Trabzonspor''a gerginlik yaramıyor. Böylesine stresi yüksek maçların neredeyse hiçbirini kazanamadı. Bu yönde motivasyon çalışması yapılması gerekirken, gerginliğe prim tanınması adeta "3''ncü Dünya Savaşı" çıkardı. Evet, bu gergin ortamın sorumlusu Trabzonspor değil, dinlemeleri, teknik takipleri ortaya çıkaran; polisin, savcıların şike ve teşvik iddialarının sorumlusu da... Bunları devletin organları buldular ve ortaya çıkardılar. Ve Trabzonspor bunlardan dolayı hakkının yenildiğine inanıyor! Hakkını arıyor! Ama böyle hak aranmaz! Vurarak, kırarak, söverek asla... Yine de suçlu aranıyorsa herkes önce aynaya bakacak!
Önce hafta içinde iki tarafın da etken olduğu tahriklerle iyice gerginleşen Trabzonspor taraftarı, maç günü de tüm enerjilerini sokaklarda harcayarak kendi takımlarını zor durumda bıraktılar. Gereksiz hareketlerle Fenerbahçe''nin ekmeğine resmen "ballı Trabzon tereyağı" sürdüler! Gergin olması gereken Fenerbahçe ise sinirleri alınmış şekilde, son derece rahatça golleri peş peşe buldu. Trabzonsporlu futbolcular inanılmaz uyuşuktular. Maça bir türlü ısınamadılar. Tribünlerin gergin ortamı içinde kayboldular.
Colman ve Emre ile yaşanan tatsız olayın kahramanı Zokora anlamsız derecede sinirli hareketlerde bulundular. Buna diğer takım oyuncuları da ayak uydurunca Fenerbahçe istediği gibi at koşturdu. Bordo mavili ekipte pas trafiği bir türlü kurulamadı. Ne hücum presi yapabildiler, ne orta alanda top tutabildiler. İki kenarı da iyi kapatamayınca da erken gol yiyerek oyundan iyice düştüler. İkinci golden önce Serkan''ın çizgiden çevirdiği topu kontrol yerine gelişigüzel uzaklaştırmak istemesi tam bir acemilik gösterisiydi. Devrenin son dakikalarında Olcan''ın kestiği topu iyi kontrol eden Burak maçtaki tek olumlu hareketini yaptı. Yani golü buldu ve takımına bir ümit ışığı sundu. Golden sonra Zokora''nın Emre''ye yaptığı hareketin tek karşılığı vardı: Kırmızı kart... Ama hakem her halde buna ortamı da göz önüne alarak cesaret edemedi. Fenerbahçe daha hazırdı ve daha iyi olan takımdı.
Ama yine de bu maçta futbol adına yazılacak pek bir şey yok! Ülkede futbol barışını pek kimsenin taktığını söyleyemem! Emre Belezoğlu, Fenerbahçe için çok önemli bir oyuncu... Onca olaydan sonra kazanımı ne olursa olsun, Fenerbahçe''nin böyle bir maça Emre''yi oynatması doğru mu? Demek ki "vur kır parçala, bu maçı kazan" zihniyeti sadece tribünlere has bir kavram değil! Emre''yi; Trabzon''a getiren ve oynatan zihniyet kendince haklı olabilir ama bana göre etik değil...
Sonuçta kimse masum değil... O kadar suçlu var ki... Kimi başa konursa şaşırmayacağım!
