|
Batı"nın bedeni ruhunu arıyor…

ABD"de yaklaşık 100 şehirde binlerce kişi sokaklara dökülüp geçen yıl siyahi genç Trayvon Martin"i öldüren bekçinin serbest bırakılmasına tepki gösterirken,

Fransa"da da Paris"in banliyölerinden birinde peçeli bir kadının kocasının gözaltına alınması protesto edildi.

Soğuk Savaş yıllarında komünizmle, bugün ise İslam dünyasıyla kafayı bozmuş olan Batı"nın, özellikle küresel finans kriziyle birlikte iyice daraldığını, vahşi kapitalizm ve tüketim toplumu doğrultusunda yitirdikleri maneviyatlarının peşine düştüğünü görmemek için ya kör olmak lazım ya da fikirsiz…

Aynı anda çok şeyi birden arsızca istemeyi bir yaşam refleksi haline getirdikleri için ahlaki yozlaşmayla da baş edemiyorlar. (Batı"daki ilk kırılma malum; güvenlik duygularını yerle bir eden 11 Eylül"deydi. Bu kırılma WikiLeaks"de daha da perçinlendi. İkinci kırılma olarak "finansal kriz ve ekonomik güç" kaybı görülebilir. Üçüncü kırılmanın derin bir maneviyat boşluğu olarak "ahlâk" alanında ortaya çıkacağını daha önce de pek çok kez yazmıştık.)

Bu üç kırılmayı en iyi gözlemleyeceğimiz alan hiç şüphesiz ki Hollywood"tur. 2001 ve sonrasındaki Hollywood filmlerinden başlayarak, konularını şöyle bir gözden geçirip üstüne de "kenar süsü" mahiyetinde Beyaz Saray"ın ve siyasi sistemin nasıl tefessüh ettiğini anlatan House of The Cards dizisini ekleyin. Ortaya çıkacak manzara size her şeyi anlatacaktır.

Fransız düşünür Marc Edouard Nabe"ın, haziran ayında katıldığı bir televizyon programında peçe yasağıyla ilgili yaptığı şu özlü tespiti hatırlayalım:

"Siyaset çerçevesinden çıkabilmek için öncelikle neden daima İslam"ın önem konusu olduğunu bilmemiz gerekir. İslam, kendiliğinden yıkımın son aşamasını yaşayan Batı"nın gerçeğini ortaya koyan bir ayna mesabesindedir."

Batı yıllarca Doğu ve İslam"la bir tür aşk-nefret ilişkisini sürdüregeldi. Başta Goethe, Mozart, Hesse olmak üzere hayli ağırlıklı isimleriyle Batı entelijansiyası tarihin bütün aşamalarında insanlık esenliğinin ipuçlarını Doğu"da ve İslam"da aradılar. Siyasi sistemleri ise durmadan İslam"la didişti. Kendilerine tıpatıp benzemeyen hiçbir iktidara bir İslam ülkesinde yaşama şansı tanımadılar. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan her ne kadar başlangıçta onlar için kaçınılmaz bir gerçek olarak kabullenilmesi ve idare edilmesi gereken bir lider olarak gözükmüş olsa da hiçbir zaman tam onların istediği gibi bir devlet adamı olmadı. Bu gidişle olmayacak da. Acaba 31 Mayıs"tan bu yana gelişen olaylara biraz da bu pencereden bakmakta yarar olabilir mi?

Dolce&Gabbana"da gezi ruhu

Küresel finansal kriz sonrasında gezegenimizin koordinatları değişip de 1989"da zaten tek kutuplu kalmış olan dünyamızda güç Doğu"ya doğru kayarken, marka olmuş pek çok ürün ve hizmetin de darboğazlardan geçmesine tanık olmamız kaçınılmazdı. Pazar günkü Milliyet gazetesinde Roma"dan bildiren Övgü Pınar"ın "Dolce&Gabbana dükkânı kapattı" haberini okurken, "işin maneviyat boyutu burada da devreye girmiş", diye düşünmekten kendimizi alamadık.

