|
Al birini, vur ötekine…

ABD’de Başkanlık seçimlerine 3 aydan daha az bir zaman kaldı. Demokrat Başkan adayı Joe Biden, Başkan Yardımcısı adaylığı için Kaliforniya Senatörü Kamala Harris’i seçti. Annesi Hindistan kökenli, babası ise Jamaika’lı bir Siyahî olan Harris daha çok ‘Siyahî Amerikalı’ olarak tanınıyor. Biden’ın Harris’ i tercih etmesinde hem Siyahî Amerikalıları, hem Asya kökenli Amerikalıları daha fazla oy vermeye teşvik edebileceğine dair bir beklenti etkili oldu.

Küreselci Biden, Demokrat Parti’nin ana akım, merkezci, ‘Beyaz Amerikalı’ damarını temsil ediyor. Parti’nin yeni kuşakları ve özellikle Sol kanadıysa Senatör Bernie Sanders’ı Başkan adayı olarak görmek istiyordu. Ön seçimlerde Biden, Sanders’ı yenerek Başkan adaylığına hak kazandı. Harris Başkanlık için yarışa girmişse de daha sonra çekilerek Biden’e destek attı. 1973’ten bu yana Senatör olan Biden, Obama döneminde 8 yıl Başkan Yardımcılığı yaptı. Biden 2008’de Başkan adaylığı için sahaya çıkmış, ancak ön seçimlerde kaybetmişti. Obama ise Biden’ı Başkan Yardımcılığına aday göstermişti. Biden de şimdi Harris için aynı yolu izledi.

Demokrat Parti’nin sol kanadı Başkan Yardımcılığı için daha çok “Temsilciler Meclisi Siyahî Vekiller Grubu”nun başkanı Karen Bass’i istiyordu. Buna göre çizgi olarak Harris, Sanders’a kıyasla daha geride, Biden’a göreyse daha ileride. Biden’ın Harris’i seçmesi parti çizgisinde radikal bir kopuşun tercih edilmediğine işaret ediyor. Yine de Harris’in adaylığı Sol kanadın zaferi kabul ediliyor. Zira Biden daha merkezci bir ismi seçebilirdi. Biden ve Harris’in parti tabanında esen sol rüzgâra ayak uydurabilecek bir esneklik gösterebilecekleri de söyleniyor.

Harris, Amerikan teknolojisinin beyni olan Kaliforniya’da Başavcılık yaptı ve bu eyaletten senatör seçildi. “Silikon Vadisi” seçkinleriyle de ilişkisi çok iyi. Biden’ın Harris’i seçmesinde bu faktör de etkili oldu. Nitekim Harris, Biden için hatırı sayılır meblağlarda bağış topladı.

Biden ve Harris’in en ortak yönleriyse, katıksız İsrail yanlısı olmaları. Yahudi kökenli olmasına rağmen Sanders İsrail’e daha uzak mesafede. ABD Yahudilerinin çoğunluğu Demokratlar’a oy veriyor. Netanyahu yanlısı Yahudiler ise Trump’ı destekliyorlar. Kızgın Trumpçılar ise, “en İsrail yanlısı ABD Başkanı” olduğu gerekçesiyle Yahudileri Trump’a oy vermeye çağırıyorlar.

ABD’de “İsrail yanlısı devlet siyaseti” iki partiyi birleştiren yegane faktör. Demokratların Sol kanadıysa İsrail’e desteğin koşullara bağlı olmasını savunuyorlar. Ana akım Demokratlar ve Cumhuriyetçiler’se İsrail ne yaparsa yapsın desteğin sürmesinden yanalar. Biden da, Harris de İsrail’e yardımın koşullandırılmasına şiddetle karşılar. Netanyahu’nun iki devletli çözümü rafa kaldıran ilhâk politikaları her iki partide pek kabul görmüyor. Pratikte bunun Filistinlilere faydası yok. İki parti de ilhâk politikalarını engelleyecek kararlara imza atmıyorlar. Eleştiriden öteye gitmeyen iki yüzlü politika sebebiyle İsrail’in eli Filistinliler karşısında serbest kalıyor.

Netanyahu’nun Trump ile kader birliğine dönüşen kişisel ilişkisi ve ilhâkçı girişimleri sebebiyle Demokrat Parti’den adaylık yarışına giren birçok isim “Amerikan-İsrail Halkla İlişkiler Komitesi’nin (AIPAC) geçen yılki toplantısına iştirak etmedi. Bernie Sanders, Elizabeth Warren ve Kamala Harris de bu isimler arasındaydı. Ancak Harris bu toplantıdan kısa bir süre sonra “AIPAC” ile buluşarak poz vermişti. Harris’in “AIPAC” ile buluşması partinin Sol kanadı tarafından tepkiyle karşılanmıştı. Demokrat Parti’nin Sol kanadını destekleyen Liberal Yahudi grubu “J Street”ın Harris’in Başkan adaylığını onaylamadığını hatırlatmak gerekiyor.

Öte yandan Biden’ın ABD’nin Irak ve Afganistan işgallerine destek verdiğini unutmayalım. George W. Bush bu iki ülkeye savaş ilan ederken Senato’da “Demokratlar” çoğunluktaydı. Biden ise “Dış İlişkiler Komitesi” Başkanıydı. Irak’ta kitle imha silahları olduğuna dair “Neocon-İsrail yalanı”nın Amerikan halkına yutturulmasında Biden önemli rol oynadı. Savaşa karşı oy kullanan Sanders ise adaylık yarışında rakibi olan Biden’a bu rolünü de hatırlatmıştı.

Biden Başkan seçilmesi halinde Trump’ın ABD’nin İsrail Büyükelçiliğini Tel Aviv’den Kudüs’e taşıma kararını tersine çevirmeyeceğini ve İsrail’e iki partili koşulsuz desteği sürdürmeye devam edeceğini özellikle vurguluyor. Harris de bu konuda Biden’dan farklı düşünmüyor.

#ABD
#Joe Biden
#Irak
#AIPAC
4 yıl önce
Al birini, vur ötekine…
Mülâhaza etmek
Siyasetçileri bürokratlara kurban etmek
Musallada bir sosyolog daha… Vehbi Başer’in ardından
Taşkent’in öbür yüzü
‘Korkuluk’…