Bir Zamanlar Osmanlı Kıyam''ın galasından notlar; -Türkan Şoray, sultanlığından hiçbir şey kaybetmemiş. Herkes onun etrafında dönüyor. Bizler de tabi. Gazetecilere o demeç veriyor. Son derece naif olduğundan sorulan sorular da ona göre. Kırılacak diye kötü bir sözden sakınıyor herkes. Bir muhabirin “Bu dizi çok beklendi. Daha evvel yayınlanacaktı olmadı. Neden daha evvel çekilen bölümler yayınlanmadı” sorusu karşısında bile tedirgin oluyor. (Oysa az sonra TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin, önce çekilenleri
Bir Zamanlar Osmanlı Kıyam''ın galasından notlar; -Türkan Şoray, sultanlığından hiçbir şey kaybetmemiş. Herkes onun etrafında dönüyor. Bizler de tabi. Gazetecilere o demeç veriyor. Son derece naif olduğundan sorulan sorular da ona göre. Kırılacak diye kötü bir sözden sakınıyor herkes. Bir muhabirin “Bu dizi çok beklendi. Daha evvel yayınlanacaktı olmadı. Neden daha evvel çekilen bölümler yayınlanmadı” sorusu karşısında bile tedirgin oluyor. (Oysa az sonra TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin, önce çekilenleri beğenmedik, çöpe attık deyiverecek)
-Türkan Şoray''ı görünce ayılıp bayılanların hikayesi hep anlatılır. Ben biraz abartılı bulurdum. Ama gözlerimle gördüm. Genç bir kız titreyerek, ona sarıldı. “İnanamıyorum, inanamıyorum” dedi dedi ağladı.
- TRT bu diziye büyük önem atfetmiş. Çok da güveniyorlar. Hatta henüz yayınlanmamış bir yapım olarak yabancı ülkeye satışı gerçekleşmiş bile. TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin verdi haberi. Diziyi anlatırken “Yarın gazeteciler, tarihçiler çıkıp eleştireceklerdir. Amacımızı az eleştirilen bir iş yapmak” dedi.
- Dizi için Kocaeli''nde plato kurulmuş. Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu anlattı. Seka arazisine kurulan plato, Avrupa''nın en büyük film platosu olmuş.
- Yapımcı Burhan Özkan da “Bir ölülerin bir de filmlerin arkasından konuşulmazmış biz önden söyleyelim söyleyeceklerimizi” dedi. Bunu bir öğrenci projesi olarak görüp ona göre değerlendirmemizi istedi.
Genel müdürün de tahmin ettiği gibi bize arkasından konuşmak düşüyor tabi:
- Dizi, ilk bölümde merak duygusu uyandırmayı başardı. Bir dizinin yapması gereken en önemli iş budur.
- Osmanlı''nın Kurtlar Vadisi demek abartılı bir tabir belki ama ilk bölüm kanlı geçti. Suikastler, devleti içeriden yıkmak isteyenler, gizli şifreler vesaire. Zaten dizi 1729 yılında başlıyor ve ana eksen Patrona Halil İsyanı. Haliyle aksiyon olmadan olmaz. Yine de aksiyonun gerekçesi olmalı. Dizide eski bir yeniçeri olan Murat; nam-ı diğer Issız Adam (Galada Cemal Hünal''ı gören kadınlar böyle söylüyordu) fazla adam öldürdü. Sırf bir kadını takip ediyorlar diye anlamadan dinlemeden girdi aralarına, baltasıyla öldürdü adamları. Pası silinsin diye talim yapan yeniçerileri yere serdi.
-Platoda çekilmesin avantajı büyük. Her ne kadar dar kadrajlı olsa da dış çekim oldukça fazla. Bu da hareket katıyor, dönem hissini artırıyor.
-Tolga Karel''in bu kadar büyük rolü olması beni şaşırttı. Yaprak Dökümü''nden sonra o civarda işler yapar diye düşünmüştüm. İyi bir şans yakalamış.
- Patrona Halil isyanı, Osmanlı devrindeki en önemli isyanlardan. Ortaokul ders kitaplarında tüm isyanlar gibi bunu da bir grup baldırı çıplağın azgınlığı olarak görmüştük. Neden isyan ettiler, dertleri neydi öğrenemedik. Dizinin bu genel bakışı kıracağını umut ediyoruz. Zira büyüdük ve gördük ki bir sadrazamın kellesine mal olan isyan, birkaç çapulcunun işi olamaz.
-İlk bölümde tanıştığımız Patrona Halil, pek de öyle kahvelerde halka hitap edecek, sonrasında gidip hükümdarlarla görüşmeler yapacak bir adam gibi değildi. Beklentimiz toplumsal desteği arkasına alabilmiş gerçek bir Patrona Halil seyretmek.
