|
Malazgirt ve Sakarya muharebeleri İslam’ın zaferleridir

Her Ağustos ayını zaferlerle kutlarız. Bugüne kadar 30 Ağustos zaferiyle Türkiye’nin sıfırdan var olduğu bilinci verilirdi. Özellikle bu yıl Malazgirt Zaferi de çeşitli faaliyetlerle güçlü bir biçimde kutlandı. Böylece Türkiye’nin zafer algısı ve var oluş bilinci daha geniş bir bağlama taşındı. Bugüne kadar sadece Mustafa Kemal etrafında Sakarya Meydan Muharebesi merkezinde ve sıfırdan bir Türk varlığının yeniden doğuşu olarak ifade edilen anlatı dönüşüme uğradı. Seküler, milliyetçi ve salt cumhuriyet dönemi temelindeki anlatı, artık Müslümanlık’la beraber olmaya başlıyor. Tarih bilincinin ve devlet bilincinin de dönüşümüdür bu. Bu dönüşümde salt son yüzyıla yoğunlaşan, Osmanlı ve İslam tarihini dışlayan bakış açısı terk ediliyor. Onunla uzlaşmacı bir tutuma gidiliyor.

Türk tarihi, 1932-34 yıllarındaki Türk Tarih Tezi bağlamından çıkıyor. Bu tarih tezi, Türkleri anlatırken Osmanlı ve Selçuklu gibi geniş, büyük ve dünya düzeni olarak var olan Müslümanlık tarihini devre dışı bırakıyor. Şükrü Hanioğlu’nun deyimiyle vülger materyalizme (vügermateryalizm) dayalı bir tarih anlayışı geliştirilir. Türklerin İslam dönemi atlanır ve Orta Asya’ya gidilir. Orta Asya çeşitli mitolojilerle işlenir. Evrimcilik anlayışı benimsenir.

Türkiye’de tarih, bir ideolojidir. Hem resmi ideoloji açısından hem de “karşı resmi ideolojiler” için bu böyle. Bu nedenle siyasal bilinçler ve siyasal kimlikler tarih üzerinden giderek inşa edilir. Her siyasal çevre, kimliğini inşa etmek için tarihi kendisine göre yorumlar. Tarihi eksiltir, gölgeler, öne çıkarır, arkaya çeker, kes yapıştırma yapar. Ama ortak olan başka bir nokta da herkesin ve tüm çevrelerin tarihi yeniden icat etmesi. Tarihçi Hobsbawm’ın dediği gibi tarih yeni bir gelenek içinde icat edilir. Herkes bunu kendi siyasetine, beklentilerine ve ideolojilerine göre yapar. Bundan dolayı da tarih ortak aidiyet bilinci olmak kadar büyük kutuplaşma ve çatışma alanı haline de gelir.

Aslında Birinci Meclis’e kadar Türklerin de Müslümanların da tarihte bir devamlılıkları var. Malazgirt Zaferi, devamlılığın bu topraklardaki başlangıcıdır. Alparslan’ın güttüğü dava ve bunun İslam dünyasındaki algılanışında bu çok nettir. Alparslan’ın, hutbede verdiği konuşma bunu net biçimde ortaya koymaktadır: “Allah’ım, İslam sancağını yükselt ve ona yardım et! Sana itaatte canlarını feda edip, sana tabi olmak hususunda kanlarını akıtan, senin yolunun mücahitlerini kuvvetlendirerek; yurtlarını güvenlik ve zaferle dolduran yardımlarından mahrum etme. Müminlerin emirinin burhanı olan Sultan Alparslan’ın senden dilediği yardımı esirgeme ki o bu sayede hükmünü yürütsün, şanını yaysın ve zamanın güçlükleri karşısında kolayca yerinde tutunabilsin. Senin dinini şerefli ve yüce tutabilmesi için onu lütufkâr et ve desteğinden mahrum etme… Müslümanların minberlerde bizim için dua ettikleri şu saatte kendimi düşman üzerine atmak istiyorum. Ya muzaffer olur, gayeme ulaşırım; ya şehit olarak cennete giderim.” Hakikaten dönemin Bağdat halifesi Kaim Biemrillah, bütün Müslüman memleketlerin camilerinde zafer için dua okunmasını emretmiştir. Türk komutan Alparslan, İslam ümmetini temsil eden bir komutandır. Zaferinin amacı “İslam sancağını taşımaktır”. Bu dava uğruna şehit ya da gazi olmak amacındadır. Bütün Selçuklu ve Osmanlı tarihi dönemlerinde zaferlerin ana ruhu “ilayi kelimetullahı” yüceltmektir. Yapılan gazadır, komutan da gazidir. Osmanlı kurucu ruhuyla devam eder bu gazavet ve gazilik. Ertuğrul gazi diye başlar.

Milli Mücadele de yine Müslüman memleketini ve İstanbul’da esir düşen halifeyi kurtarmak davasıdır. Sivas Kongresi’nde bu alınan karar açık bir biçimde belirtilir. Sakarya Meydan Muharebesi bunun gerçekleştiği gündür. Mustafa Kemal Paşa, TBMM tarafından savaşı yürütmesi için görevlendirilmiş başkomutandır. Anadolu’nun tüm camilerinde mevlitler okutulur. Mustafa Kemal, İslam dünyasında kahraman gibi karşılanır. Tunus’ta ve Suriye’de gazeteler aktif kampanyalar yürütür. Filistin’deki Müslümanlar, Kudüs’ü Mustafa Kemal’in resimleriyle donatırlar. Mustafa Kemal, halifeyi kurtaracak “İslam’ın kılıcı” görülüyor.

Bu toprakları vatan yapan İslam zaferleridir. Malazgirt ile başlayan İslam zaferi, Sakarya Meydan Muharebesi’yle başka bir evreye ulaşır. Müslümanları ve hilafeti silmek isteyenlere dur deniyor. Zaferler, Türklerin önderliğinde yapılan İslam’ın zaferleridir. Bundan dolayı bütün camilerde dualar edilir, ya şehit ya da gezi olmak için gazalara katılır ve tüm anasır-ı İslam’dan destek bulur.

#Türkiye
#Tarih
#Suriye
#Sakarya
4 yıl önce
Malazgirt ve Sakarya muharebeleri İslam’ın zaferleridir
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset