Abdurrahman amca Erbaa’ya bağlı Beykaya köyü sakinlerinden. 70 yaşında nur yüzlü bir Anadolu insanı. “Elektrik nedir bilmiyorum, telefon bağlanamıyor çünkü evime giden yol yok. Hastamı da ürünümü de sırtımda taşıyorum” diyor gözleri yaşararak.Samimiyeti yüzünden okunuyordu.Dönüş yolunda Abdurrahman amca yolumuzu kesmişti. “İlla yolumu görün.” diyordu. Daha doğrusu yolunun olmadığını bize ispat etmek istiyordu. Yolumuza çıkmıştı bir kere. Onun gönlünü alamadan edemezdik. İndik yolunu gördük. Ana
Abdurrahman amca Erbaa’ya bağlı Beykaya köyü sakinlerinden. 70 yaşında nur yüzlü bir Anadolu insanı. “Elektrik nedir bilmiyorum, telefon bağlanamıyor çünkü evime giden yol yok. Hastamı da ürünümü de sırtımda taşıyorum” diyor gözleri yaşararak.
Samimiyeti yüzünden okunuyordu.
Dönüş yolunda Abdurrahman amca yolumuzu kesmişti. “İlla yolumu görün.” diyordu. Daha doğrusu yolunun olmadığını bize ispat etmek istiyordu. Yolumuza çıkmıştı bir kere. Onun gönlünü alamadan edemezdik. İndik yolunu gördük. Ana yoldan kuzeye ayrılan bir toprak yol. 500 metre ilerde bitiyor. Karşı yamaçta da Abdurrahman amcanın evi var. Bir kişinin yürüyebileceği patika bir yol ile eve ancak ulaşılabiliyor. Bize gösteriyor ve “İşte oraya kadar yükümü sırtımda götürüyorum.” diyordu. Yüreğimiz sızladı.
950 nüfuslu aynı köyün Küçükler, Gökçeal ve Kuşçu Mahallelerinin de yolu yok.
Sulusaray’a bağlı Balıklaya köyü. İçme suyu yok. Traktörlerle 5 km. uzaklıktan bidonlar içinde su taşıyorlar. Camiin şadırvanında bile abdest alacak su yok. Onların halini görünce de yüreğimiz sızladı.
Bunlar güneydoğuda doğuda değil Türkiye’nin ortasında
Tokat’taki manzara.
Yurdun dört yanında ihmal edilmiş yolsuz ve susuz köylerin bulunduğunu gezmeyen görmeyen bilmez.
Bu yolsuz ve susuz köyleri yaz programı dahilinde bizzat mahallinde görüyoruz. Temmuz ayı içinde 29’u köy 46 yerleşim birimini bizzat ziyaret ederek tespitte bulundum. Bu ay yine düne kadar 30 köy ziyaret ettim. Ağustos’un 20’sine kadar ziyarete devam edeceğim. 21. yüzyılda AB ile müzakerelere başlamış Türkiye’de bu manzaraları görmek bugüne kadar ülkeyi yönetenlerin ayıbı olsa gerek.
Siyasetçiler şimdiye kadar bu köylere bir yığın vaatlerde bulunmuşlar ama seçildikten sonra bu dertli insanları unutup gitmişler.
Onlar da siyasetçilere bildikleri gibi bir ders vermişler. Henüz 5. yılına yeni giren AK Parti şehir merkezlerinde de kırsalda da alternatifsiz görünüyor. Çünkü şehirdeki de köydeki de bu hükümetin çalıştığını iliğine kadar hissediyor.
Türkiye’nin bir şantiyeye döndüğünü gözleriyle görüyor.
Mesela yazının başında adını zikrettiğim iki köy de AK Parti’ye desteklerinin artarak süreceğini söylüyorlar. Neden? Çünkü Erbaa’nın Beykaya köylüleri yollarının önemli bir kısmının KÖYDES kapsamında olduğunu biliyorlar. Dahası köyün üst tarafında çalışan dozerlerin kamyonların aşağı ineceğini ve yollarını yapacağını eski deyimle aynel yakın yani gözleriyle görerek biliyorlar. Sulusaray’ın susuzluk çeken Balıklaya köyü de AK Parti’ye desteğini sürdürüyor çünkü onlar da hemen komşuları olan Balıkhisar köyünün su meselesini çözmek için ekiplerin her gün orada çalıştığını ve sıranın kendilerine geleceğini yine aynel yakın biliyorlar.
2006 ve 2007 yılları içinde suyu ve yolu olmayan köy bırakmamayı hedefleyen KÖYDES projesi kapsamında 50 yıldır göremedikleri yol ve suyu gören köylülerin nasıl teşekkür ettiklerini ancak gördüğünüz zaman anlayabilirsiniz. Onların gözlerindeki sevinç pırıltısını onların gözüne baktığınız zaman anlayabilirsiniz. Susuz ve yolsuz köy bırakmamayı hedefleyen KÖYDES projesi tek başına AK parti’yi kırsalda alternatifsiz kılmaya yeterli bir icraat olmuş.
Köylünün en çok muzdarip olduğu mazot ve gübre fiyatlarının hükümetin başarısızlığından değil dünya piyasalarından kaynaklandığını artık köylü de biliyor.
Susuz köylerde bile muhalefet mensuplarının gündeme getirdiği konu yabancılara gayri menkul satışı. Siz bunu belgeye ve rakamlara dayalı biçimde anlattığınızda o iddia da balon gibi sönüyor.
Evet 5. yılına giren AK Parti’nin alternatifi görünmüyor. 3 Kasım’da hiç oy vermemiş Alevi köyleri (Bu ay içinde gezdiğim 30 köyden 10 tanesi Alevi köyüydü) bile giden hizmetleri gördükçe şimdiye kadar aldatıldığını ve artık kim hizmet götürüyorsa ona oy vereceklerini açıkça söylemekten çekinmiyorlar. Muhalefet hükümetin bu hizmetleri karşısında hırçınlaşıyor hırçınlaştıkça da AK Parti’yi alternatifsiz hale getiriyor.
Gerçek bu.
Siz bu yazıyı okurken ben yine köy ziyaretlerinde olacağım. AK Parti kendi içinde hata yapmadıkça milletin hata yapmayacağı da aynel yakın görülüyor.
