Kupa derken, lig derken Beşiktaş üçüncülük şansını da kaybetti. Bu ne demek oluyor?

Bu demek oluyor ki, Beşiktaş bir dahaki sene Avrupa kupalarında yok. Futbol kalitesinde büyük sıkıntısı olan Beşiktaş''ın kasası da tam takır. 36 milyon dolar banka borcu olan Beşiktaş''ın Avrupa kupalarına gidememesi mali açıdan da büyük yıkım olacak.

Şimdi, önce şunu soralım. Bu Beşiktaş Avrupa kupalarına layık mı? On kere, yüz kere, bin kere layık değil. Böyle bir takım, böyle bir futbol olamaz. Ligde kaldığına sevinen Kocaelispor''un bilhassa ikinci yarıda hallaç pamuğu gibi dağıttığı Beşiktaş, değil Avrupa''ya, Türkiye''ye yakışmıyor.

Nouma nihayet teşrif etti. Ama hemen belirtelim ki eksik doldurdu. Beşiktaş''ın dünkü Kocaelispor karşısında tembelin tembeli olan bu futbolcusu sıkıntının en büyüğünü yaratıyor. Nerede, ne zaman, ne yapacağı belli olmayan "aklı bir karış havadaki tembel" Beşiktaş''ta yokları oynuyor.

Beşiktaş''ın, ilk yarıdaki futbolu ikinci yarıya nazaran daha göz doldurucuydu. Sol kanattan hücum bindiren İbrahim, orta alanda forvete yakın oynayan Ayhan Siyah-beyazlı takımı Kocaelispor kalesine doğru itiyordu. Ama gelin görün ki, önce Nihat''ın sonra Ahmet''in kendini bilmez halleri ve futbolları Beşiktaş''ın el frenini çekip durmasına neden oldular. Siyah-beyazlı takımda bir ya da iki futbolcu dışında kendini yırtan, galibiyet için didinen hiç kimse yoktu. Nihat Kahveci, Gürün Han''ın çaycısı kadar çalışmadı.

Bir de işin ikinci yarısı var. Kocaelispor yaptığı değişiklikle ileride tek bıraktığı Serdar''ın yanına Dobrovski''yi çekip ofans hattını güçlendirdi. Orta sahada oynayan futbolcularını da Beşiktaş kalesine daha çok yaklaştıran Yeşil-siyahlılar, rakiplerini hallaç pamuğu gibi savurdular. Mübalağa etmiyorum, Kocaelispor''un dün kaçan en az yedi net gol pozisyonu vardı. Ezildikçe ezilen Beşiktaş, ikinci yarıda ancak beraberliği bulabildi. İşin özeti bu.

Artık Beşiktaş kendi halinde, kendi yolunda. Daum''a ve onu getirenlere hayırlı işler.