|
İsrail elbet yenilecek

Daha önce Indiana Üniversitesi’ndeki retrospektif sergisi iptal edilen Filistinli Samia Halaby’den bu köşede birkaç kez bahsetmiştim. 87 yaşındaki sanatçı geçtiğimizi günlerde Peoples Dişpatch isimli YouTube kanalına bir röportaj verdi. 73 yıldır Amerika’da yaşayan ve orada eğitmenlik de yapan bir sanatçının sadece Filistinli olduğu için yaşadığı sıkıntıları şu sözlerle anlattı.

İsmim Samia Halaby 1936 yılında Kudüs’te doğdum. O zamanlar İsrail yoktu ve ülkemden ve evimden zorla çıkarıldım, evim soyuldu ve o zamandan beri içinde yabancılar yaşıyor. Mülteci olarak Beyrut’a taşındık, ardından 1951’de ABD’ye geldik.

Öncelikle, Indiana Üniversitesi mezunuyum ve orada profesördüm. Ve gerçekten şok oldum, çünkü serginin kapanmasına karar verdiler ve bunun için en az 2 buçuk yıl çalışmıştık, belki de daha uzun süre. Ve bu, çok iyi bir küratör tarafından ciddi bir çaba ile yapılmıştı ve olay Gazze’ye karşı soykırım başladığında, ABD hükümeti aynı zamanda tüm Filistinli seslerini bastırmaya karar verdi çünkü sonuçta entelektüel olarak yetenekli ve uluslararası medeniyete katkıda bulunmuş bir Filistinli olabilir mi? Bu insanlarla aynı soya mensup olabilir mi? Onları bastır, onlardan haber almak istemiyoruz, onları yok et. Tanrı’ya şükür ki, beni sadece şovumu iptal ederek yok etmeye çalıştılar.

Sanatçılar ile sanatı kontrol eden kurum arasında çok büyük bir uçurum var. Onlar neyin sanat olduğuna karar vermez, biz karar veririz ve sonraki nesiller onu oylarlar. Bu, ne olduğunu bildikleri anlamına gelmez, sadece satışını ve sergilenmesini kontrol edenlerdir.

İsrail artık kontrolden çıkmış bir kuduz köpek gibi saldırmaya devam ettikçe üzerindeki baskı artacak. Ve geri adım atmak zorunda kalacak. Bugün İspanya da dahil olmak üzere birçok Batılı devlet Filistin Devletini tanımaktan bahsetmesi ilerisi için çok önemli.

Defterler…Defterler

Halil İbrahim İzgi’nin yeni kitabının adı Filistin Defteri başlığını taşıyor. Muhit Kitap’tan çıkan kitap çok akıcı bir üslupla yazılmış. İzgi’yi tebrik ederim.

Kitap şu sözlerle başlıyor:

“Herkesin bir Filistin defteri vardır. Filistin defteri olduğunu bilmese bile bir Filistin defteri vardır. Kalpte yazılmaya başlar ve sonrasında bazen satırlara dökülür, sonra bazıları iki kapak arasına girer. ”

İzgi zaman yıllar içinde yazdığı yazıları, aldığı notları, izlenimlerini bir araya getirerek biz sunuyor. Kısa ve dikkat çekici, sözün bir şekilde Filistin’e geldiği yazılar su gibi akıyor.

“Filistin Defteri”nden bahsetmişken Kubbealtı Neşriyat’tan çıkan Defternâme’yi anmak isterim. Süheyl Ünver ve Uğur Derman’ın defterleşmelerinden oluşan muazzam bir eser. Hoca talebe ilişkisindeki iki ismin Uğur Derman askerdeyken 1961-1963 yıllarında birbirlerine gönderdikleri defterlerden oluşuyor. Mektuplaşmanın daha gelişkin hali bir çeşit de muhatabına yazılmış mektup. Hem dönemi anlamak, hem ikilinin muhabbetine şahit olmak için ilk ağızdan sanat dolu defterler. Bir kısmı eski yazıyla kaleme alınmış, içinde fotoğrafların, çizimlerin, hat eserlerinin, tezhip örneklerinin bulunduğu hayranlıkla okuduğum yaklaşık 650 sayfalık tuğla gibi bir kitap. Keşke burada yer alan fotoğraflardan, çizimlerden oluşan bir sergi de düzenlense diye aklımdan geçirdim. Sadece Uğur Derman’ın uçaktan çektiği şehir fotoğraflarından bile bir sergi düzenlemek mümkün.

#Gazze
#Filistin
#İsrail
16 gün önce
İsrail elbet yenilecek
Kara dinlilerle milletin savaşı
Hornet’s Nest
AK Parti Afyon kampındakilere mesaj
Ramazan takvimi - IV
Zengin olmanın yolu