Tipleme Virtüözü: Demet Akbağ

Suna Pekuysal''dan sonra İsmail Dümbüllü ödülünü alan ikinci kadın sanatçı. Defalarca yılın en komik sanatçısı seçilmesine rağmen hüzünlü bir kadın o. Oyunculuk serüveninin başlangıcında da kendinden memnun olmamak, herhangi bir şeyi becerebilmeyi ispat etmek yatıyor.

İlgi ve sevgi yerine kuralların hakim olduğu bir evin; yaralı, kırılgan, büyük kızı Demet Akbağ. Uzun, iri yarı, koca ayaklı, yapamazsın beceremezsin gibi olumsuz cümlelerle yapabilme becerisi elinden alınmış bir çocuk. 40 numaranın normal kadın ayağı numarası sayılmaya başlamasıyla rahatlayacak. Aynadaki görüntüsü ile barışması hatta kendini güzel bulması için 28 yaşını bekleyecekti.

Daha öncesinde ise pasifize edilmiş, ezilmiş bu küçük kız keşfettiği taklit yeteneğiyle aile içinde kendine yer açmayı başarır. Alkışlarla beğenildiğini fark eder, kendisi de ''taklit yapan kızı'' beğenir. Bir başkasının ruhuna girip o olurken, kendi ruhunun da başkalaştığını hisseder. Başkası olurken kendini keşfeder. En önemlisi ise otorite figürü olarak hatırladığı baba tarafından beğenilmek. Demet, tek kabul gördüğü, alkışlandığı, çirkinlik hissinden uzaklaştığı bu anları hayatının merkezine almak ve sürekli kılmak ister. Dansa yatkınlığı sebebiyle bale bölümüne girip tiyatroya dikey geçiş yapmayı bile düşünür. Evden konservatuara götürecek kimse olmaması, otobüse yalnız binmesine izin verilmemesi sebebiyle hayallerini ertelemek mecburiyetinde kalır.

İ.Ü. Belediye Konservatuarına girmeden önce tiyatro sahnesine adım atar. Gazanfer Özcan, kuliste denemek için ''ortalığı iyice temizledin mi kızım'' diye sorar. Demet''in başarıyla konuştuğu Özay Gönlüm şivesiyle, doğaçlama olarak verdiği ''Guller gibin yaptım hanımım'' cevabından, Gazanfer Özcan çok etkilenir. ''Hay Allah sana göre de bir rol yok dur bakalım belki ek rol yazabiliriz'' deyince; Demet bu sefer zekasını devreye sokar: ''ikinci perdede otel var ya orada hizmetçi olabilirim''. Yetenekli, iş bitirici, zeki kız için 70 saniyelik bir rol ilave edilir oyuna. Hafta içi gidemediğinden sadece hafta sonları gözükür oyunda temizlikçi.

Tiyatroya atılan bu ilk adım geleceğinin ve oyunculuk kariyerinin özeti gibi. Demet Akbağ dahil olduğu projelerde yıldız gibi parlayacak ama yokluğunda aranmayacak. Oyunculukta rüştünü ispat ettikten sonra ''eleştirilmedim yok sayıldım'' diyerek sitem edecek. Sevilmek için oynayan, seçilmeyi tercih eden Demet Akbağ''ın kaderi; yok sayılmak, görülmemek üzerinden yol alacak.

İlk dizisi Baldız ve Bacanaktaki Düriye''den sonra şiveli ve komik karakterlerin oyuncusu olarak yoluna devam ederken; 1987 yılında Bizim Çocuklardaki Ganimet rolü ile şöhreti yakalar, yılın TV yıldızı seçilir. Star olmak gibi bir derdi bulunmayan, kendini dövme kompleksiyle sürekli hırpalayan Demet Akbağ, şöhretin farkında bile değildir.

Yılmaz Erdoğan''la tanışması kariyerinin dönüm noktası. Birlikte çalışmaya başladıklarında Demet Akbağ farkında olmamakla birlikte TV yıldızı, Erdoğan ise isimsiz cisimsiz biri. Komedi ile dramı en iyi harmanlayan, trajikomik karakterlerin yazanı ve can vereni olarak iyi bir ikili oluştururlar.

