Hem annesi hem de babası intihar ettiği için Miloseviç''in de intihar etmesi gerekmez. Miloseviç, irsî yapısından dolayı değil, egemenliği altındaki toplulukların fıtratını bozmaya yeltendiği için intihar edecektir.

Tarihe bakalım. Yıkılan toplumlar, silinip giden milletler, mutlaka fıtrata ters hareket ettikleri için o önlenemeyen sonuca maruz kalmışlardır. Başkaları değil, bizzat onlar kendi kendilerini cezalandırmışlardır. Onulmaz pek çok zührevî hastalık da fıtratı çiğneyen fertlerin başına gelip çatıyor, onları yiyip bitirmiyor mu?

Tarihin en uzun süreli ayakta kalmış en güçlü devletleri, fıtrata en fazla saygı duymuş ve fıtratı korumaya en çok özen göstermiş olanlarıdır.

İşte Osmanlı! Hâlâ mumla arıyor pek çok millet ve milyonlarca insan o huzur ve saadet dönemlerini.

Osmanlı''nın pek çok üstünlüğünün yanında, bugün değeri bin kat daha iyi anlaşılan bir büyüklüğü de, idare ettiği milletleri, etnik grupları oldukları gibi, fıtratları üzere, yani Allah''ın yarattığı hâliyle bırakmış olmasıdır.

Ne dilini, ne ırkını, ne dinini, ne de mezhebini değiştirmeye kalkıştı onların.

Günümüzde sık sık insan haklarından dem vuranların henüz ulaşamadığı derecede bir insan hakları koruyucusu ve kollayıcısı oldu.

Zaten siz devlet olarak bunu yapmadığınız an, felâketinizi hazırlıyorsunuz demektir. Çünkü hiçbir topluluk fıtratı icabı kolay kolay dininden, dilinden, ırkından kopup uzaklaşmak istemez. Uzaklaştı zannedilenlerin bile şuuraltında o duygular küllenmiş hâlde öylece dururlar.

Böylesi değerleri ne ekonomik gelişmeyle, ne refahla, ne de eğitim ve kültürle yok edebilirsiniz. Baskı ve zulüm, bir süre talepleri geri itse bile, bu duyguları daha bir kamçılar ve içten içe yanan köz gibi daha bir canlı tutar. Fırsat bulduğu anda da bu duygular âniden patlar.

İşte Kosova! Slobodan Miloseviç''in elinden uzaklaşıyor günbegün. Tarihî Beşik''leri olarak kabul ettikleri bu yeri Sırplar eninde sonunda Arnavutlar''a bırakmak zorunda kalacaklar. O topraklar hızla onların elinden kaymakta. Bundan böyle hiçbir tedbir bu gidişi durduramaz. Nitekim siyasî bilimler araştırmacısı Prof. Jacques Rupnik, şu hakikati bugünden peşinen ilân ediyor: "Miloseviç, Kosova''nın kaybedildiğini kendisi artık adı gibi biliyor." (Le Monde, 28.3. 1999)

Kosova bölgesinden sadece Arnavutlar göç etmiyor çünkü. Sırplar daha bir hızla uzaklaşıyorlar oralardan. Çok yakında Kosova Sırplar''dan tamamen arınmış bir şekle bürenecektir. Zaten bürünmeye başladı bile.

Kosova''nın bağımsızlığının ardından Karadağ''ın da bu yolda adımını atacağı kesin. Karadağ''da bu yönde daha şimdiden sesler yükseliyor ve ayrılık şarkıları dillendiriliyor.

Miloseviç kafası taşıyan kişi ve sistemlerin asıl ve en büyük tehlikesi, kendileriyle birlikte çevrelerini de intihara sürüklemeleridir. Toplumların başına gelen en yaman belâlar hep bu bağnaz zihniyetlerden gelir.

Demokratik ve insanî hakların tanınmasıyla sağlanıp sürdürülebilecek bir bütünlük, bazen kısır, katı, basiretsiz ve ufuksuz bir anlayış yüzünden kat''i bir dağılma ve parçalanma ile sonuçlanabilir.