|
Çelebi, böyle olur bizde 'özelleştirme' dediğin
Ne demiştik? IMF, "söz verdiği" parayı eninde sonunda gönderecek, ama bunu, kendisi açısından "güven verici" bir Türk hükümeti ile irtibatlandırmak isteyecek.

Eh, mevcut şeraitte bir darbe, bir muhtıra, bir ara rejim hükümeti sözkonusu olmadığına göre, en kestirme yol, Kemal Derviş'i ekonominin başına getirip, IMF'nin alacaklarını garanti altına almaktı.

Öyle de oldu...

Hazret, önceki gün ATO Başkanı Sinan Aygün'e yaptığı ziyarette, iyi durumda olduğumuzu, kısa sürede krizi aşacağımızı, haddizatında geçmişte çok da kötü durumlara düşmediğimizi, mesela bir Afganistan'dan daha ileri noktada bulunduğumuzu söylemiş.

Skandal...

Olmuyor görüyorsunuz ki...

Bu Başbakan'la, bu ekonomi kurmaylarıyla, bu yönetim anlayışıyla Türkiye'nin varıp varacağı yer, Afganistan olmamakla övünmek.

Kemal Derviş herhangi bir teknokrat, herhangi bir bürokrat değil, resmen ve alenen hükümetin dördüncü ortağı...

Görevi ise, uluslararası finans çevrelerinin desteklediği ekonomik programı (Mahir Kaynak'a göre siyasi programı) uygulamak...

Buna güç ve zaman yetirebilir mi?

Sanmıyorum.

Türkiye dibe vurdukça, Derviş efsanesi de bitiyor.

Oysa, "beklenmedik siyasî gelişmeler", ona, tahayyüllerin ötesinde (belki de tahayyüller dairesinde) yeni bir konum, yeni bir misyon biçebilirdi.

Örneğin, solu liberalize edebilir, böylece altı okun çerevelediği teokratik umdelere bağlı kalmaksızın da sosyal demokrat olunabileceğini kanıtlayabilirdi.

Artık çok geç...

Hel, şu "PETKİM'in özelleştirilmesi" rezaletinden sonra...

Hani, yürürlükteki programın "Maliye Politikaları" özenle korunacak, ücretli ve çalışan kesimleri "enflasyona ezdirmeme" uygulaması "aynen" sürecek, Merkez Bankası'nın piyasayı desteklemesi sağlanacak, özelleştirmeye hız verilecekti ya...

Yaptıkları özelleştirme şu:

Zarar eden bir devlet kurumunu, zarar etmeyen bir başka devlet kurumuyla birleştirip (evlendirip) zararı ikiye bölmek.

Televizyonlarda törenler, tokalaşmalar, kutlamalar, toplantılar vs...

Ne oluyor derken, bir bakıyoruz, devletin PETKİM'i, yine devletin TÜPRAŞ'ına 60 milyon dolar bedelle devredilmiş.

Yani, satılmış.

Satılmış da ne olmuş?

Üretim maliyetleri mi düşmüş?

Verimlilik mi artmış?

Satışlar mı yükselmiş?

"Hayır" diyor LDP Genel Başkanı Besim Tibuk, "Sadece bilançolar düzeltilmiş. Zarar eden PETKİM, kâr eden TÜPRAŞ'a yamanmış. Böylece, yurt dışında satılabilir olan ender kuruluşlarımızdan TÜPRAŞ bizzat devlet eliyle kazıklanmış."

Bunun adı "özelleştirme" oluyor.

"Bu konudaki beceriksizliğimiz Guiness rekorlar kitabına girecek boyutlarda" diyor Tibuk, "İki yıldır TÜPRAŞ'ı satın, tam zamanıdır diyoruz. Dünya petrol devleri kârda, bol paraları var ve rafineri kapasitesi değerlenmiş durumda, ama dinleyen kim! TÜPRAŞ satılmazsa, bir yıl sonra değeri daha da düşecek."
#IMF
#TÜPRAŞ
#ATO Başkanı Sinan Aygün
#Kemal Derviş
23 yıl önce
Çelebi, böyle olur bizde 'özelleştirme' dediğin
Pembe hayaller
Yeni anayasada neler yer almamalı
HDP?
Yeni Anayasa"da Neler Yer Almamalı - (2)
Ahlâk geçirmez Anayasa