Kayserispor karşısında kötü bir Fenerbahçe vardı. Doğru dürüst paslaşma, saha içi yardımlaşma hiç iyi değildi. Buna rağmen Fenerbahçe ilk yarı Cristian"la pozisyonlar buldu ama değerlendiremedi. Musa Sow ileride çok yalnız kaldı.
İkinci yarının başında gene Cristian çok net bir gol kaçırdı. Belki bu pozisyon gol olsa maç değişebilirdi. Futbolda ne yazık ki, "Şöyle olsa böyle olurdu" türü yorumlara yer yok.
Kayserispor maçın ilerleyen dakikalarında çok net pozisyonları harcadı. Kaçan gollerde çok iyi kaleci olduğunu bir kez daha ispatlayan Volkan"ın büyük rolü vardı. Maç artık böyle gidecek derken 83. dakikada Bobo güzel bir vuruşla takımını 1-0 öne geçirdi. Fenerbahçe son hamlelerini denerken, duran topta Stoch"un kavisli ortasına Kuyt harika bir kafa vurdu ve skoru eşitledi.
Eğer ikinci yarıya bakarsak maç Kayserispor"un hakkıydı. Prosinecki takıma el sürmüş. Kayserili futbolcular çok koştu ve gerçekten kazanmak için var güçleriyle çalıştılar.
Fenerbahçe çok durağan ve isteksiz oynadı. Maçta Meireles kötüydü ama Caner"le Kuyt ondan da kötüydü. Bakmayın gol attığına, Kuyt oyunda hiç yoktu. Keza Caner de öyle.
Fenerbahçe çok yorgun göründü. Eline geçen avantajı da iyi kullanamadı. Şayet kazansa büyük avantajı olacaktı. Ve en önemlisi deplasmanda kazanamıyor!
Galatasaray her Avrupa maçı öncesi oynadığı lig maçında muhakkak sıkıntı yaşıyor. Gaziantep maçı da öyle oldu. Galatasaray ortaya iyi oyun koyamadı. Hamit"in şutu dışında etkili bir pozisyon da bulamadı. Bunun çeşitli sebepleri var.
Birincisi Elmander geçen seneki performansında değil. İleride rakibe basan, nefes aldırmayan Elmander sakatlıklarla boğuştuğu için istediği oyunu oynayamıyor. Umut-Burak ikilisi goller atsa da hücumda top tutamıyor.
Geçen senenin flaş iki ismi Melo-Selçuk bir türlü istenilen kıvama gelemediler. Büyük umutlar bağlanan Hamit de arzulanan seviyede değil. Tabii kim ne derse desin Braga maçı akıllarda. O maç hayati önemde.
Galatasaray geçen sene sadece lige konsantreydi. Bu sene Avrupa devreye girdi. Futbolcular da zihinsel ve fiziki olarak yorgunluk yaşıyorlar. Neticede Galatasaray içeride kazanamıyor. Ama puan tablosunda hala lider. Bu da avantaj demek.
Lig başlarken yapılan yorumlar Fenerbahçe ve G.Saray"ın bu işi götüreceği, Beşiktaş"ınsa bu iki takımın gerisinde kalacağı yönündeydi. Şu anki tabloda Beşiktaş, Fenerin 1 puan üstünde ve G.Saray"ın 1 puan altında. Demek ki Beşiktaş iyi işler yapıyor. Bir kere Orduspor maçında Beşiktaş yediği gol dışında tek pozisyon vermedi. İnanılmaz mücadele etti. Rakibine göz açtırmadı.
Belki Fernandes yoktu ama takım onu aratmadı. Maçta geriye düşmesine rağmen oyundan düşmedi. Defansta oynayan İbrahim Toraman da çok iyi bir maç çıkardı.
İlk devre maçları biterken Beşiktaş ligi ilk üçte bitirecek gibi. Şayet ikinci devre ilk 5 haftayı başarılı geçirirse Beşiktaş lig sonuna kadar şampiyonluğu zorlar. Tabii hemen havaya girmek doğru değil. Çünkü daha 20 maç var ve bu köprünün altından çok sular akar.
Samet Aybaba"yı kutlamak gerekir. Bu kadar sorunla boğuşup takımı dinç tutmak önemli bir şey. Beşiktaş"ın bu seviyede olmasında en büyük pay Aybaba"nın.
Alışılageldik üzere hep büyükleri yazıyoruz. Halbuki Antalyaspor"a bir parantez açmak ve uzun uzun yazmak gerek. Mehmet Özdilek"in takımı şu anda averajla 2. sırada. Büyük takımların bütçesi 100 milyonlarca dolar ediyor. Buna karşılık Antalya daha mütevazi bir kadroyla oynuyor.
14. haftada zirvede olmak alkışlanacak bir iştir. Son derece baskılı ve etkili futbol oynuyorlar. Ligin ilk yarısını zirvede bitirecekler gibi. Eğer ikinci devre takım disiplinini bozmazsa Antalya da bu yarışın işinde olabilir.
Aslında Antalyaspor"u daha uzun yazmak gerekir. İlk devre bitsin üzerine uzun uzun yazarız.
