Şu mübarek Ramazan ayı da olmasa, kadınlar herhalde dinleri hakkında hiçbir şey öğrenemeyecekler. Sair zamanlarda din hususunda kadınlar hiç akla gelmezken; ya da modadan, yemek içmekten, çocuktan, alışverişten fırsat bulup dini meselelerde hatırlanmazken, Ramazan''la birlikte ''kadın''lara bir hücum başlıyor.

Evet, bunun adı tam bir ''hücum''.. Çünkü ne talihsizlik ki Ramazan''da ele alınan kadın mevzularında hep bir saldırganlık, hep bir aşağılama seziliyor. Bazı hocacıkların ağzında güya bilgi vermek adına kadını ötekileştiren sakızlı cümleler dolaşıp duruyor.

Her sene Ramazan ayında kadınlarla ilgili yeni fetvalar çıkıyor. Şu olur mu hocam, olur. Bu olur mu, olur olur.. Kadınlara şu caiz mi? Her şey caiiizzzz!

Din, kadına kimsenin vermediği değeri veriyor, deniliyor. Peki uygulamalara baktığınızda inandırıcı geliyor mu bu size?

Din elbette kadına değer veriyor, hiç şüphesiz ki bu Hadis-i Şerif''le de sabittir. Amma günümüz Müslümanlarında bu değerliliğin uygulamasına gelince kağıt üzerinde kaldığı görülüyor. Ya da yarım ağızlara pelesenk oluyor maalesef.. Zavallı kadın da bir türlü ne olduğunu anlayamıyor!

Zira gerçeklere baktığımızda, ya da sosyal hayattaki uygulamaya baktığımızda kadınlara verilen değeri hiç göremiyoruz.. Mesela camiler.. hepsi olmasa da bir çoğunda kadınlara ayrılan yerler camiden ayrı bir bölüm.. gerçi İstanbul Müftülüğü bunun üzerinde hassasiyetle duruyor, çalışmalar yapıyor. Amma mekanları değiştirmek, zihniyeti değiştirmekle aynı değil.. Müftülük zihniyetleri de değiştirmeye çalışıyor fakat işleri cidden çok zor.. Kadınlara ayrılan yerler genellikle bodrum, küflü duvarlar arasında iğrenç kokan, çok dar, halılar yarım yamalak serilmiş, sıcak, loş ve kirli.. şimdi lütfen düşünelim hep beraber.. yukarıda, caminin ışıl ışıl muhteşem avizesi altında, temiz halılar üzerinde, klimalar eşliğinde, aydınlık ve temiz mekanda feyiz alan erkekler rahat rahat, cemaatle gayet muntazam, ruhaniyetli namaz kılarken, kadınlar tıkıldıkları yerde bir yandan küf kokusunu içine çekip, bir yandan zaten abdestini alırken çektiği zor şartlardan sinir harbine girmişken, aklı bunlara takılı halde namaz kılıyor. Bu hanım şimdi o namazdan nasıl feyiz alacak, nasıl sevap kazanacak?

Bu sadece bir örnek.. Bunun misallerini çoğaltabiliriz. Bu birçok alanda böyle..

Şimdi bu olayın sonucunu da düşünelim lütfen: Erkek, gayet rahat şartlarla ruhaniyetli kıldığı namazından sevap kazanırken; kadının namazı esnasında aklı zorluklara takılı idi, feyiz yok, ya sevap?? Peki, erkek ve kadın kabirde aynı hesaba çekilecek. Erkek sevabının karşılığında cenneti alırken, kadına ne düşecek?

Peki biz niçin bu kadar merhametsiziz? Özellikle Ramazan ayını kadınlara dini mevzularla saldırmak için fırsat bilenler nasıl bu kadar serbestçe tv''lerde boy gösterebiliyor? Kim izin veriyor bunlara?