|
Bülent Abla"nın 14 saatlik şarkısı...

TEskiden gelmek zordu İstanbul''a, ruhen ve bedenen de … Karar verip yola çıksanız bile ''uzun ince bir yoldayım'' şarkısındakinden bile uzun ve bakımsız şehirlerarası yollar, Bülent Abla''nın da desteğiyle dar ederdi hayatı size; oracıkta karar verip dönesiniz gelirdi memleketinize,,..

Az önce veda ettiğiniz sevdikleriniz daha gözünüzün önünden gidemeden başlardı 14 saatlik şarkı, otobüslerin mavi ışığı ferini kaybeder Bülent Abla''nın kederli sesi bitmezdi. Elem dolu bir gövde hareketiyle atardı şoför sağ elini vites koluna, şoför otobüse, Bülent Abla şoföre verirdi gazı:

-Kaç kerrreee yemin ettiiiiimmmmm….

105-110''la aşılırdı ovalar, ay ışığı parlardı tepemizde, iç geçirirdi dağlar taşlarla birlikte, hem Bülent abla hem otobüs yolcuları:

-Kaç gönnüle deeee giiiiirrrdim…

Sesi öyle bangır bangır açılamadığından, içimizdeki ses gibiydi Bülent Abla… Hiç yemin etmemişlerin bile içini hüzün kaplatırdı… Molalarda daha bir kederlenir, karlı ağaçlara hüzünle yaklaşırdı yolcular… Melankolik yolcular topluluğu çay bilem içemezdi o iç geçirmelerden sonra. Bülent Ablayla 14 saati bana mısın demeden tek gram uyku hissetmeden aşardı şoförler… Uyur uyanırdık hep aynı şarkı:

-Sensizzz yapamıyoruuuum aaaaaah, …

Şimdi öyle mi ya… Yollar, mola yerleri, geçilen kasabaların silüeti, otobüsler her şey değişti… (Bir Konya Ovası tıpkı eskisi gibi, hala kurak, hala sıcak ve hala fazlasıyla toprak rengi. Ayrıca atlayıp geliyorsunuz İstanbul''da 59 TL''den başlayan fiyatlarla uçakla)

Şoförler Bülent Abla''yı otobüse bile sokmuyorlar artık. Pop müzik dinliyor çoğu… Çıs taka çıs taka aşıyoruz artık dağları ovaları…Bir de uydu anteni koydular hepsine, mümkün değil filmi sonuna kadar izlemek, tam esas oğlan ''N''Yalaaaaan söylüyorsuunnnnnn'' diyerek Osmanlı tokatını patlatacakken donuveriyor görüntü... Ya da saat 12''yi gösterdiğinde de şıp diye kapatıveriyorlar televizyonu.. Fayda etmiyor, ''Abi bi sonunu görseydik bari filmin'' ricaları… Bir sinir bir ızdırap bitmiyor yol boyu…

(Tabi bayramlarda yapılan seyahatleri hiç saymıyorum… O dönemde her şey ''olabilir'' çünkü… Bozuk arabalar, 40 kişilik otobüse 80 kişilik bilet kesmeler, olmayan otobüslerdeki koltukları satmalar, 2-3 saatlik rötarlar, 5-6 saat yolda kalmalar. Bayramlarda taş devrine dönüyoruz resmen )

Diyeceğim o ki sevgili okur, 5 şeritli otobanlar, tertemiz mola yerleri, bakımlı otobüsler tamam, tabi ki çok iyi oldu da… En azından video günleri devam etseydi bari.. Hiç değilse sonunu görebiliyorduk filmlerin! Ya da en heyecanlı yerinde kapatmasınlar işte televizyonu.. Bülent Abla''dan vazgeçtik, kederliyiz zaten.. Azıcık saygı lütfen!…

15 yıl önce
Bülent Abla"nın 14 saatlik şarkısı...
yüzyıllardan süzülen sözler
İnsafsız takas!
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar