Bir dönem Yeşilçam filmlerinin değişmez hikayesiydi. Hatta literatüre Kezban Paris''te olarak geçti. Köyden gelen aslında güzelce olan ama güzelliği cahilliğinin gölgesinde görünmez kılınan kız, konağın zengin yakışıklı oğluna gönlünü kaptırınca, soluğu ''hızlandırılmış eğitimde'' alırdı. Ki çoğunlukla oğluna hayat dersi vermek isteyen paşa baba da işin içinde olurdu. Başlangıçta konuşma, yemek adabı, giyim kuşam, oturma kalkma ''tadımlık'' gösterilir; köylü kızın bu işi asla beceremeyeceğine dair seyircide kavi bir kanı oluşturulurdu. En unutulmazı da Perihan Savaş''ın başında tuğla gibi bir kitap ''ben dünyanın en gözel garısıyam'' diye salındığı sahneydi. Henüz kişisel gelişim, NLP, secret''ler sarmamıştı dört yanımızı ama senarist güzel olmak için önce güzel olduğuna inanmalısın mesajını veriyordu. Bir kaç sahne sonra metamorfoz gerçekleşir tırtıl kozasından kelebek olarak çıkardı. Göz kamaştırıcı bir zarafet, güzellik eşliğinde herkesi hayran bırakan tam bir ''salon kadını'' olarak. Sadece fiziken yaşanmazdı değişim, karakter derinleşir, entelektüel seviye tavan yapardı. Güzellik sevilmek için de, dinlenilir olmak için de, kültürlü olmak için de anahtar özellikti. Tersi bir hikaye çekilmiş miydi hatırlamıyorum. Ama Türk televizyon zekası bu boşluğu doldurdu. Aylardır ''kocanızdan memnun değilseniz değiştirelim'' alt yazısını geçen kanal muradına erdi. Kocamı biraz yontar mısın diyen kadınlar kanalın kapısında izdiham yaratmış iddialara göre.
Memnun olmadığınız her şeyi değiştirmek mümkün artık! Tüketim kültürü zaferini ilan etmeden önce uzun ömürlü imal edilen elektronik eşyaların tamiri mümkündü. Her mahallede televizyon, buzdolabı/ çamaşır makinesi tamircisi bulunurdu ve arıza mutlaka onarılırdı. Teknik servis uygulamasına geçildikten sonra elektronik eşyaların ömrü kısalmaya başladığı gibi her arıza için farklı bir eleman istihdam edilmeye başlandı. Bozulan makine zincirleme servis elamanlarının elinden geçtikten sonra makinenizi yenileyin önerisi geliyor servisten. Ucuzlayan televizyon fiyatlarından sonra tamirciler yok oldu çünkü artık yenisini almak daha ucuz! Slogan basit ve etkileyici: kullan- at- yenisini al!
Sadece harcama alışkanlıklarımız değil hayat tarzımız tüketim kültürü tarafından esir alınmış durumda. Kocasının beğenmediği yönlerini değiştirmek isteyen, olmayan özellikleri ekletmek isteyen kadın, sonuçtan memnun olmazsa bir sonraki aşama toptan değiştirmek (mi) olacak?
Kocalarından memnun olmayan kadınları ''değiştirmeye'' davet eden programın adı Kocam Size Emanet. 5 kadın kocalarının beğenmediği, değişmesini istediği tüm özelliklerini bir bir saydıktan sonra kocalarını beş günlük kampa gönderiyor. Kendileri de ellerinde çaylar, kekler ''dedikodu odasında'' kahkahalar eşliğinde izliyor, kocalarının düştüğü durumu. Şikayet sebebi olan kocalar, öğretici olduğu iddia edilen kampta, kendilerini geliştirirken eğlendirme görevini yerine getirmek için büyük çaba harcıyorlar. Kampın adı mutlu evlilik okulu. Görgü ve davranış, giyim-kuşam, dans, spor dersi alan kocalar; aile koçu, bireysel gelişim danışmanı, estetik, diyet ve beslenme programları eşliğinde değişmek için çabalıyor. Epi topu beş gün. Beş gün sonunda ''en çok yontulan'' 10 bin TL''nin sahibi oluyor.
Beğenmediğiniz tüm yönlerini söylemek ve onu yeniden seveceğiniz biri haline getirmek, programın mottosu bu.
Kadınlar evliliklerinin ilk günkü gibi olmadığından şikayetçi hatta birisi evliliğinin eskidiğini ifade ediyor. Beş günlük oldukça sarsak ve komik öğeler barındırmaya çalışan kamp sonunda yenileneceğine inanıyor evliliğinin.
İçlerinde bir çift sadece 8 aylık evli. Daha dün evlenmiş gibi hissetmesi gerekirken hangi aralık eskidi evlilik acaba? 24 yaşındaki film yıldızlarını kıskandıracak kadar yakışıklı ve oldukça düzgün bir fiziğe sahip, meslek bölümünde model yazan kocadan en büyük şikayet; işe yaramaması. Erkek işlerini yapmaması tamirattan anlamaması.
Bir çift 18 yıllık evli, diğerleri de 6,7 ve 8 yıllık. Şikayetlere bakalım: Dans ederken ayağıma basıyor. Göbeği çok büyüdü. Her yere geç kalıyor düğünümüze de geç kalmıştı zaten. Özel günleri hatırlamıyor. Sürpriz yapmıyor. Kellik yakışmıyor. Konuşması düzgün değil.
Karıma sadığım diyor birisi, dedikodu odasından karısının sesi yükseliyor, hayır iki defa aldattı beni. Aldatılmaktan gurur duyan ve göğsünü gere gere dile getiren kadınlar… ''Reality şov maymunu'' olmaya dünden razı kocalar…
10 dakikalığına Paris''e giden Kezban''ın muhteşem dönüşümü gibi 5 gün sonunda radikal değişiklikler bekliyorlar kocalarından. Ya da sadece bekliyormuş gibi yapıyorlar. Kocalar da değişiyormuş gibi. E bu arada kaş aldırma, botox, cilt bakımı, saç ektirme gibi direkt fiziki dokunmalarla bir takım değişiklikler de gerçekleşiyor haliyle. En başarılı ''mış gibi'' yapan ödüle sahip olacak. ''Gönüllü kapatılma''ya talip olup, kişisel özelliklerini şova meze yapanlar elleri boş olarak evlerine dönünce ne olacak?
