|
"Büyük Ödül" ve Sezai Karakoç

Kültür ve Turizm Bakanlığı''nın, bu yıl, “Kültür ve Sanat Büyük Ödülü”nü Sezai Karakoç''a vermesi, kültür/sanat/edebiyat kamuoyunda yoğun bir memnuniyet ve sevinçle karşılandı. Basından izleyebildiğim kadarıyla ödül sonrası görüş açıklayan tüm yazar, şair ve sanatçılar Sezai Karakoç''un bu ödülü çoktan hak ettiği hususunda hemfikirdiler. Tek bir itiraz sesi yükselmedi.

Gerçekten de Kültür ve Turizm Bakanlığı, yaptığı seçimle büyük bir kadirşinaslık ve aynı zamanda dikkat çekici bir vefâ örneği sergilemiş oldu.

1950''lerden günümüze birçok alanda ''eser'' veren, “Diriliş” düşüncesiyle bu topluma bir ideal ve medeniyet ufku gösteren, öte yandan yüzlerce/binlerce insanın yetişmesinde emeği ve katkısı olan Sezai Karakoç''un bu ödüle lâyık görülmesi, aynı zamanda Kültür ve Turizm Bakanlığı''na ilâve bir prestij sağlayacaktır, buna kuşku yok. Yıllar önce hakkında hapis cezası verilen bir yazara, bir devlet kurumu tarafından ödül verilmesi, manidardır ayrıca. Doğrusu, Sezai Karakoç''un böyle bir ödüle ihtiyacı yoktu, bunu biliyoruz. Ama biz Sezai Karakoç muhipleri, devletin kendisine ''Büyük Ödül''ü vermesini anlamlı ve kayda değer bulduk elbette.

Sezai Karakoç, ''eser''ini tamamlamış, bütünlemiş bir şair ve yazardır. Bugün 70''i bulan eseriyle ve bu eserlerde dile getirdiği, oluşturduğu ''dünya'' bakımından bir ''zirve''dir. Kültür ve düşünce hayatımızın en parlak ve kuvvetli ışığıdır.

Yaşamı boyunca kendi belirlediği prensiplere sâdık kalarak, hiçbir şart ve pozisyon karşısında eğilip bükülmeden dimdik durmasıyla hepimiz için örnek bir şahsiyet olmuştur. Türkiye''nin yakın dönemini göz önüne getirdiğimde ve hemen her alanda ve hemen her safhada izlediğimiz savruluşları düşündüğümde, Sezai Karakoç''un söz konusu dimdik duruşunun ve hiçbir bakımdan taviz vermez tutumunun ne kadar hayatî olduğunu daha iyi anlayabiliyorum.

İleri görüşlülüğü ve feraset sahibi oluşu her türlü takdirin üzerindedir, hiç kuşkusuz. Bundan 30 sene önce söylediği ve öngördüğü şeylerde tam bir isabet kaydetmiş olması ilginçtir. Kendisini tanıyan ve yakından izleyen hassasiyet sahiplerinin, ondaki potansiyeli ve cevheri sezmemeleri mümkün değildir.

Halkın içinde halk gibi yaşayan büyük bir şair, yazar, düşünce ve ideal adamıdır Sezai Karakoç..

“Diriliş” hem bir ideal, hem bir atılım gücü, hem de somut bir birikim ve verimdir. Öte yandan, “Diriliş”in insan yetiştiren önemli bir okul olduğu unutulmamalı..

Sezai Karakoç, kuşkusuz, Türk şiirinin en iyi şairlerinden biridir. 1950 sonrası daha da gelişen, ivmelenen modern Türk şiirinin temel taşlarından, kurucularındandır. Şiirde, geleneğin rûhunu kendine ait bir ses, bir doku, bir söyleyiş ve modern bir tavırla bütünleştirmiş, ''büyük şiir''in önünü açmıştır. Sezai Karakoç''un şiir dünyasındaki hacim yoğunluğunun ve çeşitli boyutlardaki derinliğin bana göre bir tek açıklaması olabilir: Metafizik yöneliş.. Türk şiiri ve diline ''metafizikolan''ı yeniden ve daha köklü olarak yerleştiren şair, böylelikle, ardından gelen şair ve yazarlar için orijinal kulvarlar ve çeşitli açılım imkânları hazırlamıştır.

1950 ve 60''ların sanat/edebiyat dünyasına baktığımızda, çeşitli alanlarda, his ve hassasiyet bakımından ''bize ait'' ''eser boşluğu''ndan söz edebiliriz. Sezai Karakoç, bu boşluğun telâfisi bâbından olmak üzere, örneğin hikâye, tiyatro ve çeviri şiir çalışmaları da yapmış ve yeni bir iz, yeni bir çizgi oluşumuna kaynaklık etmiştir.

Üstad Sezai Karakoç''u aldığı ödülden dolayı tebrik ediyor, uzun ve sağlıklı bir ömürle verimli çalışmalarının devamını diliyorum…

17 yıl önce
"Büyük Ödül" ve Sezai Karakoç
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’