Susurluk Davası hükümlüsü Ziya Bandırmalıoğlu, Kadıköy Kalamış’taki bir lüks restoranda çıkan silahlı çatışmada öldürüldü!
Geçtiğimiz hafta Pazartesi akşamı yaşanan bu hadise, Türkiye’nin Susurluk Hafızasını bir nebze canlandırdı…
Hepsi bu kadar; daha fazla değil!
Vaktiyle aylarca gündemde kalmıştı, Susurluk Skandalı; sonrasında “unutulan ve unutturulanlar” kategorisindeki yerini aldı.
Bandırmalıoğlu cinayetinin ardından Susurluk topuna giren Sedat Ergin, şöyle yazdı:
“Pek çok insan bir milat olarak gördü kazayı…
Ne yazık ki, bu beklentiler, umutlar karşılıksız çıktı…
O dönemde su yüzüne çıkan bütün gerçeklere rağmen; Türkiye’nin bu gerçeklerle ne kadar hesaplaştığı, bugün yanıtı tümüyle boşlukta olan bir sorudur.” (Hürriyet, 24 Aralık 2021)
*
Peki, neden böyle oldu?
Siyasi tarihimize “Kaza” diye geçen, amma velakin gerçekte derin bir suikast olan Susurluk Olayının arka planındaki Baronsal Güç Odağı…
Türkiye’ye, kontrolündeki medya marifetiyle “çetelerle hesaplaşıldığı” yanılsamasını yaptırdı!
Bu yanılsamada, Yurttaş Doğan’ın Hürriyet’i başroldeydi…
Dönemin Hürriyet’inde, Sedat Ergin Ankara Temsilcisiydi; Ertuğrul Özkök de Yayın Yönetmeni.
Pişkin Ertuğrul “Susurluk olayını ertesi gün manşetten biz patlattık” diye övünüyor, halen daha! (T24’teki röportaj, 23 Aralık 2021)
*
Manşeti, Hürriyet’e “patlattıranlar” kimlerdi, acaba?
El Cevap: Sözde kazada, Mercedes’i infaz ettirenler!
“Her türlü” derin amaçlarına ulaşmışlardı…
Türkiye’deki Gladyo düzeneğinde kontrolden çıkmış belli isimleri ortadan kaldırdılar; bu arada, kendilerini de yani Üst Yapı’yı gizlemiş oldular!
Medya’ları eliyle de “Çeteler temizleniyor” gözbağcılığını yaptırttılar…
Kamuoyuna “afiyetle” yedirdiler!
Ertuğrul Özbukalemun, “Susurluk’u Radikal değil, Hürriyet ortaya çıkardı. Haber ilk Nurcan Akad’a geldi” diyor, T24’teki röportajda…
Buradaki yaman sual şudur: Nurcan Akad’a mı yoksa kendisine mi geldi, derin haber?
Misal: Arayan “ Sinyor Piccolo” muydu?
Susurluk Skandalı patladığında Yurttaş Aydın Doğan’ın gazetelerinden Radikal de seri yayınlar yaptı.
İskoç Etekli Marksist Mehmet Yakup Yılmaz’ın yönetimindeki Radikal gazetesi…
Susurluk’un faturasını ülkücülere çıkarırken; perde arkasındaki Derin Güç Odağını da itina ile perdelemiş oluyordu.
*
O günlerde Radikal’in ilk sayfasında yayınlanıp hafızalara kazanmış olan bir düğün fotoğrafı var.
3 Eylül 1995 tarihinde, bir gazinoda yapılan sünnet düğününde; Emniyet’in Özel Harekât Daire Başkanı İbrahim Şahin ile Abdullah Çatlı’yı “yan yana oynarken” gösteren bir fotoğraftı, bu!
Ziya Bandırmalıoğlu’nun çocuğunun sünnet düğününden bahsediyoruz…
Oğlunun kirvesi mi; Abdullah Çatlı idi!
Bu bağlantı, 3 Kasım 1996 tarihinde Susurluk “Kaza”sını müteakip ortaya çıkmıştı…
Çoktan unutulsa da, 25 yıldır bir sır değildir.
*
Buradaki püf noktası…
Susurluk’ta 220 ile giderken kamyona çarpan Mercedes’in içindekilerden Çatlı’nın başına gelen asıl hadisedir.
Mercedes’i ısrarla, inatla takip eden bir hasım otomobil vardı!
Hüseyin Kocadağ yönetiminde müthiş bir süratle giden Mercedes’in ayarlarıyla oynayan mekanizma, işte bu araçtakilerin elindeydi…
Yani?
Derin operasyon, o araçtakilere yaptırtıldı!
“Kaza” yerine gittiler ve “çok kısa sürede işlerini bitirmek” üzere…
Hurdahaş haline gelen Mercedes’tekilerin ölüp ölmediğini kontrol ettiler…
Asıl hedefteki kişi, Abdullah Çatlı idi.
İçlerinden biri, ağır yaralı haldeki Çatlı’nın boynunu kırarak infaz etti!
-Bunu yapan kimdi?
El Cevap: Ziya Bandırmalıoğlu idi!
Ezcümle…
Yirmi beş sene sonra; Su-surluk Testisi, su yolunda kırıldı!
Meraklısına Not: Mister Bandırmalıoğlu, Susurluk Skandalını müteakip bir süre saklanmış, sonra teslim olmuştu. Altı ay kadar hapis yattı ve Kasım 1997’de tahliye edildi!
Tutuksuz olarak yargılandı: 2001’de dört sene hapis cezası aldıysa da; 22 Aralık 2000’de çıkan Rahşan Affı’ndan yararlanıp “yırtmıştı!”
