“Merkez’in iyimserliği hesapları bozar mı?” başlıklı bir önceki yazımın ardından çok sayıda dönüş aldım. Aldığım dönüşler ağırlıklı olarak söz konusu yazımın son paragrafı ile ilgiliydi. Son paragrafta ne mesaj vermek istediğim çok merak edildi. Bugün bu konuyu biraz daha açıp detayına gireceğim.
Öncelikle bir önceki yazımın son paragrafındaki ilgili cümleleri hatırlatayım: “Görünen o ki Merkez Bankası, piyasaları 2024 yıl sonunda enflasyonun %33 olacağına ikna etmeye çalışıyor. Dahası 2023 Aralık ayına kadar da politika faizini “beklenen” enflasyonun üzerine çıkararak beklenen enflasyona göre reel faiz vermek istiyor.”
Gelelim detaylara. Bildiğiniz üzere Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK) son 4 toplantıda toplamda 21,5 puan faiz artırdı. Böylelikle politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı %30’a yükseltilmiş oldu. Ayrıca PPK metninde sıkılaştırmanın faiz artışları da dahil olmak üzere devam edeceğine ilişkin yönlendirme de yapıldı.
Elbette daha şeffaf ve net bir yönlendirme yapılmadığı için faiz artışlarının hangi seviyeye kadar devam edeceğine ve/veya o seviyede ne kadar kalacağına ilişkin çok net bir resim oluşturmak imkânsız. Ancak satır aralarından ve yatırımcı toplantılarına katılanlardan edindiğimiz bilgilerle çeşitli tahminlerde buluna-biliyoruz.
Peki son tahminler neye işaret ediyor? Öncelikle Merkez Bankası’nın enflasyon tahminlerinden yola çıkıyoruz. Elimizde iki veri var. İlki 27 Temmuz’da açıklanan Enflasyon Raporu. Orada 2024 yıl sonu için enflasyon tahmini %33. İkinci veri ise OVP’de. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın OVP’yi açıklarken “Merkez Bankası ile beraber çalıştık” dediği 2024 yıl sonu enflasyon tahmini de %33. Görünen o ki hem ekonomi yönetimi hem de Merkez Bankası 2024 yıl sonu için enflasyon tahminlerini %33’e çıpalamaya çalışıyor.
Dahası Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de katıldığı her toplantıda “beklenen enflasyon” vurgusu yapıyor. Hatırlayacağınız üzere bir televizyon kanalında verdiği mülakatta da “ücret artışlarını beklenen enflasyona göre yapacağız” demişti.
Dahası Şimşek’in yurtiçi ve yurtdışındaki yatırımcı toplantılarına katılanlarla yaptığım görüşmelerden edindiğim izlenim de ana stratejinin “gerçekleşen” değil “beklenen” enflasyona göre kurgulandığı yönünde. Hal böyle olunca Merkez Bankası’nın stratejisinin de 2023 yıl sonuna kadar yani Aralık ayındaki PPK ile beraber politika faizini en yüksek %40’a çıkarıp orada bir süre beklemek olduğunu değerlendiriyorum.
Böylelikle 2023 yıl sonuna gelindiğinde Merkez Bankası’nın 12 ay sonrası (2024 Aralık) beklenen enflasyona göre “piyasalar tarafından kabul edilebilir bir reel faiz veriyoruz” mesajını vermek istediğini öngörüyorum. Tabii bunun için önce piyasaların enflasyon tahminlerine ikna olması lazım. Ancak o tarafta işlerin çok iyi gitmiyor olduğunu kayda geçirelim.







