Biz maçı beklerken 2010 Dünya Kupası elemelerinde aynı grupta yer aldığımız ve grubu 10 maçta 10 puanla 4. Olarak tamamlayabilen Belçika, Brezilya biletini almıştı bile. Arada geçen zamanda onlar neler yaptı biz neler? Geçelim...

Aynı anda 3 maçın sonucunu beklemek kadar zor ne vardır futbolda? Yenmeliyiz, Hollanda da yenmeli ve Romanya mümkünse yenmemeli... Gözümüz Tanin"de kulaklarımız Andorra ve Hollanda"da... Hal böyle olunca maçın başındaki futbola da laf söyleyemiyoruz. Kaybettiklerimizi aradığımız bir gecede ilk yarı boyunca Burak"ın formsuz olduğuna bir kere daha kanaat getirdik. 4 Ay önce Caner Erkin"in sol bek olarak böyle bir performans ortaya koyacağını kim düşünürdü? Galiba iki isim; Ersun Yanal ve Fatih Terim, ikisine de teşekkür etmeli... 2 buçuk pozisyondan bir gol bulduk ilk yarıda. Devre arası "iştahsızlık mı? Kontrollü oyun mu?" diye düşünürken ikinci yarının başlangıcı ile Burak "nihayet" dedi. Hollanda"nın "görevini" fazlasıyla yerine getirmiş olması ile daha da umutlandık. Romanya"nın arka arkaya gelen golleri canımızı sıksa da 6 gollük averajı kapatması kolay değildi. Bütün bunlar olurken kafalarda o soru: " Bu futbol Salı akşamı Hollanda karşısında yeterli olur mu?" Macaristan"ı gole boğan Hollanda"nın oyun ve gol iştahını alıp bizimkilere vermek lazım. Biz önümüzdeki 3 gün bunu düşüneceğiz; Fatih Hoca ise futbolcuları motive edecek. Hatta uçakta başlamıştır bile. Arda, Selçuk, Burak Umut... Salı akşamı çok daha fazlasına ihtiyacımız var. Ve elbette duaya da... Şimdiden Allah yardımcımız olsun diyelim.