|
Muslera

İyi bir takım olmak, zirveye oynamak istiyorsanız öncelikle iyi bir kaleciniz olacak. Kaleciler kahramandır. Çoğu yalnız adamdır. Bir maçı verebilirler, kurtarabilirler. Bu açıdan hedef tahtasında dururlar.

Hani futbol "takım oyunudur" diyoruz ya, doğrudur. Ama onu güzelleştiren bireysel yeteneklerdir. Taraftar onları görmeye gelir, sahada yaptıkları gösteri herkesi büyüler. Unutmayalım futbol bir gösteridir, onun da bir cakası olması lazım.

Bakınız kalecinin yeri neresi?

Kalenin önü.

Yani.

Yani ordunun zaferini veya yenilgisini; şehrin (kalenin) düşmesini veya savunularak kurtarılmasını sağlayan takımın son güvencesi.

Defansı geçen rakip futbolcu kaleye doğru yaklaştıkça tüm stadyum sessizliğe gömülür, nefesler tutulur. O an kaleci ne hissediyordur dersiniz? Bence yaydan fırlamış oku havada iken tutmanın zorluğunu, imkânsızlığını belki de kendini rakibin ayaklarına atarak okun hedefe değil kendisine saplanmasının dramını yaşıyordur. Yeter ki savunduğu kale düşmesin.

Bütün bunları Galatasaray''ın Karabük''ü 5-1 yendiği maçta galibiyetin asıl sahibini anlatmak için yazdım.

Bu maçın galibi tartışmasız Galatasaray kalecisi Muslera''dır.

İlk geldiği günlerde yerini yadırgayarak hatalı goller yiyen ve çok eleştiri alan Muslera.

Genç adam sonunda koruduğu kaleye alıştı. İlk on beş saniyede Karabük gol atabildi. Atamadı ve bir dakika sonra Baros''un golü geldi.

Muslera bu maçta iki tanesi yüzde yüz dört gol kurtardı. Fatih Hoca da bu gerçeği kabul etmiş olmalı ki maçtan sonra yaptığı konuşmada "Karabük yakaladığı fırsatları değerlendirmiş olsaydı işimiz zordu" dedi.

Galatasaray Süper Ligin en çok gol atan en az gol yiyen ekibi. Savunması çok mu iyi, hayır. Rakibe çok pozisyon veriyor. Karabük maçında da çok pozisyon verdi ama bunları Muslera kurtardı.

Kaleci ile karşı karşıya kalmak gol için büyük şans olarak bilinir. Durum bunun tersidir. Büyük golcüler dahil iyi bir kaleci karşısında bocalar, golü atamaz. İyi kaleci top ayağındaki forvetin karşısında öyle bir pozisyon alır ki, adam kaleyi bile göremez. Muslera ahtapot gibi; eliyle, koluyla, ayağıyla, müthiş refleksleri ile (ve biraz da şansı ile. Bunu unutmayalım futbolda şans her zaman söz konusudur) Galatasaray''ı zirveye taşıyan isimlerin başında geliyor.

İlk devre iki gol bulan Galatasaray, rakip on kişi kalınca maçı erken kazanmış oldu. Temposu hırsı, mücadele gücü, konsantrasyonu ile Galatasaray şampiyonluğa en yakın takım.

Ama Fatih Hoca hâlâ tereddüt içinde. Hâlâ istediği elemanlar alınmadı. Her ne kadar üst üste dokuz maç kazanarak kendi rekorunu kırdıysa da hoca rahat değil. Muslera''yı övdük epeyce ama geride kalan on kişiyi bir yana koyamayız.

12 yıl önce
Muslera
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset