Cemaat"i AK Parti"yle görmüşler

00:0023/11/2013, Cumartesi
G: 9/09/2019, Pazartesi
Salih Tuna

Kimileri için fitne - fesat baldan tatlı herhalde. Öyle olmasa önüne arkasına bakmadan "karşı taraf" ifadesini kaptıkları gibi koşturmazlardı.Buna mukabil "öteki taraf" da, "Firavun, Karun..." lafzını öyle bir tuttu ki, bırakmak bilmiyor.Maksat nedir?Aynı mana iklimi için mücadele veren insanları birbirlerinin yüzlerine dahi bakamayacak hale getirmek mi?Şayet maksat bu değilse...Kötücül değilsen, fenalıklar peşinde değilsen, güzel sözleri neden hiç duymuyorsun bayım?Nihal Bengisu Karaca"nın Habertürk"teki

Kimileri için fitne - fesat baldan tatlı herhalde. Öyle olmasa önüne arkasına bakmadan "karşı taraf" ifadesini kaptıkları gibi koşturmazlardı.

Buna mukabil "öteki taraf" da, "Firavun, Karun..." lafzını öyle bir tuttu ki, bırakmak bilmiyor.

Maksat nedir?

Aynı mana iklimi için mücadele veren insanları birbirlerinin yüzlerine dahi bakamayacak hale getirmek mi?

Şayet maksat bu değilse...

Kötücül değilsen, fenalıklar peşinde değilsen, güzel sözleri neden hiç duymuyorsun bayım?

Nihal Bengisu Karaca"nın Habertürk"teki dünkü nefis yazısında belirttiği üzre, neden birbirini tahkir eden cümle bulmaya azmetmiş haldesin?

Neden?

Erdoğan"ın şu sözlerini neden duymak istemiyorsun: "Cemaat mensubu kardeşlerim verdiğimiz mücadele karşılığında yediğimiz tokadı unutuyor mu?(...) Beraber yürüdüğümüz, birçok sorunu hallettiğimiz kardeşlerimizle ayrılığın içine düşmeyiz. Fitne odakları var, bunlara fırsat vermemek lazım..."

Şayet güzellikler peşinde olaydın "karşı taraf" falan değil, asıl bunları görürdün güzel kardeşim.

Güzel görseydin güzel de düşünürdün.

Bediüzzaman"ın ifade buyurdukları gibi, "Güzel gören güzel düşünür..." çünkü.

Hiç güzel görmeyi bileydin, Hocaefendi"nin şu sözleri gözünden kaçar mıydı: "Sizin karşınızdaki insanlar Nemrut değil, Firavun değil, Sezar değil, İskender değil, Napolyon değil, deli teke Hitler değil... Hele başları yerde secde eden insanlarsa, onlara karşı bize düşen şey hep saygılı olmak, hep takdir etmek, hep tebcille yâd etmek ve Cennetü"l-Firdevs"e beraber girme dilek ve temennisinde bulunmaktır..."

Bu kadar aşikâr olanı görme, tut sen bağlamı müphem "firavun" sözünün peşine düş; olacak şey mi?

Ah gözlerinle işitmeyi bir bilsen!

Göreceksin...

Nasıl demişti Nietzsche; "Bazı insanlar gözleriyle işitmeyi öğrensinler diye kulaklarını patlatmak mı gerek önce?"

Derdin nedir; onulmaz yaralar açmak mı müminler arasında?

Müminleri ağlatacaksın da eline ne geçecek? "Ümmetim... Ümmetim..." diye yakaran Rahmet Peygamberi hoşnut mu olacak?

Bir müminin seher vaktinde döktüğü gözyaşından daha değerli dünya makamı mı var?

Hani kırılsak da kırmayacaktık?

Hani gönüller kırmaya değil gönül yapmaya gelmiştik?

Hani...

Hakkı ve sabrı tavsiye edecektik?..

Fitne ateşini söndürmek için nefsimizden feragat etmemiz, en azından pozitif ayrımcılık yapmamız şart.

Yani...

AK Parti"ye daha yakınsanız Cemaat"in hukukunu daha çok gözeteceksiniz, Cemaat"e yakınsanız AK Parti"nin.

Vaktiyle "Gülen"i ve Erdoğan"ı Bitime Planı" yapanları sevindirmek istemiyor, "Bunları bitirmek için boşa plan yaptık yav; kendi hallerine bırakınca zaten birbirlerini bitiriyorlar... " yollu dalga geçmelerini istemiyorsanız bunu yapmanız şart.

AK Parti"nin hemen her icraatını dün "F tipi" diye aşağılayanların, Allah"ın her günü "Cemat"i AK Parti"yle görmüşler" yollu zırtapozluk yapanların bugün Hocaefendi"yi dillerinden düşürmemeleri size bir şey söylemiyor mu?

Ferasetinize ne oldu Allah aşkına!

NOT 1: Erdoğan"ın, "Ahmet Kaya"ya kimler saldırdıysa Gezi Parkı"nda bize saldıranlar da onlardı" ifadesini Nazlı Ilıcak ve Ahmet Hakan öyle literal okumuşlar ki, Ortodoks selefiler ellerine su dökemez.

Bir zihniyetten bahsedildiğini anlamanız bu kadar zor mu? Merhum Osman Yağmurdereli AK Parti milletvekiliydi; 2008"de öldüğünü Erdoğan hiç bilmez mi?

Kendinizi durduk yere neden iptizale uğratıyorsunuz?

İlk günkü çevre protestosuyla sonraki sokak vesayeti arasında tefrik yapamazsanız, ilk günden katılan Gülten Kaya veya Ufuk Uras"ın sonraki tavrını da fehmedemezsiniz.

Ayrıca, Erdoğan "Gezi"ye katılanlar" değil, "Gezi"de bize saldıranlar" diyor. Ölmüşlerine kadar küfredenler yani.

Özür dileyen versiyonu hariç binlerce Serdar Ortaç vardı orda. Nasıl ki Kürtçe şarkı yapacağım dediği için Ahmet Kaya"ya saldırdılar, "Kürt Sorununu" çözüm sürecine soktuğu için de Erdoğan"a saldırdılar. Ne yaparsanız yapın artık bu hakikati saklayamazsınız. En fazla, "Ahmet Hakan"ın bir Serdar Ortaç olarak portresi" başlıklı bir yazıya malzeme olursunuz.

NOT 2: Nihat Doğan dershane tartışmasına girmeyeydi iyiydi.

NOT 3: Zaman gazetesi yazarı Ahmet Turan Alkan"ı kırmışım. Zat-ı şâhânelerini ilk fırsatta onarmaya çalışacağım; merak buyurmasınlar.

NOT4: Acun Ilıcalı"yı kavgalarımız arasına yerleştirilen "gizli ürün" mesabesinde gördüğümü daha evvel bu köşede belirtmiştim. Bir kanal satın alıp haber dairesini iptal ettiğine göre "gizli ürün" siyasete cebren ve alenen müdahale etti demektir. Acunizmdir bu. Üzerinde daha çok konuşacağız.

NOT 5: Ertuğrul Günay "demokratikleşme paketi" veya Diyarbakır"daki o tarihi buluşma hakkında da bir çift laf etmiştir muhakkak. Lakin muttali değiliz. Işığı henüz bize ulaşamayan gezegenler kadar uzak tutuluyoruz bundan. Sayın Erdoğan"ın aleyhine konuştu mu (ki Gezi"den beri bir hayli velut) ışık hızıyla dolaşıma sokuluyor. Sayın Günay"ın yerinde olsam sırf bunun için susardım. Zira araçsallaştırmakta mahir böylesi bir çağda, "Ya hayır söyle ya sus" kıymet hükmü maalesef sadece söylediklerimizden ibaret değil.