Cumhuriyetin 84. yılı kutlamalarında İstanbul boğazında yapılan 15 dakikalık havai fişek gösterisi için harcandığı söylenen 2 milyon 250 bin YTL Cumhuriyetin ne olduğu ve ne olmadığını anlatmaya harcansaydı acımazdım. Bizim israf ve şatafata harcayacak paramız var mı? İstanbul''un ve Cumhuriyetin bu tür gösterilere de ihtiyacı yok.
Birşey yapılacaksa Mesela MÜSİAD ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Müdürlüğü ortaklığıyla düzenlenen sempozyum gibi etkinlikler bütün ilçelere yayılabilir. Geçen hafta sonu İBB Kültür Müdürlüğü ortaklığıyla Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği MÜSİAD''ın Sütlüce''deki merkez binasında gerçekleştirilen “İstanbul''un Taşı Toprağı Kültür” konulu sempozyum, medyada yeteri kadar yer almasa da katılım ve etkinlik bakımından oldukça doyurucuydu.
Düzenledikleri sempozyumun en önemli ayaklarından birinin de şehirli olma şuurunun oluşması konusu olduğunu ifade eden MÜSİAD Başkanı Dr Ömer Bolat''ın, “Şehirli insan, şehircilik şuurunu taşımalı ve şehrin kültür dokusunu muhafaza etmelidir. Ne yazık ki, bu efsunlu şehrin dillere destan güzelliği zamanla dünyayı büyüleyen asitane nerede ise betonhaneye dönüştürülmüştür” şeklindeki uyarıları yetkililer tarafından ciddiye alınmalı.
Konuşmacı olarak davet edilenler İstanbul''un farklı yanlarını anlatarak katılımcıların zihinlerindeki şehir imajını zenginleştirdiler.
Sempozyumun onur konuğu Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay oldu.
Tam gün olarak düzenlenen 5. İletişim Zirvesi, Minatürk Gezisi ve Akşam Yemeği ile birlikte gerçekleşen Kent Orkestrası Resitali ile son buldu.
“Bu sempozyumun medyanın kentlileşme kültürü üzerindeki yaklaşımıyla yeni fırsatlar oluşturması için bir kıvılcım olmasını umuyoruz” diyen MÜSİAD İletişim Komisyonu Başkanı Nureddin Nebati ve ekibi ile katkıda bulunan Kültür AŞ''yi tebrik etmek lazım. Organizasyonun arkasında yer alan İletişim sorumlusu Saffet Yılmaz ile Sadi Dinleyiciyi de ayrıca kutlamak gerekir.
İstanbul İl Genel Meclisi Başkanı Hasan Büyükdede''nin kültür başkenti projesi kapsamında gençlere Osmanlı kültürünü tanıtma fırsatı bulacaklarını söylemesi bizi memnun etti.
Türkiye''nin ilk pastorize süt üreten firmalarından biri olan Yaşar Holding''e ait Pınar Süt, lider olduğu süt ve meyve suyu üretiminde yeni ve genç rakipleriyle başedemiyor.
Sektörde faaliyet gösteren şirketlerden edindiğimiz bilgilere göre, iki sektörde de çok değerli marka olarak bilinen Pınar''ın yaptığı ek üretimin de yetersiz kaldığını ileri sürenler, Pınar''ın meyve suyunda fason üretim yaptırmak zorunda kaldığını söylüyorlar.
Türkiye''nin en eski firmalarından ve holdingin lokomotif şirketlerinden biri olan Pınar''ın süt ve meyve suyu üretiminde piyasaya yeni giren firmaların gerisinde kalması, gıda sektöründe,”Ege bölgesinin gururu ve Türkiye''nin en büyük gruplarından biri olan Yaşar Holding''in en değerli markası Pınar kurumaya başladı” şeklinde yorumlanıyor.
Piyasadan aldığımız bilgilere göre, Ülker, günlük süt üretiminde 2 bin 100 ton ile sektörde önde giderken Sütaş''ın günlük kapasitesi bin 400 ton. Pınar''ın ise günlük üretiminde 700-800 tona kadar indiği belirtiliyor. Kay Süt''ün bile günlük 600 ton kapasitesi ile Pınar''a erişmek üzere olduğu söyleniyor.
Türk-Kürt ayrımcılığından sonra sırada ev ve işyerlerine bayrak asanlar ve asmayanlar ayrımcılığı var.
Hazırlıklı olun.
Dünya tek devlet olsaydı başkenti kesinlikle İstanbul olurdu.