Ne alâka mı? Anlatalım…

Dolce&Gabbana"nın "çırpınışları", kapitalizmi azgınlığından kurtarabileceğine dair ufak da olsa bir umut beslediğim tek güç olan "sağlıklı liberalizm"in sesi olabilir mi acaba, diye aklımızdan geçirmedik desek yalan olur. (Bu sistem, krizler ve savaşlarla beslenerek kendi küllerinden doğma özelliğini bizzat yaşayarak ve yaşatarak dünyaya kanıtladığı için bu konu hayli netameli ve bir o kadar da dipsiz bir kuyudur.)

Domenico Dolce ve Stefano Gabbana 400 Euro vergi kaçırmaktan suçlu bulunmuş ve 1 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırılmışlar. 400 Euro! Karara itiraz etmişler ve temyiz süreci sonuçlanana kadar ceza kesinleşmediği için doğal olarak çevrelerinde kendilerini suçlayanlara tepki göstermeye başlamışlar. Bu tepkilere Milano Belediyesi"nden şiddetle ve sevimsizce mücadele açılınca arkadaşlar zıvanadan çıkmış. Kendilerine ait 9 mağazayı da kapatarak 3 günlük eylem başlatmışlar.

Sanki Gezi ruhu Dolce&Gabbana"ya sirayet etmiş. Yerel de olsa otoriteye karşı bir markanın bu kadar ses getiren protestosu hiç de alıştığımız bir şey değil. Eylem müthiş destek görmüş, efendi bir şekilde de tamamlanmış. Hem marka itibarını korumuş hem de yerel otoriteye bir güzel ders vermiş.

Ufuk Turu…

Kurum ve kuruluşların kamuoyu ve medya ile paylaşmak istedikleri basın bültenlerinden günde bana ortalama 75 adet geliyor. Ekonominin nabzı gibi bir olay. Gelen bültenlerin içerik ve niceliğinden bir tür nabız tutmak mümkün. Yardımcı olan arkadaşlarla birlikte reklam metni kokanları ayıklayıp arta kalan kısmen de olsa haber nitelikli olanları burada okurlarımızla paylaşmaya çalışıyoruz. İşte bu haftaki "seçki"…

- 17-18 Eylül tarihlerinde İstanbul Swissotel"de gerçekleşecek olan Yeşil İş – Green Business 2013 Konferansı, 5. Yılında "Değişim Zamanı" teması ile katılımcılarla buluşuyor. Yeşil İş 2013"ün 5. yılında, sürdürülebilir iş dünyasının en yeni gelişmeleri tartışılacak ve yeni düşünce sistemleri şekillenecek. (Seray Şen, Ünite İletişim)

- StorageCraft, yeni StorageCraft ShadowProtect Granular Recovery for Exchange 7 (GRE7) çözümünü piyasaya sundu. Bu ürünle, beklenmeyen bir veri kaybı sonrasında kayıp posta kutuları, e-posta mesajları ve eklentiler kolayca kurtarılabiliyor. (Serhat Özkütükçü, Denove PR)

- ZyXEL, Dokuz Eylül Üniversitesi, Bilgisayar Mühendisliği Network Laboratuvarı"nı son teknoloji ürünleri ile yeniledi. Bu çalışma ile öğrenciler ağ teknolojileri konusunda yeteneklerini artırarak kariyerlerine bir adım önde başlama fırsatı yakaladılar. (Gözde Zencir, Alya İletişim Danışmanlığı)

- Red Dot 2013 Ödül Töreni 1 Temmuz 2013 Pazartesi gecesi Almanya"nın Essen kentinde Aalto Tiyatrosunda düzenlenen gala gecesiyle sahiplerini buldu. Profilo Dayanıklı Ev Aletleri "Ev Aletleri" ve "Mutfak" kategorilerinde kazandığı dört ödülle mutluluk yaşadı. (Çimen Alganer, Ogilvy Public Relations İstanbul)

11 yıl önce
Batı"nın bedeni ruhunu arıyor…
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi