Bir “kuyruklu yıldız” doğuyor
Toygar tepesinde bir “Hezarfen” doğdu
Küçük Necmeddin mektebe başlıyor
Küçük Necmeddin’in sanat ile ilk münasebeti
Ebru sanatına meyli
Ta’lik yazı meşki
Ebru sanatının incelikleri
Kemankeş Necmeddin Okyay
Yeni Valide Camii İmam-hatipliği
Hem hoca hem talebe Necmeddin Okyay
Çiçekli ebru’nun hikayesi
Yazılı ebru keşfi
Necmeddin Hoca’nın ebru sanatına kazandırdıkları arasında bir de yazılı ebru vardır ki yazılı ebrunun Necmeddin Okyay’ın yeni tekniği keşfetmesinden önceki yapım aşaması pek meşakkatlidir. Yazılar bir kağıda yazıldıktan sonra nevregen denilen kesici bir aletle yazının etrafı dikkatle kesilir ve ebru yapılacak kağıda arap zamkı ile yapıştırılır bu işlemden sonra ebru tenkesine sürülen kağıt yazıların olduğu kısma renk kabul etmez ve yazılı ebru ortaya çıkar. Necmeddin Okyay bir gün yine yazılı ebru yaparken harflerden birine arap zamkını farkında olmadan fazla sürer kağıdı ebru teknesinden çıkardıktan sonra arap zamkının harften taştığını ve taşan kısmın da boya tutmadığını görür ve böylelikle yazılı ebruda müthiş bir teknik keşfeder. Arap zamkının içerisine az miktarda is mürekkebi katar, yazısını yazıp direkt tekneye atar ve yazılı ebru kolaylıkla yapılmış olur.
Güller içinde bir gül
Mücellitlik
Gel keyfim gel ebrusu
Parayla öğrenmedik ki parayla öğretelim...
Necmeddin Okyay öğrenmeye olduğu kadar öğretmeye de büyük bir iştiyak duyar. Kendinden hat meşk etmek, ebru öğrenmek için kim gelirse gelsin bilabedel kabul eder ve ders verir. Bugün Necmeddin Okyay’a dair birçok detayı öğrenmemize imkan sağlayan, bu büyük sanatkarın bütün yönleriyle tanınması için büyük emekler sarfeden Uğur Derman, süt dayısı ile birlikte Necmeddin Okyay’ın yanına meşk talebinde bulunmak için gittiklerinde Necmeddin Hoca Uğur Derman’ı talebeliğe kabul eder bunun üzerine Uğur Derman’ın süt dayısı “borcumuz ne olacak hocam?” diyince Necmeddin Hoca şu cevabı verir; “Evladım biz bu sanatı parayla öğrenmedik ki parayla öğretelim.” Yine Uğur Derman Necmeddin Hoca’dan meşke başladığı ilk vakitlerde hocasına ikram cihetinde bir paket badem ezmesi yaptırır ve meşke giderken yanında götürür. Kapıyı çalar Uğur Derman’ı karşısında gören Necmeddin Okyay gülümseyerek konuşmaya başlar fakat mütebessim çehresi talebesinin elindeki ikramı görünce müteesifane bir simaya evrilir. “Evladım, sizi böyle şeyler getirmekten men ederim. Eğer ben bunları kabul edersem öğretişim hasbi olmaktan çıkar menfaat karşılığı olur” der.