Cumhurbaşkanlığı seçimi Türkiye"de hiçbir dönem rahat olmamıştır. Bu kez de farklı kesimlerin tansiyonu yükseltme çabaları kendini göstermeye başladı. İlk kez halkın seçeceği bir cumhurbaşkanı için önümüzdeki günlerde çok daha dikkatli olunması gerekiyor.
Hafta sonunu Van"da geçirdik. İki gün boyunca şehirde ve bölgede yakın zamanda yaşananlarla ilgili önemli sayılacak bilgiler edindik. En son Lice"de yaşanan ve iki kişinin ölümüyle sonuçlanan hadiseler aslında geliyorum diyordu. Hatta bayrak indirme ve diğer provokatif olayların devam edebileceğini ne yazık öngörebiliriz.
Haziran sonu Cumhurbaşkanı adayları kesinleşmiş olacak. Bölge siyasetinin hamisi iddiasında olan BDP"nin bu süreçteki tavrı, olayların asıl sebebi gibi görünüyor. Çünkü bu bölgede en büyük rakibi olan Ak Parti"nin son seçimlerde oran olarak kendisini geçmiş olması ve yakın zamanda hareketlerinin marjinal kalma tehdidi karşısında bu girişimleri yapıyorlar.
BDP"nin Cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili tavrı ne? Bu konuyu kamuyu pek bilmiyor. Aslında CHP-MHP koalisyon çalışmaları sürerken BDP ne düşünüyor? Sorusu ısrarla sorulmuyordu. Bakıldığında BDP için en zor karar verilecek seçimlerden biri bu. Sebebi ise tek aşamalı seçimlerde oranınız bellidir, kitleniz bellidir. Şimdi farklı bir durum var ortada. BDP ilk turda aday çıkarsa bile, acaba ikinci turda nasıl bir tercihte bulunacak ve bu tercih kendi siyasi geleceğini nasıl etkileyecek? Asıl soru ve BDP için sorun bu.
Önümüzdeki seçimlerde BDP üç yol izleyebilir. Genel veriler çerçevesinde Ak Parti adayının her şekilde 2. Turda yarışacağı gerçeği ile 1- İlk turda aday çıkarır ve ikinci turu boykot edebilir. 2- Seçimleri toptan boykot edebilir. 3- Tüm seçim boyunca çekimser kalabilir. Her üç ihtimalin sonucuna baktığımızda karşımıza çıkacak sonuç aşağı yukarı bellidir. Birinci ihtimalde, 2. turda seçimi boykot etse bile, bölge insanı yüzde 60"lar üstünde katılım sağlar ve Ak Parti adayına oy verir. İkinci ihtimalde seçim boykotu yüzde 40"ların altında kalacağı korkusu şuan gerçek… Üçüncü ihtimalde zaten bölgede en güçlü parti olan Ak Parti adayına yüzde yetmişlerde oy çıkar.
Her üç durumda da BDP için sonuç çok kötü görünüyor. Peki, bu seçimde izleyebileceği başka bir alternatifi var mı? Şuan meşru alanlarda yok görünüyor.
Gayri meşru alanlar? Evet, bu olup bitenler ve bundan sonrası için planlar tamda bu yönde provokatif eylemler ve Diyarbakır"da olanlar tüm bölgeye yayılmaya çalışılıyor. Yol kapatma, kimlik kontrolü gibi kışkırtıcı hareketler. Bu olaylara müdahale sırasında ise güvenlik güçlerine çocuk ve gençlerle taş, molotof bazen de silahla karşılık veriliyor. İstenen, güvenlik güçlerinin orada toplanan gençlere ateş açıp, ölümlere yol açması. "Masum çocukları öldürdüler" diyerek gürültü koparmak.
Gürültü dediysek, bölgede çok sevilen ve muhtemel Cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan ismini karalamak… Tıpkı Uludere"de olduğu gibi… Direk Başbakan Erdoğan"a mal edilecek ölümlü hadiselerin meydana gelmesine zemin hazırlamak. Böylece bölge halkında içten içe bir Erdoğan nefreti oluşturarak, seçimleri gerek boykot gerekse Erdoğan dışı faktörlere destek amacı gerçekleşmiş olacak. Böylece hem Cumhurbaşkanlığı seçimi hemde çözüm sürecinin sekteye uğratılmasıyla bir taşla iki kuş vurulmuş olacak.
Bundan tek muratları da bölgede artık kontrol etmekte zorlandıkları halkın kendileri dışında bir lidere destek vermesinin önüne geçmek… Devamında çok küçük bir kesimle marjinal bir yapıda kalacaklarını şimdiden kestiriyorlar. Bunu önlemenin yolu da kendi masum insanlarını askerin önüne öldürülmek için atmaları ve bundan prim yapma isteği. Evet, ürpertici gelse de bölgede bugünlerde yaşanan ve önümüzdeki iki ayda yaşanabilecek olan bunlar.
Van ziyaretimizde görüşme fırsatı bulduğumuz Van Valisi Aydın Nezih Doğan ve Emniyet Müdürü Mahmut Karaaslan, olayların bu şekilde cereyan edebileceğini kestirerek temkinli hareket ediyorlar. Sanırım, bu sıra bölge valileri çok daha dikkatli ve temkinli olmak zorunda.
