Fenerbahçe kendi sahasında maç kaybetmiyor. Ama deplasmanda 23 puan vermiş. Bu takımın bir derdi var. Biliyorum herkes 3 Temmuz ile başlayan süreci ileri sürecek. Doğrudur.

Fenerbahçe takım, yönetim ve taraftar olarak kendisine bir büyük haksızlık yapıldığını, çok sevdikleri başarılı başkanlarının içerde tutulduğunu, kupalarının ellerinden alındığını Süper Lig''den “düşürülme” tehlikesinin devam ettiğini v.b düşünerek bir depresyon yaşıyor.

Ancak bu aynı zamanda “bir haksızlıktır” diyerek adalet arıyorlar. “Yıkılmadık, ayaktayız” diye haykırıyorlar. Sezon başında as elemanlarını kaybetmelerine rağmen Aykut Hoca''nın dirayeti ile camia olarak direnişe geçtiler. Bu direniş pek istikrarlı olmasa da takımı bugüne kadar zirvede tuttu. Açıkcası tüm camia ve takım bir “meydan okuma” atmosferine büründü.

Ama aradan çok zaman geçti. Her geçen gün direnişin zayıflamasına, “sonumuz ne olacak acaba” sorusunun güçlenmesine yol açtı. Ve bence üç-dört haftadan beri, bir derbi kazanmış olsalar bile Fenerbahçe oyundan düştü.

Psikolojik yıkıntı fizik gücü etkiledi, isteksizlik, boşvermişlik öne çıktı. Eğer hâlâ ikinci sırada iseler bu zirveye oynayan öteki takımların daha kötü olmalarından ileri geliyor. Zirvedeki Galatasaray çok mu iyi? Hayır. Bunu bazı kazandıkları maçların ardından Fatih Terim de dile getiriyor. Ama yine de Galatasaray ile takipçileri arasındaki puan farkı giderek fazlalaşıyor.

Şu Karabük maçına bakalım.

Karabük altı günde üç maç oynamış.

Altı as elemanından yoksun bir maça çıkmış. Buna rağmen Fenerbahçe''den on misli daha fazla mücadele ediyor. Stoch''un hatalı pası olmasa da, Alex penaltıyı atmış olsa da, Fenerbahçe bu maçı berabere veya galip bitirse de netice değişmez.

Bu Fener, bu oyunla, bu moral ile asla şampiyon olamaz.

Play-off''u Süper Lige heyecan katsın diye uygulamaya koydular. Belki de play-off maçları çok sönük geçecek. Çünkü Süper Lig''de iyi futbol oynanmıyor.

Şu sırada gördüğümüz sürpriz neticeler, bilhassa düşme hattındaki takımların canını dişine takıp oynamalarından kaynaklanıyor. Hakkı teslim edelim: Galatasaray, Trabzon, Sivas ve Ordu ötekilerine nazaran daha iyi durumdalar.

Fenerbahçe''de takım oyunu bir yana takımı ateşleyecek bir isim, öne çıkan bir futbolcu yok. Sow için hâlâ beklemedeyiz. Alex dahil hemen hepsi uyur-gezer durumda.

Bugün mahkeme başlıyor. Bütün bakışlar Fenerbahçe''ye dönecek. Avrupa maçlarından istifade ile yapılacak iş takımı bu gergin atmosferden uzaklara götürmektir.

Mesela Antalya falan.

Bu hafta yerimiz bu kadar ama şu cümleyi ilave edelim. Avrupa''da oynayacak takımlarımız başarılı olursa Süper Lig''deki bu karanlık tablo aniden aydınlanır. Kameralar Fenerbahçe''den uzaklaşır onlara yoğunlaşır.