Yapmak için birşeyler bilmek, bilmek için birşeyler yapmak

00:0013/03/1999, Cumartesi
G: 9/09/2019, Pazartesi
İsmet Özel

Yetmişbeş yılda Türkiye Cumhuriyeti''nin kendi yurttaşını türettiği inkâr edilemez. Geçmişiyle bağları hangi nitelikte ve hangi sıkılık derecesinde olursa olsun Cumhuriyet yönetimi altındaki Türkler yeni bir millettir. Türklerin yeni bir millet olduğu fikrinin yenir yutulur bir lokma olmadığının ve şiddetli itirazla karşılaşacağının farkındayım. Mutlaka birileri çıkıp "tarihten önce vardık, tarihten sonra varız" diyerek beni tersleyecektir. Başka birileri hiç de yeni bir milletten sözedilemeyeceğini,

Yetmişbeş yılda Türkiye Cumhuriyeti''nin kendi yurttaşını türettiği inkâr edilemez. Geçmişiyle bağları hangi nitelikte ve hangi sıkılık derecesinde olursa olsun Cumhuriyet yönetimi altındaki Türkler yeni bir millettir. Türklerin yeni bir millet olduğu fikrinin yenir yutulur bir lokma olmadığının ve şiddetli itirazla karşılaşacağının farkındayım. Mutlaka birileri çıkıp "tarihten önce vardık, tarihten sonra varız" diyerek beni tersleyecektir. Başka birileri hiç de yeni bir milletten sözedilemeyeceğini, bugün Türkiye''de reforme veya deforme bir Osmanlı kalıntısı toplumun bulunduğunu ileri sürecektir. Yahut yeryüzündeki ahalisi müslüman bir çok siyasi birimden sadece birinin Türkiye olduğu, ümmetle milletin anlamdaş olduğu ortaya atılacaktır. Nihayet benim iddiamda yer alan "bir millet" fikrine karşı çıkılacak Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde geçerli olan etnik bir türdeşlikten asla bahsedilemeyeceğini savunacaktır.

Kendimizin ne olduğu sorusu Türkiye''de yadırgatıcı bir sorudur. Çünkü millet olarak yetmişbeş yıldır bilgiye yaklaşımımızda bir tuhaflık var. Kuşaklar boyu bilgiyi öz niteliğiyle değil, ancak bir işin katalizörü olarak benimsedik. Yapmak istediğimiz ister Kemalist devrimleri bütün boyutlarıyla yerleştirme ısrarına müstenid ve isterse Kemalist devrimlere direnen karakterde olsun bilgide bir mazeret, bir gerekçe, bir bahane olmaktan ötede bir özellik aramadık. Bilginin kendisi hayatımıza ağırlığını koymadı; bilakis hayatımızın ağırlığı karşısında bilgi hafif kaldı.

Hele yapmaya giriştiğimiz iş yeni bir toplum tasarımını uygulamaya koymak niyetiyle belirlendiyse bilgiyle ilişkimizi en aşağı düzeyde tutmayı zorunlu saydık. Kafamıza koyduğumuz sol ve sağ politikaların öngördüğü toplum modeli bilgiye sadece bu politikaları güçlendirdiği derecede yer tanıyordu. Bilginin özlemini duyduğumuz toplum modelini veya hayalini kurduğumuz toplum düzenine değer biçmesine asla fırsat tanımadık. Bilgiyle ölçülür bir hayata hak vermedik. Açıkçası ne bildiysek yapmak için bildik; yapıp etmelerimizi bilgiyi üstün kılmak üzere ayarlamadık ve bilmek için hiçbir şey yapmadık.

Durumu tersine çevirmek zorunludur. Çünkü yapmak için bilmek yoluna girdiğimiz zaman yapmaya giriştiğimiz iş bozulduğu vakit sonuç tam bir yıkımdır. Halbuki bilmek için bir şeyler yapmaya girişmiş insanların her yaptıkları yanlarına kâr kalacaktır. Bilmek için yapılan şey henüz bilgiye kavuşulmadığı şartlarda bile tamamlanmış bir çaba olarak varlığını koruyacaktır. Böylece bilmek için yapılan herşey yapanı da korumuş olur.