|
Türk futbolu iletişim çağında iletişim sorunu yaşıyor

Her sene olduğu gibi bu sene de teknik direktörler açısından "oyuncu değişikliği"nin vakayı adiyeden olacağını düşünüyorduk; ancak bu kadar erken değil. Daha sezon başlamadan hoca göndermek konusunda geçmiş yıllardan aklımızda kalan kulüp, Gençlerbirliği idi. Geleneksel kulüp yönetciliği konusunda "ağabey" konumundaki İlhan Cavcav"ın zamanlama kaygısı gütmeden sezon başında hoca gönderme hamlelerine şahit olmuştuk yakın geçmişte. Bu sezon "hoca asmaca" oyununda siftahı Bursaspor yaptı.

Türk futbolunda gerçek anlamda "şehir takımı" özelliğine kavuşmaya çok yakın yegâne takım Bursaspor. (Trabzonspor bu anlamda çok daha başka yerde durur ve bu durum ayrı bir yazı konusudur.) Kazandığı şampiyonluk ve sonraki yıllardaki şehrin ve camianın duruşu ile Bursaspor, şehir kimliğini temsil noktasında çok önemli bir konum elde etti. Bu açıdan bakıldığında bu sene Avrupa"da olmak ve şehrin adını duyurmak Bursaspor"a çok şey katacaktı; ama olmadı. Bursaspor yönetimi de her "Türk tipi" yönetici gibi bu "ayıbı" Hikmet Karaman"ı göndermekle temizledi!

Hikmet Karaman tercihi ne kadar doğru ve Bursaspor değerleriyle ne kadar uyuşmaktaydı? gibi sorular geçmişe dönük olarak sorulabilir ve anlamlıdır; lakin şimdi değil. Bugün asıl sorulması gereken bir teknik direktörün akıbetini bir maça bağlamak ne kadar doğrudur? O maçta rakip oyuncular o golleri kaçırsaydı Hikmet Karaman iyi hoca mı olacaktı?

Bütün bunlar bir yana asıl can alıcı soru şu bence: Bugün Ertuğrul Sağlam boşta olsa Bursaspor"un Hikmet Karaman"ın yerine ilk teklif götüreceği isim olmaz mıydı? Keza şartlar oluşsa ve Ertuğrul Sağlam Bursaspor"la bugün anlaşsa vaktiyle onun gitmesine neden olanlar sevinmez mi?

Bu sorulara verilecek cevaplar Bursaspor özelinde Türk futbolunun çok temel bir sorununu ortaya koyuyor aslında: İletişim beceriksizliği… Başta yöneticiler olmak üzere, oyuncular, teknik direktörler, taraftarlar, basın mensupları ve hakemler… Türk futbolunun tüm aktörleri birbirleriyle iletişimde çok hoyrat bir dil kullanıyorlar. Bu dil ilişkileri yıpratıyor ve tarafları yaralıyor. Ardından rasyonel düşünüldüğünde anlamsız kararları almak taraflar açısından kaçınılmaz oluyor. Tam da bu yüzden 2 kez gidip 3 kez gelen teknik adam sayımız hiç de az değil. Yarın Ersun Yanal giderse Fenerbahçelilerin ilk aklına Aykut Kocaman gelmeyecek mi? Ya Trabzonsporlular ve Şenol Güneş?

Örnekleri çoğaltmak mümkün hatta alt ligler için bile bu durum geçerli.

Hal bu iken futbolun aktörleri olarak iletişim anlamında "topa basıp" öyle vurmak lazım derim. Yoksa bu "dar alanda kısa paslaşmalar" sıfırlayıp yeniden başlamak dışında bir işe yaramıyor ve Avrupa"ya geç kalıyoruz…

11 yıl önce
Türk futbolu iletişim çağında iletişim sorunu yaşıyor
İkiyüzlü dünyanın 200 günü
Garson nereye baksın?
İnsafsız takas!
Erdoğan’ı/AK Parti’yi Kürtsüz bırakma operasyonu…
Riyakâr Bey ile ‘Yamyam’ Biraderler