|
Orucun başını dik tutmak,oruçla başını dik tutmak

Ramazan, ona direnenlere inat yine bereketiyle, atıfetiyle, hidayetiyle, muhabbetiyle geldi.

Herkes onda bir şey buldu. O yoksulların sofrasında sıcak bir çorba, yetimlerin başını okşayan bir el oldu. Günah akan caddeleri temizleyen bir rahmet sağanağı, mahzun gönülleri mesrur eden bir umut oldu. Günahkarların çalacağı bir hak kapısı oldu.

Müminler orucun eteğini Allah''a verilmiş bir sözü tutar gibi tuttular.

Akabe''de, sahabenin biat etmek için Sevgili Nebinin elini tutar gibi tuttular.

Allah''la misak tazelemenin bir fırsatı bildiler Ramazan''ı. Ramazan fırsatını ganimetlerin en tükenmezi bildiler.

Orucu sadece midelerine tutturmadılar. Gözleri, kulakları, elleri, ayakları, dilleri, dudakları, gönülleri, akılları da oruç tuttu.

Hz. Peygamber öyle haber vermişti: oruçta şeytanlar bağlanırdı.

Oruçta şeytanların nasıl bağlandığını gördüler. Görünen ve görünmeyen şeytanların... resmi ve resmi olmayan şeytanların... Bireysel, kurumsal ve toplumsal şeytanların...

Ramazan''ın mümini nasıl özgürleştirdiğini gördüler. Oruçla sınanan iradenin bu sınavdan alnının akıyla çıkması halinde, nasıl bileği bükülmez çelikten bir iradeye dönüşeceğini anladılar.

Yine anladılar bazılarının Ramazan''dan neden besmele görmüş şeytan gibi rahatsız olduklarını. Fesleğen kokusu almış kara sinek gibi neden oruçtan köşe bucak kaçtıklarını.

Oruçla insanlığın aktığı iki yataktan temiz olanına girdiler. Ait oldukları insanlık kervanını bir kez daha hatırladılar. İnsanlığın değişmez değerlerine mensup olmanın, tarihi insanlıkla yaşıt olmanın özgüvenini yaşadılar.

Öyle ya; Kur''an “Oruç sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılındı” demiyor mu? Bu, oruç insanlıkla yaşıt vahiy geleneğinin değişmez bir düsturudur demeye gelmiyor mu?

Evet, geliyor. Onun içindir ki oruçlu her mümin, ilk insandan bu güne kadar yürüyüşünü sürdüren iman kervanına katılmış bir yolcudur. Oruç onun için bir emanettir. Tutun ki bir sancak, bir bayrak...

Her mümin bu emanete sadakat göstermek, onun başını dik tutmak zorundadır. Orucun başını dik tutmayanlar, orucu gereği gibi tutmuş olmazlar. Orucu farz kılan Yüce Kapı, orucun Kur''an''ın doğum kutlaması olduğunu söylüyor:

“Ramazan öyle bir aydır ki, insanlık için bir rehber olan, yol göstericiliği ve hakkı batıldan ayırıcı niteliğiyle hakikatin apaçık delillerini içinde taşıyan Kur''an bu ayda indirildi.”

O halde oruç tutmak, Kur''an''ı tutmak, onun talimatlarını tutmaktır. Dahası Kur''an''ı hayatın içinde, gündemin zirvesinde tutmaktır.

Kur''an''ın savunduğu hayat tarzını tutmadan orucun başı nasıl dik tutulur?

O Kur''an ki, Ramazan o indi diye var.

Müminlerin başının dik tutulmasına bugün her zamankinden daha fazla ihtiyaç var. Çünkü birileri onların başını eğik görmek istiyor. Bunun için ensesine biniyor, itiyor ve kakıyor. İşte fırsat, işte Ramazan.

Orucun başını dik tutanlar!

İnanın ki, oruç da sizin başınızı dik tutacaktır.

15 yıl önce
Orucun başını dik tutmak,oruçla başını dik tutmak
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi