|
Seyretmeyenlerin meydan muharebesi: Muhteşem Yüzyıl

Uzun zamandır ''diziler neden bu kadar çok seyrediliyor'' sorusuna cevap aranıyor. Çok seçenekli cevaplar kimseyi tatmin etmiyor. Asıl sebep, gerçek sebep adı altında tek bir cevap duymak istiyor herkes. Hal bu ki, tek bir cevabı yok sorunun. Seyircinin sebebi günden güne değişkenlik gösterirken; aynı diziyi seyretme sebebi de zaman içinde değişim gösterebiliyor.

Muhteşem Yüzyıl etrafında koparılan tantana ile iyice içinden çıkılmaz bir hal aldı, neden seyrediliyor sorusu. Bir kez daha ezber ettik ki dizi asla sadece dizi değildir! Bazen birleştiren bazen ayrıştıran toplumsal bir olay yerli diziler.

En ilginci Muhteşem Yüzyıl fırtınasının dizi henüz yayına girmeden kopması. Fragman üzerinden yapıldı eleştiriler ve eylemler. Yapımcı ve senarist erken tepkilere çok şaşırdıklarını dile getirseler de; yayınlanan fragmanla sıfır maliyetli bir reklam kampanyasını yürütmeye çalıştıkları, dikkatli gözlerden kaçmadı. O fragmanın o şekilde yorumlanacağını ve tepkiler geleceğini hesap etmişlerdi. Hesap etmedikleri sansüre varacak tepkilerin hükümet kanadından gelmesiydi sadece. Yoksa medyanın haber açlığını doyuracağını, kalem sahiplerinin köşelerinde birden fazla Sultan Sülüman, Harem, Hürrem temalı yazılar yazacağının farkındaydılar.

Seyirciyi fragmanla manipüle edip önce seyredin savunusunun arkasına gizlenmek hiç de cesur bir davranış değil! Alt metin oluşturma çabasındaki o fragmandan sonra dizi baştan sona seyredilse bile birçok insanın algısı değişmedi. Aşırı kurgulanmış fragmanın bıraktığı etki, ilk bölümün tamamından kat be kat fazla.

Fragman manipülasyonu bilinçli bir tercih. Daha önce de yapıldı yerli diziler tarafından, yapılmaya da devam edecek. Daha önce de işe yaramıştı, oluşturulan merakın seyredilme oranı olarak karşılık görmesi; bundan sonra da işe yaramaya devam edecek.

Bölüm senaryosunda çok etkili, seyirciyi ekrana çivileyecek bir sahneniz varsa, o sahne fragmana damgasını vurur. Eğer böyle bir sahne yoksa; varmış, sanki öyle olacakmış hissi veren sahneler kurgulanır ve seyirci ters köşeye yatırılır. O bakımdan siz bakmayın kanalın, senaristin önce seyredin açıklamalarına. O fragman olmasaydı, Muhteşem Yüzyıl bu kadar güçlü bir PR rüzgarını arkasına alamazdı! Seyirci bu kadar merakla geçmezdi ekran karşısına. En azından Çarşamba savaşının ilk gününde diğer yeni diziye, üstelik fazlasıyla entrika fazlasıyla zenginlik gösterisi vadeden Şüphe''ye de şans verir ve Muhteşem Yüzyıl''ın reytingleri bu kadar yüksek çıkmazdı.

Eleştiriler seyredildikten sonra, ama gerçekten seyredildikten sonra; haklı bir sebebe dayanılarak yapılsaydı, diziye seyirci toplama yerine bilinç sağlanmış olurdu. En azından gözü kapalı değil; gözü, gönlü, zihni açık bir şekilde seyrederdi seyreden.

Protesto edenler diziyi seyretmeden galeyana geldi de hakkında kalem oynatanlar seyretti mi? Hayır. Seyretmedim ama diye başlayan köşeler her geçen gün artıyor. Tartışma programlarına katılanlar keza öyle. Seyretmeyenlerin meydan muharebesine döndü iş. Hürrem''i oynayan oyuncunun magazin haberleriyle, Harem manipülasyonuyla devam edecek yoluna dizi. Daha önce Star TV''de yayınlanan kısa ömürlü Gülben Ergen''in Hürrem Sultan''ı ne zaman potaya girecek, hangi Hürrem Sultan kapışması ne zaman yapılacak merakla beklemekteyim.

Görenlere hayranlıkla yazılar yazdıran plato, 2100 metrekareye kurulan Topkapı Sarayı, pahalı kostümler, kumaşlar, gerçek takılar gibi detaylardan sıyrılıp senaryoya gelirsek eğer. Zira diziyi başarılı kılan milyon dolarlık bütçesi, sahne başına değişen pahalı kostümlerinden ziyade, senaryodur. Ne anlattığınız kadar nasıl anlattığınız da çok önemlidir, hangi temayı merkeze aldığınız. Tabu yıkmanın karşılığı bir insanı özelikle de tarihi gerçekliği olan bir insanı zaaflarının üzerine inşa etmek midir? İnsani boyut eşittir zaaf yanında da bolca erotik görüntüler midir?

Ekranlarda daha önce roman uyarlamalarında karşımıza çıkan esinlenmenin kaynağı ve yapılış şekli aslında insanları bu kadar galeyana getiren.

Roman uyarlamalarında hikayeyi ve kişileri bugüne taşıyarak yeni bir hayat veriliyordu. Muhteşem Yüzyıl''da çok şükür ki bugüne taşımadılar hikayeyi. Kanuni bugün yaşasaydı diye bir esinlenme de yapılabilirdi maazallah! Tarihi olaylardan esinlenilmiştir ibaresiyle yayınlanan dizi bolca maddi hata içeriyor. Dizinin tarihçi danışmanının olması, tarihi gerçekliğin doğru yansıtılmasına yetmiyor. Nitekim diğer tarihçilerden de itiraz geliyor. Gerçi dizinin danışmanı Erhan Afyoncu itirazları reddetmiyor, ama yapımcı ve senaristten gelen; bu popüler bir dizi ve televizyonda yayınlanacak, halk anlamaz çıkışlarına biraz fazlaca teslim olmuş gibi.

Sanatçının yorumlama özgürlüğü varsa seyircinin de eleştirme özgürlüğü olduğu kabul edilmeli. Üzerine konuşan, eylem yapan herkes seyretmediğini iddia ederken; kim seyrediyor diziyi o da ayrı bir tartışma konusu. Kendi adıma şunu söyleyebilirim; ben seyrettim, her iki bölümünü de. Devamında seyreder miyim? Sanmıyorum, pahalı bir müsamere izlenimi veren diziye, mesleki zorunluluktan dolayı on beş dakika bakar geçerim. Sebebine gelince görsellik gözümü boyamaya yetmedi, ''du bakalım nolcek'' merakı da uyandırmıyor senaryo. Aşk, kıskançlık, entrika, intikam temalarını işleyen dizilerde ne olduysa Muhteşem Yüzyıl''da da benzeri olacak. Zira entrikanın bir numaralı tema olduğu yerli diziler için, demode bir oryantalist bakış açısıyla yorumlanan Harem bulunmaz hazine!

13 yıl önce
Seyretmeyenlerin meydan muharebesi: Muhteşem Yüzyıl
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi