Salı günkü yazıda
“Osman Kavala'nın parmak izini yerli oto projesinde bulduğumu”
söylemiştim.
Kızıl Soroz Osman Kavala, Türkiye'nin yerli ve milli projesi “yerli otomobil” işine de merak sarmış. (…)
Meğer 65'nci Hükümet kurulduğunda Bilim ve Teknoloji Bakanlığından Milli Savunma Bakanlığı'na geçen Fikri Işık'tan sonra
Osman Kavala “yerli otomobil projesi”ne el atmış. Bir önemli adamını projede önemli bir yere atatmış.
Sonrası malum… Yerli otomobil işi, yılan hikayesine dönmeye başlamış.
Allah'tan Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın çok önemsediği yerli otomobil projesinin akıbetini sorgulaması neticesi, Osman Kavala'nın önemli adamı o önemli pozisyondan alınmış.
Osman Kavala'nın “başkanlık sistemi”ne olan bariyeri ortadayken… Siyaseti dizayn etme merakı ortadayken… İmralı ve HDP ile ilişkileri ortadayken… Meral Akşener projesindeki aktivasyonu ortadayken…
Nasıl olur da Türkiye'nin çok önemsediği “yerli otomobil” projesinde bir şekliyle yer almasına müsaade edilir?
Haksız mıyım?” diye sormuştum.
“Osman Kavala'nın parmak izi”ne Bakan Özlü'den samimi açıklama
Bilim ve Sanayi Bakanı Sayın Faruk Özlü
aradı. Uzun uzun yerli otomobil projesini, şu anki aşamayı,
yerli otomobil üretimi konusundaki konsept değişikliğini
Benim asıl üzerinde durduğum
“Osman Kavala'nın parmak izi”
meselesine ise samimi cevaplar verdi.
, Bilim ve Sanayi Bakanı olduktan sonra
ile ilgili geniş çaplı bir araştırma yaptığını ve neticesinde de
üretim tekniği bakımından “yeni model”e geçildiğini söyledi.
tamamen devletin bir projesi olarak başladı.
işin mahiyetinin teknolojik değil ticari bir iş olduğuna inanıyorum ve işin öncülüğünü özel sektörün yapması gerektiğini düşündüm”
teknolojik değil ticari bir faaliyettir mantığı Bilim ve Sanayi Bakanlığı'nda hakim olmuş…
Yeni üretim tekniği olarak da
ön plana çıktığı için TÜBİTAK'tan alınıp
e verilmek istenmiş. Aslında tam da meselenin nirengi noktası burası.
“Göreve gelince TÜBİKAT'a gittim.
Yerli otomobil ile ilgili ne yapıldığını sordum
. Bana 200 araç yapacaklarını bunların bir kısmının test aracı diğerlerinin ise satılacağını söylediler. Sordum,
'Peki bu araçlardan biri Erzurum'a satıldı… Ve arızalandı, kim servis verecek?' diye sordum. Cevap yok.
Aldığım bilgiler neticesinde olayın (yerli otomobil üretmenin)
ticari bir iş olduğunu düşündüm
TÜBİTAK ile projeyi neticeye ulaştıramayacağımız fikrine ulaştım.
Sonra özel sektörde bu işi kimlerin yapabileceği arayışına girdik. Yabancı ortak istemedik. Yabancı markaları Türkiye'de üretenleri dışarıda tuttuk.
Yurt içi bir konsorsiyum olsun, devlet teşvik etsin, yüzde 49'a kadar destek versin istedik
. Volkswagen ve Tokota'nın kuruluşundaki yöntem de aynı olmuş… Bizim kararımızda bu örenler de etkili oldu.
İç pazarın yetmediğini biliyoruz. Mutlaka üretilecek otomobilin yurt dışındaki pazarlarda yer alması gerekiyor. Yeni üretim modelini Cumhurbaşkanımıza ve Başbakanımıza sunduk. Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımız
özel sektörün önde olduğu geri planda devletin yer aldığı sisteme
Neticede 'Yabancı ortağı olmayan, uluslararası pazarı bilen' 5 şirket çıktı.
Ve yeni modelimiz onay aldı.
yeni modelde TÜBİTAK pasif duruma geçiyor
TÜBİTAK'taki bazı arkadaşlar rahatsız oldu.
İş ticari ama TÜBİTAK'ta çalışan arkadaşlarımız tüccar değil… Sıkıntı da burada.
Artık yeni modele göre, yani
ticari işletme modeline göre çalışıyoruz.”
Sayın Özlü'nün buraya kadar anlattıkları yerli otomobilin üretimindeki yeni yönteme ilişkindi.
İşin sahibi Bilim ve Sanayi Bakanlığı ve TÜBİTAK'tı. Bakan Bey, aldığı brifingler ve Savunma Sanayii'ndeki tecrübeleri neticesinde yeni iş modeli geliştirmiş. Lakin benim üzerinde durduğum konu “
Kızıl Soroz lakaplı Osman Kavala'nın bir adamının bu projeye nasıl dahil edildiği”
'PERTEV CİNALİOĞLU KONTRAT UZMANI'
Bu konuyu hatırlattığımda Sayın Özlü şunları söyledi:
“Sizin yazınızda konu ettiğiniz Osman Kavala ve adamına gelince. Osman Kavala'yı tanımıyorum. Sanırım kastettiğiniz isim Osman Kavala'nın daha önce ortak olduğu firmada genel müdürlük yapmış olan Pertev Cinalioğlu. Pertev Bey, ODTÜ mezunu iyi bir mühendis ve kontrat uzmanıdır. Ben kendisini İsveç firması ile yapılan kontratları incelemek üzere görevlendirmiştim.
Kendisine sordum 'Osman Kavala'yı tanıyor musun' diye, o da bana 1990'da MIKES hisselerinin devrinde (F-16 uçaklarının modernizasyonunu yapan Osman Kavala'nın şirketi) bir kez gördüğünü söyledi. Ben bu projeyi önemsiyorum, ayağıma hiç sıkar mıyım?
Ama TÜBİTAK'taki bazı arkadaşlar tezvirat yapıyorlar.
Pertev Cinalioğlu'nu önce TÜBİTAK MAS'ın başına getirdim, tezviratlar yüzünden sonra da görevden aldım. İşin aslı budur.”
Bakan Özlü'ye samimi açıklamaları için teşekkür ederim. Türkiye'nin yerli otomobili için en kısa sürede bir
”in bulunmasını temenni ederim.
Sayın Özlü ile en kısa sürede bir araya gelip yerli otomobil meselesini yerinde inceleme ve konuşma konusunda sözleştik…
Osman Kavala'ya son bir soru
Osman Kavala'ya son bir soru
'nın sosyolojik, siyasal ve stratejik meselelerde hep bir yerlerde parmak izine rastlıyoruz.
Bu nedenle de sık sık sorular soruyoruz. Sormayayım diyorum ama kör şeytan aklımdan çıkarmıyor…
Bir soru daha sorayım Kavala'ya
“12 Eylül'den sonra ordu içinde Marksist bir darbe yapmak için subayları örgütleyen ve bu nedenle yargılanan… Yargılama sürecinde de yurt dışına kaçan birikimli bir aydını, Türkiye'ye kaçak yollardan getirip otelin birinde sakladığınız söyleniyor… Ne dersiniz?”
“Saklamadım” deyin bana yetecek!