|
Bir portre: Naif, zayıf ve de hafif

Son dönem Türk siyaset adamlarını naif kelimesi kadar iyi tanımlayacak kelime bulmak zor. Naifliğin "zayıflık"ı da içerdiği düşünülecek olursa zayıflayışın nedenleri ve kimlerin işine geldiği sorusu ayrıca düşünülmelidir.

Siyaset adamlarının kişisel naiflikleri ya da zayıflıkları birilerinin de şahin olmasını gerektiriyor kaçınılmaz olarak. Birileri şahinleştikçe siyasetten sorumlu olanlar daha da inceliyor, zayıflıyor, naifleşiyor ve de "hafif"leşiyor. Hafifleşmenin siyasete rengini vermesi siyasi ilkeler, gelenekler ile hak ve özgürlüklerin de bu hafiflik içinde buharlaşmasını zorunlu kılıyor. Hak ve özgürlüklerin buharlaşması, siyasetin buharlaşmış ağırlığına rağmen hâlâ siyasetin yürütülüyor olması, siyasetçilerin üzerlerine sin(diril)en "siyaset adamı" sıfatatlarını koruyor olmaları "hafif meşreplik"i de beraberinde getiriyor.

Naif siyasetçilerin en önemli özelliği sorumluluk altına girmekten korkmalarıdır. Olayların üstüne gitme cesaretini gösteremez, yeni ve büyük açılımlar yapamazlar. İçine kıvrık tiplerdir. Yer yer uçarı siyasetçi tiplemesine yaklaşsalar bile bu da bir tür kaçışın yansımasıdır. O an, orada atılması gereken adımdan korktukları için topu sürekli auta atan oyuncu psikolojisine girerler. Zamanı bir şekilde topla oynayarak doldurmak için, ayağından kaçırmaktan korktuğu topu saha dışına çıkma pahasına uzun atışlar en kolay kurtuluş tarzı görünür. Bu durum, siyasetçi için statükoculuğa sığınmak olarak tezahür etmektedir.

Zayıflığın beslediği naifliğin tam zıddı gibi görünen, gerçekte aynı edilgenliğin bir başka yüzü olarak karşımıza çıkan tarafı ise tutuculuk; yani kurulu sistemden yana olma kolaycılığına sığınmaktır.

Naiflik son dönem Türk siyasetçilerinde ortaya çıkan başat özellik... Naifliğin her iki tarzını da şahsında birleştiren en ilginç örnek de sanırım Ecevit''tir. Her ne kadar bazıları 80 öncesi Ecevit''le 90 sonrasının Ecevit''i arasında çelişkiler olduğunu iddia etse de çelişki gibi duran tavır farklılıkları bence, aynı naifliğin değişik tezahürlerinden başka bir şey değil. 80 öncesinin, şairlik ile yorumlanmaya çalışılan Ecevit uçarılığı aslında sorumluluğu göğüslemekten kaçan bir uçarılıktı.

Aynı Ecevit, parti örgütünden, iktidar sorumluluğuyla karşı karşıya kaldığı durumlara kadar etrafındakileri dağıtıcı, dağıtırken devlet aygıtı içinde zayıflayan siyaset yapma yeteneğini tutuculuğa sığınarak göğüslemeye çalışmaktadır. Tutarsız özgürlükçülükten tutucu dayatmacılığın kesiştiği nokta burası.

Eşi Rahşan Ecevit''ten başka kimseyi etrafında bırakmayan kadrosuzlaşmış tek parti ve Türkiye''nin de en büyük partisi olma özelliğini bir arada götüren bir garaiblik sergileniyor Türk siyasetinde. Muhtemelen omuzuna çökmeye başlayan iktidar olma zorunluluğu karşısında dağıtıcı hırçınlık sergilemesi, tıpkı parti örgütünde olduğu gibi, böylesi bir kaçışın manevralarından başka bir şey olamaz.

Türkiye''nin en tutucu siyasi çizgisini temsil eden Demirel''e sığınan Ecevit''le, 70''li yılların Karaoğlan''ı arasında naiflik benzeşmesi var. Başka bir ifade ile farklı gibi görünen iki ayrı tarzı siyaset aslında aynı naif ruh yapısının değişik yansımalarından başka bir şey değil.

Naifleşmenin sari bir hal aldığı bir siyaset ortamında, naifleş(tir)menin temel siyaset amacı haline getirildiği de gözden kaçırılmamalı. Fazilet Partisi''nin artık geçmişten ders almasını isteyenler aslında bu naifleşme siyasetine uyum göstermesini istemektedirler. Düşük profilli siyaset adamı istenmektedir çünkü şahinlerimiz tarafından.

Hatta en büyük sermayesi şahinleşmek iddiasını güdüyor olmaktan kaynaklanan MHP bile naifleştirilme operasyonuna çekilmiş bulunuyor. Devletin bu niyetini vaktinde gören devletli lider bile son ana kadar naif sinyaller verme siyasetini yürüttü. Ecevit''in elinde, itham ve geçmişi hatırlatmalarla yürütülen naifleştirme stratejisi karşısında MHP''nin geri çekilebilme sınırı test edilmektedir. Ancak MHP bu konuda beklenenden daha fazla naif olduğunu ve kemikli bir yapı peşinde olmadığını yemin töreninde gösterdi. Ecevit''e cesaret veren de bu tavır değil midir?

Naif, zayıf ve de hafif siyaset(ci) üçgeninde tıkanan siyaset etmeye çıkışın formülü de bu tanımın içinde saklı duruyor.

25 yıl önce
Bir portre: Naif, zayıf ve de hafif
Avrupa’nın son korkusu: Yunan virüsü
Bu gidişle Kabe’ye varamayız
Rüzgar dünyayı sararken
Utanıyorum
Muhafazakâr öfkenin manipülatif kaynağını nerede aramak gerekir?