Necati Akpınar ile Mıstık sinemasını tiyatro salonu yapan Yılmaz Erdoğan, Demet Akbağ''a başrol teklif eder. Oyun sahneye koymak için tek kuruşları kalmadığı gibi tadilat için de tefecilere borçlanmışlardır. Demet Akbağ''a gelen program teklifi can simitleri olur. Kaleme sarılan Yılmaz Erdoğan metinleri yazar. BKM''nin kuruluşuna, Bir Demet Tiyatro''nun doğuşuna vesile olan bir teklif. Televizyondan kazandıkları para ile bir yıl sonra Otogargara''yı sahnelerler.

Bir Demet Tiyatro seyircinin ilgisizliği sebebiyle yayından kalkma tehlikesi yaşasa da yedinci bölümden sonra keşfedilir, uzun soluklu bir ekran fenomenine dönüşür. Birçok kişi oyunculuğunu tek bir karakter üzerine inşa edip, kendini tekrar ederken; Demet Akbağ Bir Demet Tiyatro içinde canlandırdığı karakterlerle yelpazesinin ne kadar geniş ve zengin olduğunu gösterir. Bir Demet Tiyatro Demet Akbağ''ın üzerine kurulu bir proje, Demet Akbağ''ın oyunculuğunun parlattığı zeki bir senaryo.

Demet Akbağ tanınırlığını Bir Demet Tiyatro ile artırsa da asıl yükseliş dönemine giren ve şöhreti yakalayan Yılmaz Erdoğan. Demet Akbağ''ı keşfeden Yılmaz Erdoğan değil ama Bir Demet Tiyatroyu yazdıran Demet Akbağ''ın yeteneği. Demet Akbağ yıllar sonra bir röportajında ben hep Yılmaz''ı andım ama o benim bir kez bile ismimi anmadı diye sitem edecek. Erdoğan ise Yılmaz Erdağansızını yaptık Demet Akbağsızını yapmadık diye karşılayacaktı bu sitemi.

Demet Akbağ; ''oynadığım karakterleri çok iyi köpürtürüm yazar için ben lüksüm'' diyecek, Erdoğan''ın kaleminden çıkmayan Sevinçli Haller dizisinde, Evinç olarak çıkacak izleyicinin karşısına ama uzun ömürlü olmayacaktı proje. Sinemada esen Vizontele rüzgârlarından sonra beslendiği şeylerle arasına mesafe koyan, siyasi kimliğiyle bir arayış içine giren Yılmaz Erdoğan''ın yazdığı, oynadığı ya da yapımcılığını yaptığı hiçbir proje yer bulamayacaktı reyting listelerinde. Bunun üzerine Bir Demet Tiyatro ile yeniden dönmeyi deneyecekler ama bu sefer Demet Akbağ''ın tiplemeleri bile kurtaramayacaktı.

Yılmaz Erdoğanlı projelerle reyting savaşlarında mağlup olan Demet Akbağ, ''yıldız savaşlarında'' da kaybedecekti. Badem gözlülerin başrol oynamaya layık görüldüğü bir ülkede, Demet Akbağ bütün yeteneğine ve oyun gücüne rağmen yapımcıların aklına ikinci, üçüncü sıradan gelecekti. O… Çocuklarındaki Mehtap rolünde olduğu gibi. ''Kendini'' unutturarak eşsiz bir performansa imza atan Demet Akbağ oyunculuk resitali veriyor.

Sahneye ilk adımını attığı anda yeteneğiyle dikkat çekti ama bu durumun altını çizmediği için mütemadiyen yok sayıldı. Muhteşem bir komedyen olmasına rağmen dramda herkesten çok ağlattı. Aksesuar, makyajla değil bedeniyle,ifadesiyle yaptı tiplemeleri. Her rolün altından kalkabilen, lokomotif bir oyuncu.

Oyunculuk serüvenine aile içinde taklitler yaparak başlayan, taklit yapmadan yoluna devam eden ve kolay kolay taklit edilemeyecek bir tarzın sahibi Demet Akbağ.