Türkiye-Ermenistan arasındaki normalleşme süreci şimdiye kadarki en ileri aşamasına ulaşmış durumda...

İki ülke, İsviçre''nin arabuluculuğunda paraflanan protokol bağlamında diplomatik ilişkilerin kurulabilmesi için tarihi bir adım attı.

Altı hafta sonra imzalanması öngörülen protokole göre, diplomatik temsilcilikler açılmasının yanı sıra protokolün yürürlüğe girmesinden sonraki iki ay içinde ortak sınırın açılması ve ortak tarih komisyonu kurulması gibi açılımlar gerçekleşecek.

Uzun yıllar sonra, çözümün bu denli yakınlaşmış olması, Ermenistan''da ve Türkiye''deki belli çevreleri ciddi biçimde rahatsız ediyor.

*

Baştan söyleyelim, Ankara''nın Erivan''la ''çözüm olsun'' diye temel şartlarından taviz vermesi söz konusu değil…

Muhalefetin kara propagandası Ermenistan olayında da gösterimde.

Bizdeki muhalefetle Ermenistan''ın şahinleri aynı karamsar lisanla vaveyla ediyorlar.

Yaygara koparıp süreci baltalamak istiyorlar.

Karabağ''daki işgal sona ermeden Ermenistan''la anlaşma hayata geçemez.

Kilit nokta burası…

Ankara, Azerbaycan''a zarar verecek hiçbir adımı atamaz, atmaz.

*

Bölgesel güç konumundaki Türkiye''nin hedefi bütüncül çözümlere yöneliktir:

Ermenistan''la ilişkileri normalleştireyim derken Azerbaycan''la bozuşmaz.

Erdoğan''ın Azerbaycan''da tekrarladığı “Karabağ sorunu çözülmeden sınır açılmayacak” şeklindeki sözünü hatırlayalım.

Dışişleri Bakanı Davudoğlu da “Hiçbir süreç bizim için Türkiye-Azerbaycan dostluğundan daha önemli değildir” diyerek veciz bir biçimde Ankara''nın Bakü''ye güvencesini işaretledi.

Hal böyleyken…

“Türkiye Ermenistan''a taviz veriyor, Azerbaycan''ı harcıyor” gibi değerlendirmelerin iyi niyet taşıdığı söylenemez.

*

Peki ya, Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan''ın “Türkiye ile diyalogun Karabağ''dan bağımsız bir biçimde işlediğine” dair açıklamasına ne demeli?

Sarkisyan''ın bu sözlerini, şu aşamada ülkesindeki şahinlere yönelik ''politik'' bir açıklama olarak okumak gerekir.

*

Türkiye-Ermenistan arasında geçen yıl başlayan normalleşmenin, şimdilerde diplomatik ilişki kurma safhasına gelmesi “arka planda kimi ciddi mesafeler alınmasaydı” mümkün olamazdı.

“Ankara''nın protokole paraf atmadan önce Erivan''dan Karabağ için söz aldığına” dair haberi Yeni Şafak''ın dünkü manşetinde okumuşsunuzdur.

Ermenistan bu aşamadan sonra geri adım atarsa çözümü engelleyen, kaybeden taraf olur.

Tarihi şansı harcamak suretiyle “Buzdolabındaki Ülke” olmaya devam eder.

*

Başbakan Erdoğan, Ermenistan''la mutabakatın TBMM''nin onayı olmadan işlerlik kazanamayacağını hatırlattı.

Ermenistan ise Türkiye ile imzalayacağı protokole uyabilmek için anayasasını değiştirmek zorunda...

Netice?

Dışişleri Bakanı Davudoğlu “Her şey yolunda giderse yılbaşı itibarıyla sınırlar açılabilir” diyor!