Adamlar haklı…
ABD diyorum, haklı..
Bu kadar ittifak, müttefiklik, NATO ortaklığı.. Nereden baksanız 80 yıllık hukuk var. ‘İç içe’ geçmişiz!..
Kaybetmemek için her türlü pisliği yaptı. Darbeler, nihayet 15 Temmuz odur. Bir tek defa kaybetmesi gerekiyordu, o gün kaybetti. Dişe kan değdi. Böyledir, dünyanın gözleri önünde ‘muktedir olmadığını’ gösterdi Türkiye ona. Türkiye’yi kaybetti başka, bir de bütün dünyada ABD’ye içinden küfredenlerin aklına düşürdü…
Şimdi gazetelerde, TV’lerde sırtını bu konforlu alana yaslayarak ABD’ye ağzına geleni söyleyenlere bakmayın siz. ‘ABD’nin, ABD-Türkiye’nin bittiğini’, ‘toparlayamayacağını’ çok çok önce yazdık, söyledik, siz şahitsiniz…
Adamlar haklı yani, ABD haklı; Türkiye kaybetmek kolay mı?..
Bu ülkenin Savunma Sanayi’ni baştan yapmak kolay mı? ‘Ya buna bir baksak mı’ cümlesini bile kurdurmazlar adama. Yıllarca kurdurmadılar da. Bunu hâlâ iktidarın politik söyleminde bir şıklık, propaganda aracı sanıyorlar. Madem öyle, ABD ve şürekası neden kuduruyor? İHA’lar, SİHA’lar, TİHA’lar, donanma donatmalar, uçak gemileri, füzeler, sistemler, sistemler, sistemler…
TSK zaten ordu. Afganistan’dan kaçanlar gibi mi? Avrupa gibi mi.. Bir de eline bunları veriyorsunuz. Kudurmaları bundan ama salyaları asıl, ‘hiç biri Amerikan malı değil’ yüzünden akıyor…
ABD haklı.. Tırnak sökmek gibi.. Söküyoruz…
Adamlar haklı, ABD yani…
Sonuç?..
Küstüler işte.
Konuşmuyorlar bizimle. ‘Diplomatik soğukluk’ diye yazıyorlar. Soğukluk falan değil. Düpedüz küstüler. Çok şey yapmak istiyorlar ama elden gelmiyor. Elde yok. Şaşkınlar. 15 Temmuz’dan beri öyle. Seçimler de var ya.. Yine pisleşirler…
***
Bunlar Türkiye’nin kısa menzilli vuruşları. Bir de uzunlar var…
‘Yeniden Asya’, Ortadoğu, Kafkasya, Afganistan, Suriye, Libya, Irak, Katar.. Yemen, Katar, Rusya, Çin, Balkanlar, Katar, Akdeniz, Afrika, Türk Cumhuriyetleri…
Tabii İsrail de var. Biz onlara ‘küçük ülke’ diyene kadar, içimizden ‘altımızı oydular’. 90’lı yıllarda İsrail’in Türkiye’deki nüfuzu az mıydı sanıyorsunuz? Muhiplerini hâlâ yargılamaya çalışıyoruz! Bugün bile bin-bir süslemeyle ‘İsrail ile barışın’ diye yırtınıyorlar. Türkiye, İsrail karşısında 10 yıldır gösterdiği iradeyi ABD’ye gösterse yeter.
Türkiye, sadece beş yılda üzerlerine doğru kaç adım attı? Kaç adım kısaldılar?.. İlla, adım da lazım değil. Kaç kulaç attı Türkiye üzerlerine? Deniz Kuvvetleri’nin sitesine gidin, on binlerce ‘deniz mili’ kaç kulaç etmiş yazıyor…
Anlayın ABD’nin üzüntüsünü; Uçakların üzerine yatıyor ‘koskoca süper güç’ kısaldı.. Çocuk aklıyla misilleme yapıyor.
Ama haklılar.. Türkiye kaybetmek kolay mı?..
Bizim suçumuz? Var tabii.
Hep dışarıya gittik. Adam içeride de var. Bir İncirlik’e git.. Hal hatır sor. Gönül al. ‘Arkadaş var mı bir ihtiyacın’ de. Var çünkü. İhtiyaçları var. Misafir. Bugün var yarın yok. Bak, ‘Irak’tan Suriye’den de gidiyorum’ dedi. Yani komşuluğu da yapamadık!
Küser tabii.
***
Bu yüzden ABD haklıdır. ‘Dost’a yapılmaz bunlar. Biz de dostumuza yapmadık zaten.
Ha, birden yapılmış gibi oldu.. Kangren kolu kesip atacaksınız başka çare yok. ‘Bak kardeşim, ‘senin Türkiye var ya.. Hah.. Yok artık’.. Küt diye! “Yüzüne söyleriz”. Alıştıra alıştıra bir yere kadar. Türkiye oradadır. İçlerine kapandılar. ‘ABD döndü’ dedikleri o. İçlerine dönüyorlar.
Türkiye’yi kaybetmek kolay mı?
Zor.
Zoru başardık…
İyi de.. Bunları niye yazıyoruz?