İlk üç maçı 1 puanla kapatan ve gruptaki ilk periyodu 13 puanlı İzlanda'nın arkasında 5 puanla kapatan Milli Takım'ın bundan sonraki işi mucizelere kalıyordu. Sadece mucizeyi Türkiye gerçekleştiremezdi. Öyle maçların Milli Takım lehine sonuçlanması gerekiyordu ki, Fransa hayali gerçek olsun.. Hollanda maçı ile başlayan, Çek Cumhuriyeti ile devam eden galibiyetler zinciri İzlanda maçına gelip dayanmıştı. Derken birdenbire en iyi üçüncü olmamız gündeme geldi lakin bu da bizim elimizde değildi.
Türkiye'yi en iyi üçüncü olarak Fransa 2016'ya yollayacak ilk maç Ukrayna-İspanya arasındaydı. Beşiktaş'ta çalışan İspanyol Teknik Direktör Del Bosque, rakibin karşısına kimsenin ummadığı bir onbir çıkarmıştı. Yıldızlar yedekte, yedekler 11'deydi. Santra ile birlikte Manchester United kalecisi De Gea, Ukrayna hücumlarını tek başına önleyen eldiven olarak belki de tarihe geçiyordu. 10'un üzerinde yüzde yüz kurtarış yaptı. Derken ilk kez İspanya forması giyen Gaspar'ın kafa vuruşu filelere gitti ve karşılaşmayı İspanya 1-0 kazandı. Üstelik ispanya 1-0 önde iken takım kaptanı Fabregas bir de penaltı kaçırdı. Penaltıyı Shaktar Donetsk'te forma giyen Piatov çıkarmıştı.
Türkiye son maça bir kala, İstanbul'da 2-1 mağlup olduğu Çek Cumhuriyeti'nin karşısına çıktı. Bu maçta kaybedilecek 1 puan dahi bizim Play-Off, hatta konuşulmaya başlanan en iyi üçüncülük ümidini söndürecekti. Sparta Prag'ın sahasında oynanan maça ilgi büyüktü. Çekler, beklemediğimiz bir onbir ile başladı. Fatih Terim merkez santrfora Cenk Tosun'u koyarak başladı. İlk devre golsüz sona erdi ve nihayet beklenen gol geldi. Serdar Aziz kolundan çekip indirilince, Selçuk penaltıdan cezayı kesti. Sonra Arda Turan'ın nefis pası ile Hakan Çalhanoğlu neredeyse fileleri deliyordu: 0-2
Milli Takım santrada iken iki maç da aynı saatte start aldı. Üç gün önce oynadığımız Cek Cumhuriyeti karşılaşma başlar başlamaz Hollanda'yı esir aldı. Çek takımı 2-0'la soyunma odasına girerken bir oyuncusu kaybetti ve son 45'te 10 kişi mücadele etmek zorunda kaldı. Fenerbahçe'de yedek kalan Van Persie, Teknik Direktör Blind tarafından daha ilk yarının ortasında oyuna dahil ediliyordu. Fenerbahçeli yıldızın oyuna girişi Portakallara hareket getirdi ama aynı Van Persie kafa golü ile önce kendi kalecisi Zoet'i avladı ve Hollanda'nın ümitlerini de bitirdi. Van Persie ve Huntelaar'ın golleri skoru 2-3'e getirse de Türkiye için tehlike yoktu. Artık Play-Off garanti idi.
Türkiye-İzlanda maçı golsüz devam ederken 65'inci dakikada mucizenin bir bacağı daha gerçekleşti. Hollanda'ya üç gün önce 90+1'de golü atan Islambek Kuat Riga'da topu filelere gönderdi. Bu gol de anında Terim'e ulaştırıldı. Fakat hala İzlanda maçı berabere gidiyordu.
Dakika 88'den, 89'a girmiştik. Frikik kazandı Milli Takım. Topun yanına inanmış bir halde Selçuk İnan geldi. Hemen Arda'da yanına gelip kulağına bir şey fısıldadı. Sağ ayak içi bir plase yaptı, İzlanda kalecisi uçtu ama nafile, fileye yapışmıştı meşin yuvarlak... Ülke çıldırıyordu. O anda en iyi üçüncülük koltuğunda oturan Macarlar da yerle bir olmuştu. Fransa 2016'da idik. Hem de doğrudan. Tam Play-Off'a kaldık derken, direkt uçtuk Paris'e.
13 Ekim Salı
Türkiye: 1 - İzlanda: 0
Gol: 89. dakikada Selçuk İnan
İspanya'nın, Ukrayna'yı yenişiyle başlayan, Kazaklar'ın, Letonya'da tarih yazması ve Türkiye'nin noktayı koyuşuyla Türkiye'nin 2016 serüveni böyle taçlanıyordu. Üç takımla birlikte, De Gea, Gaspar (İspanya), Pavel Kaderabek, Josef Sural, Robin Van Persie (kendi kalesine) (Çek Cumhuriyeti), İslambek Kuat (Kazakistan) ve Selçuk İnan, Milli Takım'ın doğrudan gidişine yol açan kramponlar olarak Türkiye'nin futbol arşivine girdi.
