olan birliğini, beraberliğini ve kardeşliğini korumak ve savunmak olmalıdır" dedi.

Çakacak, 'Muharrem Ayı' dolayısıyla yaptığı açıklamada, Hicretten 61 yıl sonra, Muharrem Ayının 10. gününde Kerbela'da tarihin gördüğü en acı katliamlardan birinin yaşandığını, Hz. Peygamberimizin (SAV) sevgili torunu Hz. Hüseyin ve çoğu Ehl-i Beyt'ten 72 müminin işkencelere maruz kalarak şehit edildiğini hatırlattı.

Bu elim hadisenin, başta milletimiz olmak üzere ırkı, mezhebi, meşrebi ve ideolojisi ne olursa olsun bütün Müslümanların asırlardır dinmeyen ortak hüznü ve ortak acısı olduğunu vurgulayan Çakacak, "İslam dininde en önemli aylardan biri olan Muharrem Ayı'nı karşıladığımız bu günlerde, her türlü kutuplaşmayı bir tarafa bırakmalı, manevi büyüklerimizin, 'Eline diline beline sahip ol, kalbini kapını alnını açık tut' sözünü kendimize düstur edinerek tüm kardeşlerimize gönüllerimizi açık tutmalı, birbirimize her zaman olduğundan daha fazla, sıkı sıkıya kenetlenmeliyiz. Bugün biz Müslümanlara düşen vazife, mezhepsel ayrılıklar üzerinde durmaksızın milletimizin yüzyıllardır var olan birliğini, beraberliğini ve kardeşliğini korumak ve savunmak olmalıdır. Bu gayeyle millet olarak geçmişte yaşanan bu üzücü olaylardan kendimize ders çıkarmalı ve bu güzel duygularımızı daha da pekiştirmek adına üzerimize düşen ne ise onu yapmalıyız" diye konuştu.
#Muharrem ayı
#Aşure ayı
#Hicri yılbaşı
8 yıl önce