|
Darbe anayasasıyla otuz yıl

Türkiye, toplumun bütün kesimlerini, otuz yıl, dayatmacılığın demir kafesinde tutan, “Darbe Anayasası”nı, büyük ölçüde değiştirmek için, referanduma gidiyor. Türkiye''de ilk defa silah zoruyla hazırlanan bir anayasa, seçmen oyuyla değiştirilmeye çalışılıyor. Türk toplumu, silahlı güçlerin hazırladığı bir anayasayı, silahsız güçlerle değiştirmek istiyor. Çünkü bütün Türkiye, zorla anayasa hazırlanamayacağını gördü.

*

“Yedi Güzel Adam”ın şairi Cahit Zarifoğlu “Ben Dirimle Doğrulurken” başlıklı şiirinde, “Halk aşksızsa sokaklar / banka dükkanlarıyla dolar, değerlendirmesini yapmaktadır. Zarifoğlu''nun bu mısralarından yola çıkarak, bir ülkede çoğunluğun sesi duyulmaz olursa, bütün kurum ve kuruluşlar, silahlı insanlarla dolar, öngörüsünde bulunabilinir. “Yirmi Yedi Mayıs” darbesinden bu yana, her yer üniformasız generallerle dolmuştur.

*

Türkiye''de sessiz çoğunluğun temsilcisi Anadolu insanı, azgın azınlığın iktidarını anayasalarla pekiştirme çalışmalarını karşısında ümidini, hiçbir zaman yitirmedi. O Türkiye''yi yeniden, dünyanın büyük güçlerinden biri yapacak, aydınlık yılların uzak olmadığını biliyordu. Bunun için, Anadolu insanı, zorla anayasa olmaz diyerek, Türkiye''nin geleceğini, silah atmaya değil, oy atmada aradı.

*

Büyük sayılar yasası gereği, çoğunluk yanlışta birleşmediği gibi, iktidar yolunun güçle açılamayacağınıda bilir. Tarihin her döneminde, güçle iktidar olanlar, güçle iktidardan uzaklaştırılmışlardır. Türkiye''de darbecilerin karşısında başka bir güç olmadığı için, darbeciler, iktidarlarını anayasalarla uzakmışlardır. Bu yüzden, Türkiye''de anayasalar hep darbe dönemlerinde hazırlanmışlardır.

*

Türkiye''de ilk defa bir anayasa değişimi seçmenlerin oyuna sunuluyor. Bu yönüyle, “12 Eylül” de yapılacak referandum, bir yeni dönüşümün habercisidir. Bütün dünyadaki gelişmeler, seçmenlerin seçilenlerin çok önünde gittiğini gösteriyor. Yirmibirinci yüzyılda, hiçbir siyasi parti, seçmenlerin oyuna ipotek koyamaz. Açık toplumlarda, dayatmacılığın ilkeleri değil, demokrasinin ilkeleri geçerlidir.

*

Yeni yüzyılda hiçbir kurum ve kuruluş, kapalı kapılar arkasında karar alamaz. Gelişen iletişim teknolojilerle, bütün kurum ve kuruluşların kapalı yapıları sarsılıyor. Artık her kurum ve kuruluş, söylediklerini yapmak zorundadır. Aslında açık kapı yönetimlerden kimseye zarar gelmez. Bu yüzden, Anadolu''da, “açık yaradan kimse ölmez” denilir.

*

Türkiye''deki bütün kurum ve kuruluşlar oldukları gibi görünmek, göründükleri gibi olmak zorundadırlar.

*

Referandumlar, katılımcı demokrasilerin ve açık toplumların simgesidirler

*

Silahlılara yumruk referandumlarla atılır..

14 yıl önce
Darbe anayasasıyla otuz yıl
Mülâhaza etmek
Siyasetçileri bürokratlara kurban etmek
Musallada bir sosyolog daha… Vehbi Başer’in ardından
Taşkent’in öbür yüzü
‘Korkuluk’…