Futbola milyonlarca dolar yatırımlar yapılıyor ama oyun anlayışında gerileme var. Eğer futbolu 1995''ten sonra izleyen bir seyirci olsaydım, bu büyülü oyunun asla iyi bir taraftarı olmazdım. 1985''ten beri futbolu yakın markajıma aldığım için bir anlamda kendimi şanslı hissediyorum. Futbolda böylesine önemli sıkıntılar yaşanırken, UEFA eski Başkanı Lennart Johansson ve FIFA eski Başkanı Joao Havalange hiçbir müdahalede bulunmadılar. FIFA''nın şu andaki başkanı Sept Blatter ise sürekli bir şeyler önermesine karşın, icraata geçemiyor. Bu nedenle futbola estetik açıdan büyük güzellikler getirmiş olan Michel Platini''nin UEFA başkanlığına gelmesi beni heyecanlandırdı. Sadece Şampiyonlar Ligi, Avrupa Şampiyonası, Dünya Kupası organizasyonu düzenlemek yetmiyor. Oyuna yeni ivmeler katmak gerek. Kesinlikle bazı kurallarda değişiklikler yapılmalı, futbola oksijen verilmeli. Bu konuda masterlar, doktoralar yapılmalı, tezler hazırlanmalı. Zaten yeni fikirler üretmek FIFA ve UEFA''nın işi değil mi?
Ben de zaman zaman neler yapılmalı diye düşünmüyor değilim. Bence mesela özellikle defans oyuncularının maçların son dakikalarına doğru korner bayrağı bölgesinde topa kapaklanıp, hücum oyuncusunu perdelemesine müsade edilmemeli. Çünkü bu pozisyonlarda hücum oyuncuları topu almak için ne kadar mücadele ederse etsin, savunma oyuncusuna dokunduğu takdirde faul yapmış sayılıyor. Böylece vakit geçirmeye çalışan oyuncunun lehine bir durum oluşuyor. Hem vakti lehine geçiriyor, hem de faul kazanarak ekstra zamanı cebe koyuyor. Burada hakem kanaatini kullanıp, kötü niyetli olan defans oyuncusunun aleyhine çalacağı düdükle hem oyunu hızlandırabilir, hem de bu tip pozisyonların futboldan kalkmasına neden olur.
Bir başka değişilik ise orta saha ile ceza sahası bitiş çizgisinin tam ortasına yeni bir çizgi çekilmeli. Ve ofsayt çizgisi buraya taşınmalı. Bu çizginin rakip defansa daha yakın olması nedeniyle takımlar daha fazla hücum oynamak zorunda kalacak, hata yaptıklarında ise golün daha da artmasını sağlayacak. Ve yine ortaya çizilen bu çizgiyle aut çizgisi arasında taça çıkan toplar ayakla kullanılmalı. Kornerlerin bile tehlikeli olduğu futbolda açılardan atılacak topların çok daha tehlikeli olacağı ve kavis alacak meşin yuvarlağa tek bir dokunmanın gol yapacağı bir gerçek. Böylece defans oyuncuları her dakika topu taça atma lüksünden vazgeçer, oyun daha da hızlanabilir. Çizilen çizgi ile orta saha çizgisi arasında ise taça atılan toplar, elle kullanılmalı. Ayakla kullanılması halinde uzun bir mesafe olmasına karşın, ceza sahası içine orta yapılacağını düşünürsek, bu kural balon topların fazla olmasına neden olabilir ve böylece futbolda çirkinlik artar. Kaleler asla büyütülmemeli. Burası çok hassas bir bölge. FIFA ve UEFA futbolu basketbola çevirmenin yollarını değil de futbolu güzeleştirmenin çözümlerini üretmeli. Bir de bir ara uygulanan “Arkadan yapılan müdahalelere kesinlikle kırmızı kart” kuralı devam etmeli. Bu uygulama futbola pozitif bir durum getirmesine karşın, bir anda yok oldu gitti ve sonrasıda yine sarı kartlar çıkmaya başladı. Bu konunun da yeniden gündeme gelmesi gerek. Not: Futbol oyun kuralları için yeni fikirleri olanlar, bana e-mail atabilirler.
Futbol garip bir oyun. Her teknik adam zaman va şartlara göre farklı demeçler verebiliyor. Geçen hafta Arsenal-Wigan maçında Wigan''ın kalecisi Chris Kirkland vakit geçirdiği için Arsene Wenger tarafından eleştirildi. Wenger, “Tribünleri dolduran seyirciler, vakit geçirilsin diye para ödemiyor” diyor. Söylediğinde yüzde yüz haklı. Ama madalyonun öbür yüzüne bakalım. Wenger yıllardır Arsenal''i çalıştırıyor. Arsenal ekonomik olarak dünya çapında güçlü bir takım. Kadrosunda büyük yıldızları barındırıyor ve her sezon şampiyonluk için mücadele ediyor.
Peki Wenger, bir Watford''u, Charlton Athletic''i çalıştırsaydı aynı açıklamayı yaparmıydı!.. Hiç sanmıyorum. Rakibinden kat ve kat kadro olarak zayıf bir takımın başında taktik mücadelesi vermek öyle kolay bir durum değil. Tabii ki aşırı derece vakit çalacak hareketlere ben de karşıyım. Ama hele de gol yedikten sonra kalecinin bir kaç saniye topu vermemesi nedeniyle böylesine bir demeç vermek bence haksızlık. Gün gelir herşey tersine döner ve roller değişir. Bu kez sizin takımınız vakit geçirmeye çalışan takım olabilir.
Bir sır vereyim mi!.. Wenger''in sıradan bir takımı çalıştırmasını büyük bir heyecan içinde bekliyorum!.. Bakalım o zaman bugün söylediklerinin arkasında olacak mı?
İngiltere''de kulüpler satılıyor. Manchester United, Chelsea, Fulham, Aston Villa, West-Ham United ve Liverpool. Sırada Arsenal var. Portsmouth''un uzun yıllar başkanlığını yapan Mandaric, 68 yaşında olmasına rağmen futbola yatırım yapmaya devam edenlerden. Portsmouth''u 37 milyon pounda satan Mandaric, bu kez Leicester City''i 25 milyon pounda aldı. Mandaric, “Leicester''ı 3 yıl içinde Premier Ligi taşımayazsam, kendimi başarısız sayarım” diyor. Türkiye''de birçok iş adamı var. Tabii ki Premier Lig''de bir takımı almak çok pahalı olabilir. Mesela Manchester 790 milyon pounda alıcı buldu. Liverpool ise 420. Fakat West-Ham ve Aston Villa ise 70 milyon pounda satıldı. Bu paralar bence çok büyük değil. Özellikle de İngiltere''de bir alt ligden takım satın alınabilir. Çünkü dünyanın gözü İngiletere''de. Eğer bir Türk iş adamı bir kulüp satın alırsa, hem kendisi hem de Türkiye için büyük bir reklam yapar. Firmasını da çok rahatlıkla dünyaya tanıtabilir. Bir de takımını Premier Lig''e çıkartırsa, ballı börek olur. Eğer Mandaric 68 yaşında bu işlerle uğraşıyorsa, bu işin içinde bir iş olmalı. Türk iş adamlarına duyrulur.
