Ne demişler, "odunda meşe, gazetede köşe"... Kısmetse bundan böyle Şekerlik''in dinlenmesinden istifade Pazar günleri bu köşede Ankara''nın genelde içkarartan politik - bürokratik haberlerinden bunalanlara bu formattan azade notlar aktarmaya çalışacağız. Notlar ve fotoğrafların kimi zaman tebessüm ettirecek, kimi zaman da, "pes yani" dedirtecek cinsten olmasına gayret göstereceğiz. Ankara''dan inşaallah beğeni frekansınızı yakalar. Vira Bismillah...
Fazla muhabbet zarar getirdi
"Taban politikası" bizim politikacıların genelde fazla uygulamadığı ancak "uygular gibi görünmek istedikleri" bir olgu. Bazısı, senede sadece 5-10 kez seçim bölgesine giden, seçmeni Meclis''e geldiğinde ise sayısız sekreterlik tekniğiyle ziyaretçisini atlatan millevekilleri bile, "taban politikası uyguladığından" dem vurmaktan zevk alır. Meclis''te elbette gerçekten bu politikayı yürütmeye çalışan milletvekilleri de bulunuyor. Bunlardan birisi de MHP Genel Başkan Yardımcısı İstanbul Milletvekili Nazif Okumuş. Okumuş, partideki görevinin de tesiriyle; seçmeni ya da değil, vatandaşla epeyce yakından haşır neşir olan bir politikacı. Odası hemen herzaman birileriyle dolu olan Okumuş geçtiğimiz günlerde taban politikasının zararlı yanlarını da birebir yaşayarak gördü. Parti genel merkezindeki odasındaki izdihamdan bunalan Nazif Okumuş, özel bir sorununu anlatmak isteyen vatandaşı dinlemek için dışarı çıktı. Birkaç dakika sonra odasına dönen Okumuş, önce masasının üzerinde bıraktığı telefonun yerinde olmadığını gördü. Telefonun akıbetini öğrenmek için çekmecelerini karıştırmaya başlayan Nazif Okumuş, bu defa da, bu çekmecelerin birinde duran silahının yerinde yeller estiğini farketti. Nazif Okumuş''un şimdi yeni bir telefon ve silahı var !
ABD Başkanı Bill Clinton''ın ülkede estirdiği rüzgar devam ediyor. Ülkesine dönmesine rağmen, gerek kahve muhabbetlerinin gerekse medyanın belli başlı malzemesi hâlâ ABD Başkanı. Zaman zaman, kadim dönem kenar mahalle kızlarının, "Hişşt, gördün mü kız, sokağa Cüneyt Arkın gelmiş" yollu mukalemelerini andırır bir eksende seyreden Clinton Geyikleri''nin bir de Ankara boyutu var elbette. Başkentte kaldığı 35 saat içinde, Türk yetkililerin de abartılı gayretleriyle "Ankara''nın altını üstüne getiren" Clinton''ın Meclis''te de fazlasıyla bariz etkileri oldu. Mesela, hükümet ortağı küçük bir partinin kurmayları Başkanlık Divanı görüşmeleri için bir odada toplantı halindeyken paldır küldür içeri giren FBI ve CIA ajanları, teklifsiz bir "söri"nin ardından, odanın camlarına kadar gidip etrafı kolaçan etttiler ve geldikleri gibi yine hızla çıktılar.
Bir komisyonun başkanı ise milletvekillerini sık sık, "Biliyorsunuz ABD Başkanı Sayın Clinton gelecek ve Genel Kurul''a hitap edecek. Lütfen konuşmalarımızı fazla uzatmayalım ve Genel Kurul salonuna geçelim" diye uyarma ihtiyacı hissetti. Clinton''lı uyarılar Genel Kurul salonunda da devam etti. DYP Kilis Milletvekili Doğan Güreş, komisyon üyelerine tahsis edilen sıralara otururken, başkanlığın, "Burası Clinton''ın danışmanlarına ayrıldı" şeklindeki ikazıyla karşılaştı. Ancak Güreş, uyarı notunu getiren "kavas"ı dinlemedi, ABD''li danışman/korumalar da bir öndeki sıraya oturmak zorunda kaldılar. İçeride yer bulamayan heyet üyeleri ise Bayan Clinton''ın bulunduğu locaya geçtiler. FBI ve CIA görevlileri, Clintonlar''ın kaldığı otel Hilton-Sa''da da güvenlik için her türlü önlemi aldılar. Anlatılanlara göre ajanlar, resepsiyona inerek, "Halen Türk Emniyeti''nin aradığı ..... Bucak''ın oteli terketmesini istyoruz" talimatını verdiler. Adıgeçenin DYP Şanlıurfa Milletvekili Sedat Bucak''ın yeğeni olduğu kulaklara fısıldandı.
Son Clinton kulisi ise Chelsa Clinton''la ilgili. Televizyonların kameramanları, Chelsa''yı daha önce hiç görmedikleri ya da tanıyabilecek kadar dikkatle izlemedikleri için ABD heyetindeki "muhtemel Chelsalar"ı çektiler. Bürolarına dönünce de haber müdürlerinden bir güzel fırça yediler, alakasız heyet görevlilerini Chelsa diye kameraya aldıkları için.
Bilim Araştırma Vakfı''na yönelik garip operasyon tüm hızıyla sürüyor. Adnan Hoca ve arkadaşları üzerinden birileriyle hesaplaşma hesapları yapanların keyfi yerinde. BAV''cıların gözaltına alınmalarına sevinen bir başka grup da "İnsanın atası maymundur" palavrasını yayanlar büyük bir ihtimalle. Bilim Araştırma Vakfı, üç-dört yıldır Türkiye çapındaki seri konferanslarıyla Darwin''in Evrim Teorisi''ni yerle bir ediyordu. Şimdi ise hiç merak etmeyin, operasyonla meydanı boş bulanlar yine bildik yalanlarını savuracaklardır. Ne yazık ki; BAV''ın, masonluğun ipliğini pazara çıkarmak başta olmak üzere böyle pekçok hayırlı işin içinde olması bile bazılarımızın, "Onların da tutulacak tarafı yok" takıntısını ortadan kaldıramıyor.
Kendisi; Trakya''nın bir ilinin sayılı zenginlerinden birisi olmasına rağmen, Meclis idaresine verdiği özel dosyasına, annesinin "fakir ilmühaberini" de koyan hükümetin küçük ortaklarından bir partinin milletvekili olan politikacı...
